Yıllar yılı bu memleketin kuzeyinin gündeminden düşmeyen bir konu:
Transferler..
Transferler denince elbette akla ilk gelen futbolcu transferleridir,
Futbolcu transferlerinin her yıl belli dönemlerde yapıldığını herkes bilir,
Bastırırsın parayı satın alırsın en güzel çalım atan futbolcuyu,
İyi bir kadro kurar şampiyonluklar için oynarsın.
Ancak ülkemizin kuzeyinde bir de “ vekil” transferleri hep gündemdedir,
Her hükümet krizi olduğu dönemlerde “vekil transfer borsası” açılır.
Nerede ise kırk yıl oldu.
Devamlı izliyoruz, hep aynı film.
Her başı sıkışan parti, bu borsa içine dalar ve transferini yapar.
Bu işin rezilliği çıktı artık,
Buna rağmen hala daha bu transfer piyasası içinde dans edenler ve dans ettirenler itibar görüyorlar,
Son haftalarda izlediğimiz kadarı ile DP’den iki vekil istifa ettiler.
Daha önce de bir başkası aynı partiden istifa ederek pusuya yattı.
Herkes biliyor ki bu istifa edenler, UBP yetkilileri ile görüşerek birtakım makam vaadleri ile istifa ettirildiler.
Şimdi UBP çoğunluğu sağlamak için, bu iki vekili nasıl bünyesine katacağının hesaplarını yapıyor.
Hani kamuoyundan bu davranışlara tepki var ya, işte onu yumuşatmak için yavaş yavaş hareket ediyor,
Oysa aslanlar gibi biz UBP’ye geçiyoruz deyip geçseler ne olacak!
Olacak birşey yok, bu uygulamalara alışmıştır millet, umurunda bile olmaz,
Hani ÖRP’nin nasıl kurdurulduğu, nasıl CTP ile kucaklaştığı bilinmiyor mu?
Biliniyor ama kimsenin de umurunda değil,
Hatta baksanıza CTP yetkilileri bile bu işlerin siyasi ahlaksızlık olduğunu söyleyebiliyorlar,
Sanki kendileri ÖRP’nin kurulması için yaptıkları siyasi ahlaksızlık değilmiş!
Bu rezillikler her dönem daha da artarak sürüyor,
Çoğu her haltı yemişler, şimdi sanki haberleri yokmuş gibi konuşuyorlar,
Yıllardır yazdık, söyledik,
Bu memleketteki herşey vitrinin süsleridir,
Süs olan herşey de kolayca yerinden oynatılmaktadır,
Seçim varmış, hükümet varmış, meclis varmış!
Nerede bunlar da biz görmüyoruz?
Vitrinin önünde görünen dans eden, yalan konuşan, daldan dala atlayan makam ve menfaat için tepinenler,
Bu son noktaya nasıl gelindi?
Geçmiş dönemlerde de hep böyle oluyordu.
Yani Türkiye yönetimleri istediklerini yapacak hükümetleri hep bu yöntemlerle oluşturdular.
Bu kez bu işin altında da Ankara’nın parmağının olmadığını söyleyecek var mıdır?
Önce paketin geçmesi için ÖRP’yi kullandılar.
Onlara UBP’yi desteklemelerini söylediler,
Ankara’nın kulları bu isteği red etmedi,
Ondan sonra, bu pakete onay vermeyen DP’yi hallettiler.
Makam peşinde koşan vekillerin istifasını sağladılar.
Önümüzdeki günlerde çalışanların haklarına indirilecek darbeler için UBP’ye çoğunluk sağlattırdılar,
Göreceksiniz Tahsin’in de UBP’ye dönmesini sağlayacaktır Ankara,
Niye DP’nin üstüne çullandılar,
Çünkü Tayyip bey Denktaşlara karşı tavrını yıllar önce ortaya koymadı mı?
Serdar bey herhalde Tayyip beyin tavrını unutmuş olacak ki, hala daha onlara zaman zaman şükran çekmekten de geri kalmıyor,
Unutulmamalıdır ki insanlar içinde en kindar kesim bu dincilerdir,
Kolay kolay affetmezler ve puntuna getirip intikamlarını alırlar,
Neyse, bütün bu olanlar bir kez daha bu memlekette seçim olayının tartışılmasını gündeme oturttu.
Bu memlekette seçim yoktur diyen YKP nin tavrını bir kenarda tutalım, ama gelsin tüm örgütler artık bu seçim olayını tartışalım,
Madem istediği zaman istediği vekili alıp bir başka partiye geçirecekler,
Madem istedikleri zamnan istedikleri hükümeti bozup istediklerini kurduracaklar,
Seçimin ne anlamı var ki!
Sonra haçana bir be arkadaşlar,
Bu kaçıncı be gavole artık!
Bütün bunlar yaşanıyor, gene yaşanıyor, gene yaşanıyor,
Seçim çare mi? Gelin tartşalım,
Ve gelin seçime seçim denecek koşulları yaratalım.
Siyasete, siyasetçiye güven duyulacak ortamı yaratalım.
