yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGELİŞMELERLE KIYAS YAPMA GEREKLİ OLMAKTADIR - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

GELİŞMELERLE KIYAS YAPMA GEREKLİ OLMAKTADIR – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Duyarlı ve özelikle sosyalist kesimler gerek yerel gerekse özellikle Avrupada olan tırmanış şeklindeki yeniden sermaye üretme siyasetini mutlaka izlemesi gerekir. Medyalar dahi konuları öne çıkarmıyarak adeta konuyu hasır altında dolaştırıp gerçekleştirme durumuna çanak tutarken, sol kesimin hem ders çıkarma, hemde yeni oluşmakta yapılanışı iyi bilmesi gerekir. Sistemi korumak için duruş sergileyenler elbet bunları bilme yerine tekrarlayarak savunma noktasındadır. Oysa sosyalistlerin özgülük ve deyişim talebi nedeniyle mutlaka gelişmeleri ve getirisi götürüsü bilip yeniden alternatifler yaratmak zorundadır. Bu dahi son gelişmeleri takip etmek deyil devamında tartışıp doğru analiz yapıp yeniden ele alma zorunlulukları da oluşmaktadır. Bu nedenle zaman zaman genel gelişmelerle yerel birliktelikli yazılar yazdığımda, en duyarlı sol olanların dahi oluşan kabuslu örtüde konudan hala uzak olduklarını da yaşayarak öğrenmek, bana biraz burukluk da yaratmadı deyildir: Ama yine ben en azından bazı bilgilerle bu konuda duyarlı olanlara katgı yapma amacıyla yazmaya devam ediyorum.

Son günlerde özelikle ağzımız dolu övdüyümüz AB içinde dahi oldukça çalkantılı gelişmeler olmaktadır. Her ne kadar medyalar dahi bunları örtmeye küçümsemeye ve başka göstermeye çalışsa da özde önemli alt üstlere gebe olgulardan söz etmekteyim. Fransa adeta haftalardır sokaklarda yeniden sınıf mücadele merkezlerinden olduğunu hatırlatan olaylarla çalkalanıyor. Tıkanan kapitalist neoliberal süreç aşılma adına kemer sıkma adıyla haklar gasbedilme hamlesi ve sokak direnişi ikilemi olmaktadır. Derken bu kez İngiltere de ayni kemer sıkma siyasetini açıklayarak adeta banka kurtarma ve ekonomik kriz faturalarını yenileyemiyen neoliberal siyaset nedeniyle halka çıkarılıp ödetilme gelişmesi açıklanıyordu. Ne tuhaf ki ayni hamleler adeta daha ağırı bizde olurken de ses dahi olmaz, kendi ahalimiz tartışmak dahi istemezken, bilmedik çizgisinde ama çok pay isteyen güdük ve paracı sermayemiz her gelene alkış tutarak, sanki kendine daha fazla pay verilecek rüyasıyla gerçekleri konuşuyor. İlk paradoks kıyas zaten buradan başlar.

Fransa denilince zaten tarihsel sınıfsal mücadele akla gelir. Şimdi de kriz sonrası yapılan sermaye kurtarma harcamaları ve vergi indirme kurallarının bedeli emek ekseninden alınma hamlesi karşısında, sokaklar yeniden dirençle doluyor. Gelişmeleri günlük yazmak dahi çok yer isteyen konu. Üstelik yazı yazıldıktan sora okuyucuya ulaşıncaya dek olacak başka deyişmeler verilecek bilgiyi dahi eski yapma tehlikesi olmasından, tek tek tekilerden kaçınmaya ve genel derslerle olayları aktarıp kıyas yapacam. Ancak şunu eklemeden kalmayım: Çocuklar dahi sokağa çıkıyorsa, ve Sarkozi onca ablukaya tepkiye karşın devam diyorsa, sermayenin ne denli acımasız olduğu kadar, aşmazlarlar siyaset üretememesinin de acizliyi ortaya çıkmaktadır.

Fransa tepkisiyle Avrupa daha siaysal net denklemi etkileneceyi için bunları iyi kavrtamak gerekir. Oysa bizde daha beteri gündemdeyken ve yasalaşırken, öyle sürekli tepki veya konuşulma durumlalrı yaşanmadı. Hep dedi kodu ve endişelerle kaoslarla ve umursamazlıklarla donanıp kalıyoruz. Fransada 2 yıl emekli uzatılması sokakları haftalarca doldururken, bizde son sigortalar için 5 yıl denilmesine karşın tartışması dahi hala başlamadı. Hele de kesilen ama yatırılmayan sigortacılık çizgisinde olmamızın da durumu gündem olmadı. Hep “çıkarına bak” tekerlemesiyle kendimizi kurtarırırız.

Fransa yeni sınıf mücadele tarihi yazıyor. Şimdiden şu gerçekler ortaya çıktı. İnsanlar sandık dönemi bile bile yapılacakları bildikleri halde destek verdiler. Yasa gündeme geldiyinde sendikalar istemese de halkın dayatmasıyla direnişi yükseltti. Sokak devlet ikilemi yaşanarak, yöentim parmak sayısını baskıyı ve polis gücü ile sermaye etkisini kullanırken, emek ekseni de sokakları gösterileri ablukaları karşıt güç olarak kulanıyor. Genel yansıma da sermaye yanlısı medyalar konuyu ya hiç vermeme, veya başka gözle eylemelrin insanları nasıl kötü etkilediyi probagandasıyla, yapılan sokak çıkışını karalamaya uğraşıyorlar.

Genel etkisi ise; Önce Avrupada egemen sermaye kesiminin tıkanmasına karşın neoliberal etkinlik artacaktır. Genel sınıfsal mücadelede ise artık Fransada eyer kaybedilirse, sokak yanında başka etkili eylemler de düşünülecek konuma gelinecektir. Sermayenin genel program saldırısı olurken emek ekseninde ayni dayınaşmanın olmadığı da ortaya çıktı. Birde genel yurttaş eylimi handikapları olacaktır. Çünkü yukarda belirtiyim gibi Sarkozi bile bile desteklendi. Bu gözden kaçırılmasın eylem ile poletik tercihlerin çeliştiyi yerde güçlü olan sermayenin daha saldırgan yaptırım gücünü tetiklemektedir. Çünkü sadece isimler deyiştirilip makyajla işeler tamamlanır.

Fransadan başalayıp Ingilterede de devam eden neoliberal bedel ödettirme bizde de önemli deyerlendirme gerekiyor. En başta oldukça sınıfsal bakış genel yaklaşımla kendi iç siyasal yanlışın adeta unutulduğu görülüyor. Çünkü bize de gelen tüm paketler hem genel sermaye siyasetinin aynisi hatta daha acımasızı olurken, diyer yandan siyasal yanlış Türkiye gerçeyi nedeniyle hem evrensel reçete dayatılarak gelirken, bu reçete Türkiye tarafından dayatılırken, diyer yandan T,ürkiyeleştirme siaysetinin de tetiklenmesinde kulanılıyor. İMF sermaye reçetesi ve Türkiyeleşme siyasetlerinin saydamlaşıp el deyiştirme ve sermayeleşme piyasaları birlikte yürüyor. Bunu bilmeyen yerel poletikacılar koltuk adına dar avanta çıkarıyla aynen tekrarlarken, her alanı da devrederek ayakta kalma çabasında olmaktadırlar. Bu durum hep bir parçası eksik kalınca adeta yanış yapma şansı oluyor. Gelen paket İMF sermaye eksenli olduğu ve Türkiyeye de dayatıldığı genelin kendisi olurken, diyer yandan bunu dayatan Türkiye de Türkiyeleştirme ve kendi yapısal piyasa hakim olma argümanlarını nufustan sermayeye dek yerleştirerek alanları ele geçirme hamlesine dönüştüyor.

Kısaca Avrupa ve özde Fransa yeni sınıfsal mücadele tarihi yazıyor: Bizde umurunda olan dahi yok: Ayni kararların daha acısı bizde de gündemden hareketlenmeye geçmesine karşın bu gerçeyi deyiştirmiyor. Gerçek olan emek ekseninin Fransa sonrası mutlaka çıkaracak çok dersleri olacaktır. Hele de sermayenin dayanışmasında emek ekseninin olmaması ve poletik çizgi eksikliyi hep acı eksiklik olarak görülecektir. Bizde birde kendimizi dahi görmekten uzaklaşıp rüyasal romantik marazi yaşamda bakalım daha ne kadar ayakta kalacağız?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
351AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin