Gazzeyi serbest bırak hareketi (Free Gazze Muvement) bir filo ile denizden bir emri vaki yapma girişimi ile dikkat çekmeye çalıştı. Ancak olay sırasındaki hareketler yöneticilerin aralarına fanatikleri aldıklarını ve onları kontrol edemediklerini gördük. Bu hale eylemlerle tanışmış olan solcu gençler çok Tanık oldular. Bu gibi durumları yaratanlar örgütleyenler tarafından hasmane bir müdahale olarak görülürdü ama bazıları kendileri de başkalarının örgütlediklerine sızıp müdahale ederdi.
Olay gerçekleştiğine ve İsrail ölçüyü kaçırdığına göre şimdi olayların aşırılığa kaçmasına neden olan saldırganlığı kınamak ve bundan çıkacak bir yararlı sonuç varsa çıkmasına yardımcı olmak gerekir diye dibini kurcalamamak gerekir. Ancak olaya katılmaya çalışan başka gemiler de söz konusu olduğuna göre gelişmeleri beklemeden gene yaşamları tehdit eden bir olasılığa karşı uyanıklılık şarttır. O yüzden bundan sonrakilerden dincileri defetmek gerekir.
Öncelikle hatırlatmak isterim ki insan hak ve özgürlüklerine düşkün olan bir dinci görüldü ise bana da haber verilsin! Bunca kavgalar ve hayatını verenler görüldüğü halde dincilerden onlar için bir ağıt biler duymadık. Tam tersine Kanlı Pazar olayında Taksim’de özgürlük ve antiemperyalist gösteriye saldırıyı icra edenler Kabataş’taki Camiin önünde biriktirilen dincilerdi. Ondan sonra da dinciler solu ezmek için hazır kuvvet olarak kullanıldılar. İtiraz edenlerini de görmedik.
Şimdi gaza veya cihat iddialarıyla Filistin’le ilgilendiler ama ancak Hamas gibi kendilerinden gördükleri dini bir örgüt seçim kazandı diye ilgilendiler.
Dincilerin Hamas ilgisi Filistin’e bir şey kazandıracak değildir. Çünkü benzer dinciler Mısır gibi bazı Arap ülkelerine karşı tehdit oluşturduklarından Hamas’a yaramasın diye Gazze kapısını açmayı bile kabul etmeyecek kadar kızgın olan Mısır gibi şiddetle ve umutla Hamas’ın başarısızlığını görmek isterler. Onlar için Filistin sorunu ya ikinci planda kalmaktadır ya da Hamas yüzünden Filistin sorununun çözüm umudu ortadan kalkmıştır.
Uzun süre uluslar arası sorunlarla ilgilenenler bilirler ki bir olayda bir tarafın kuzu bir tarafın kurt olduğu görülmemiştir. İki tarafın da suçlu olduğu genel durumdur. Bunlar arasında zayıf taraf olur ki o kurbandır ama kurbandır diye haklılığa önem verir demek yanlıştır. Zayıf taraf da elinde ne varsa karşısındakinin başına vurmaya çalışır ve sınır tanımaz.
Bu olay da öyle olması ihtimaline karşı dikkatle ele alınması gereken bir olaydır. Tabi ki olaya ölçüsüz bir şiddetle katılan ve kendi askerlerine karşı gelinmesini şiddetle karşılayıp “düşmanı öldüreceğine korkut” kafasıyla hareket edenin suçlanmasına engel olmamak şarttır.
Filistinlileri gaza, cihat ve fetih gibi dini ifadelerle gaz getirmek çok zararlıdır. Denktaş’a bizim içimizde Hıristiyan Araplar da var onun için İslam vurgusu yapmayın diye uyaran Arafat’a saygı gösterilmelidir. İsrail’de bir dini savaş sürdüren Taraf varsa o Yahudilik yanlısı olup da her Yahudi’nin İsrail’e göç etme hakkıdır diyenlerdir ve öyle bırakılmalıdır. Araplar Filistinlilerin kardeşleri olarak onları desteklerler ve insan haklarına saygı ve bölgede barış isteyenler de desteklerler ama haçlı seferleri zamanında Hıristiyanların eline geçen kutsal toprakları kurtarmak hedefiyle genelde Filistinlilerin onayladığı İsrail’in varlığını kabul politikasına karşı çıkmak olmaz.
Avrupa Sol partileri uzlaşmayı desteklemektedir ve gazetemizde o uzlaşmayı bulabilirsiniz.
Dinciler ben şehit olamadım diye feryat eden militanlarını saklamazken uyanık olmamak gaflet olur. Yöneticilerden birisi olan dinci övünerek askerleri ezdiklerini, İsrail’in ezilen bir askerin yüzündeki ifade görülmesin diye fotoğrafını halktan gizlediğini, askerlerin silahlarına el koyduklarını ve denize attıklarını anlattı. İsrail askerlerinin yakalanabileceğini ve sonunda silaha başvurabileceklerini hesap etmek zorunda idi. Onun için ne derse desin suçluluktan kurtulamaz. Gemiye asker sokacaksa idi yeteri kadar askeri yeterli zaman da sokmayı garanti etmeli idi. Yoksa gemi durdurmanın başka yollarını bildiklerini göstermişlerdi, öyle yapmalı idi. Tabii sivilleri kamaralara sokup askerlerle savaşmaya kalkmak da silahlarını alıp onları yaralamak da olacak iş değildi. Sivilleri kamaralara dolduracak kadar örgütlü davranış ya profesyonel işidir yani IHH profesyonel yardım almıştır veya işin arkasında Türkiye’den başkaları vardır.
Sivil bir hareket ancak sivil bir örgütün ölçülü davranışı olursa etkili ve saygın olur. Bu işin dibi kurcalanacaktır. Umarım altından çapanoğlu çıkmaz.
Cihatçı bir boyutu olursa İsrail aklanacak değildir ama bundan sonrası ne olur bilinmez. Uluslararası destek Gazza’da yeni bir statü yaratacak gibi görünüyor ama esas olan barıştır. Yeni statüyü savaşı başka boyutta sürdürmek ve bir türlü İsrail’in varlığını kabul etmeyerek antlaşma olasılığını ortadan kaldırmak işe yaramaz. İsrail’e fırsat tanır. Amma dünya yeni oldubittilere karşı uyanık olmak zorundadır. Her Yahudi’nin İsrail’e yerleme hakkı vardır gibi (istirdatçı) irridentist ve dinci uygulamalara son vermek de İsrail’in boynunun borcudur.