arşivAli SarıtepeTAMLAYICI SİYASET VE TAMLAYICI SİYASETÇİLER - Ali Sarıtepe
yazarın tüm yazıları:

TAMLAYICI SİYASET VE TAMLAYICI SİYASETÇİLER – Ali Sarıtepe

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bugün Kıbrıs’ta, Kıbrıs’ın işgal edilmiş kesiminde, siyaset; daha önceleri varmış gibi gözüken farklılıkların aslında var olmayan farklılıklar olduğu ve bu farklılığında yaşanılan süreç itibariyle hızla ortadan kalktığı bir dönem yaşanıyor.

Yaşanılan bu süreç, siyaset ve siyasetçileri iki ana kategoride toplamayı da beraberinde getiriyor.

Kuzeyin mevcut durumunu baz alan ve bunun hukuksal meşruiyet kazanması için, detayda farklılıklar olmasına rağmen, toplamda aynı bakış açısına sahip olan düşünme tarzı olan; ikili işgale uğratılmış olan kuzeyin, Türkiye ile olan ilişkisini en üst noktaya taşıma ve buna hukuksal geçerlilik kazandırmaya çalışan siyaset yanı Tamlayıcı Siyaset ve bu siyasetin yürütücüsü olan Tamlayıcı Siyasetçiler. Diğer tarafta ise Kıbrıs ve Kıbrıslılık esas olgusunu rehber edinen siyaset ve siyasetçi tipi.

İkinci tip siyasetçi; Bağımsız ve Birleşik Kıbrıs şiarını kendisine rehber edinen siyasetin ada ya biçtiği gelecek. Silahlardan arındırılmış ada –devlet-, bünyesindeki farklılıklarıyla barışık ve adasıyla ilişkisi olan tüm devletlerle barışçı ve eşitlikçi anlayış tarzı.

Bu, aslında olgunun mecrasına akması, aslına dönmesi demektir.

TC devletinin daha düne kadar: “bizim Kıbrıs diye bir sorunumuz yoktur” diyen anlayışının, bugün gelinen noktada; ayakları üzerine doğru oturtmak için imkanlar sunmasını da beraberinde getirmektedir.

İşgal altında ki topraklarda siyaset yapan partilerin sağda ve solda belirtik hallerine baktığımız zaman, her iki tarafında ortaklaştıkları ana konu tektir. Türkiye politikalarını ve uygulamalarını meşrulaştırıp, her iki cenahtan potansiyelleri ortak havuzda birleştirmektir. Mutlak Türkiye’ci Denktaş’la başlayan ve ilericilik-devrimcilik-sosyalizmci soslu ve Talat’la en üst temsiliyet haline gelen (popüler deyimle) ‘sözde’ Kıbrıscı anlayışın ortak havuza farklı akıntılarla vardığı sonucudur.

Dolayısıyla, eski ‘farklı duruşlar’ üzerinden bugünü anlatmak siyasetin yeni halleri ile uyuşmamaktadır.Toplum; yaşanılan siyaset pratiğinin algılamasını kendi hayatında o kadar net görmüştür ki, “Yok birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız” reklam sloganının en tam karşılığını yaşamışlardır. Bundan dolayı da ‘ama biz farlıyız’ tekrarlamaları, heyecan yaratmaları çabaları “gök kubbe de hoş bir seda” olarak kalmaktadır.

UBP’nin önde bitirdiği başkanlık ve genel seçimlerden sonra, zaman şunu göstermektedir.

Deniz bitti!

Siyaset duruşları, kamplaşmaları bugün yeniden oluşmaktadır.

Bir tarafta statükocular vardır. Bunlar her ne kadar kendilerini farklı anlatmalar içerisinde göstermeye çalışsalar da: UBP ve CTP başta olmak üzere ve onların çekim alanında olan diğer irili-ufaklı partiler.

Diğeri de Bağımsız ve Birleşik Kıbrıs eksenli politika.

Yeniden karılma ve saflaşmanın bu yakasında ki anlayış ve yapılar; bünyesinde dinamizmi barındıran taraftır. Dinamizmi barındırdığı kadar da bu durum, gözlere düşen olguların getirdiği yeni dil anlamışla da söylemde tazelikte, kendisine yol açma çabası içerisindedir.

Geçmişte, çeşitli nedenlerden dolayı pas geçme anlayış ve davranışlar durumu yaşamış olsalar da, bugün; bu anlayış ve yapılanmalar kendilerini bu ağırlıklardan kurtarmak zorundadır. Çevreler ve özneler, bu ağırlıklardan kurtardıkları oranda kendilerini, gelecek ortaklaşmaları o oranda sağlıklılık kazanacaktır. Birinin, diğerinin ayrıntılar da ki özgünlüğünü yok sayması ya da yoklaştırması, bu anlayışa yapılabilecek en büyük kötülük olacaktır.

Tamlayıcı siyaset ve Tamlayıcı siyasetçileri; tarih sayfasında hak ettikleri yere göndermek için: “Bağımsız ve Birleşik Kıbrıs”  anlayışlarının çevre ve öznelerinin, bu sloganı öne çıkarıp hayata bunun üzerinden müdahale etmeleri gerekecektir. Müdahalenin ana ilkesi bu olduğu zaman; bu ilkeden güç alan ve topladığı bu gücü yine kendi havuzuna aktaran “ajitasyonda ve propaganda da birlik, eylem de detayda farklılık” anlayışı geleceği yakalamada, kurmada yeni imkanlar yaratacaktır.

Bugün siyaset, her zamankinden daha fazla sahicileşmiştir. Dolayısıyla da; sahicileşen bu siyasete denk düşen davranışta sahici durmak, sahici kurgulamak ve sahici yaşamaktır.

Eskiyen şeyleri geride bırakmak lazım. Onun yerine yeni şeyler söylemek lazım.

Yeni durmak lazım.

Yeni durmak; çoğalmayı da beraberinde getirecektir.

Yeni durmak; güçlerin rasyonalize olmasını sağlayacak, yürümeye yeni kanallar  olacaktır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin