Soygun nedeniyle ailelerin bile perişan edildiği telefon rezaletine ve devletin başındakilerin yardımıyla meydana gelen büyük soyguna YENİÇAĞ gazetesi olarak ışık tutuyoruz…
Elde ettiğimiz bilgilere göre soygunun birinci aşaması mobil telefon hizmetlerini vermesi için bir şirkete imtiyaz verilmesi olduydu. Bir firmaya tekel verirseniz devlet onu sürekli denetleme olanaklarını elinde tutmalı ve denetlemelidir ama bizde bunlar yapılmaz ve denetleme olanaklarını elde etmek bir yana yapılan sözleşmelere uyulmadığı görülünce bile gereği yapılmaz. Nitekim bu tekel firma da yap işlet devret usulüyle aldığı işi süresi bitince devretmedi. Hatta sözleşmesinde olduğu halde roaming yani uluslararası ağa doğrudan bağlantı kurmadığı bile tartışılırken devletin hizmetlerinden yararlanma ve rekabete karşı korunma olanaklarına karşı vereceği harçları azaltıldı. İnsanlarımız daha ucuza iletişim kuracak olsa amenna ama bu harç düşürmenin devlet gelirlerine azaltıcı etki yapmayacağı günlerce halka duyurulsa da 2006 yılından 2008 yılı sonuna kadar devlet gelirlerine bakılırsa görülür ki yeni sözleşmeden önce 131 milyona çıkan gelirler 2008 yılında 75 milyona düştü. Yarıya yakın azaldı.
Yani devlet telefon şirketlerinden daha az para aldı ama halk da daha ucuza telefon etme olanağı bulamadı. Değil devletin aldığı paradan yapılan azalma kadar ucuzlatma Türkiye’de de görüldüğü gibi mobil telefon konuşmalarında bütün dünyada görülen ucuzluk buraya yansıtılmadı. O kadar ki Türkiye’de dakikası 15.08 kuruş olan cebe bağlanma ücreti (ki teknik olarak sonlandırma ücreti olarak sözleşmelerde geçmektedir) sözleşme sırasında bile her arama başına 13.5 kuruşa inmiş ve 6.65, 3.15 diye sürekli gerilerken bizim devlet yetkilileri bizi 23.2 kuruş ile yıllarca bağladı. Hala da bizi 23.2 müşteriden alınıp 15.08 kuruşa mobilcilere yani cepçilere kazıklatıyor.
Bir kamu kuruluşunun rakip olarak devreden çıkınca neler olduğunu KTHY’yi batırdıklarında gördük hala da görüyoruz. Lisansla iş görüldüğünde devletin bizim çıkarlarımızı ne kadar koruduğunu da görmekteyiz. İlk önce bir, sonra iki firmaya bizi mahkum ettiler, rekabetten de yararlanamıyoruz. Devletin koruması olacağına devlet bizi soyduruyor, yetkililer rüşvetle cep dolduruyorlar. Aksi halde hepsi de aptal!
Türkiye’de cep telefonunu arama 23.2 Kuruştan adım adım 3.15 kuruşa inerken bize 23.2 kuruşluk kazık el biriliği ile atılmakta idi. Devletin telefon dairesinden de uyarılar yükseliyordu ama duyan yoktu. Onlara göre madem sözleşme 23.2 Kuruş esasını belirtmişti, 15.08 kuruştan devam etmeliydi ve bunda bir gariplik yoktu. Ücretlerin sürekli düştüğünü bilmiyorlarmış gibi ve bilmemeleri masum bir hata imiş gibi yapıyorlardı. Bunun karşılığını cepçilerden almadılarsa ya salaktırlar ya da yalan söylerler. Hiçbir sözleşme yoktur ki iptali halinde bir tazminat öngörmesin veya hitam tarihi olmasın yani her sözleşme şartlarına uyularak iptal edilir. Bu sözleşme de iptal edilse ve ‘gelin yeni fiyatlarla uzlaşalım’ denilse cepçilerin yapacakları bir şey yoktur çünkü devlet onlara lisans vermiştir; onlar devlete değil! 15.08 kuruştan kurtulup 3.15 kuruşa uzlaşılsa milyonlarca lira ayda halk kazanacak ve isterse devlet de bundan pay alıp telekomünikasyon yatırımlarını hızlandıracaktı.
Soygun sömürü sadece cep telefonlarında değil. Halka sunulan bir hizmet de konturlu telefonlardır. Onlar da sözde özelleştirilmiş bir hizmettir. Bir açıkgöz şifreli kart hizmeti vererek kaymağını yer esas hizmeti sunan Telefon dairesi ise zarar etti iddiasıyla satışa arz edilir. İnsanımız işlemeyen devlet verimsiz memur iddialarını dinleye dinleye bugünlere geldi ve KTHY’nin batırılması sonrasında devlet denetiminin olmadığı zaman fiyatların nasıl uçtuğunu gördü yaşadı. Şimdi de verdiği hizmetlere rağmen kimlerin ne kadar kazanç sağladığını görüyor ve hizmet için yaratılan tekel örneği olarak da konturlu telefon hizmetini görüyor. Devlet yani telefon dairesi uyarıyor ama dinleyen yok. Birilerinin komisyonluk yediğini düşünmemek elde değil.
TV’lerde “madem hat sağlayıp da abone almaya çalışmıyorsunuz batarsınız tabii” diye alay edilen telefon dairesi onun için kan ağlıyor. Çünkü toplayıp cepçilere ödüyor ve onlar reklamlarla kazançlarının derecesini halka hissettiriyorlar. Telefon Dairesi ise başındaki politikacılara sözleşmeden doğan haklarının tahsilini bile yaptıramıyor. Örnek olarak dairenin devlete ödediği ve devletin daireye verdiği harcama miktarına bakıldığında görülür ki net olarak gelir merkeze gitmektedir ama yeni hat döşemeye harcanmamaktadır, yeni malzeme alımı yaptırılmamaktadır.
Devlet denetlemezse ne olur gün gibi ortada. Reklamları okuyun, Sidney’e 17 kuruşa konuşun derler ancak kendi evinizi 23.2 kuruştan arayabilirsiniz unutmayın!
Kapitalist devlette güçlü bir devletin denetimi şarttır diyen teorisyenlere soralım: cepten sabit telefon aranırsa 15.08 kuruş dakika için Turkcell’e ödenir daire tarafından da sabit telefondan cep aranırsa Turkcell neden sadece 2.9 kuruş dakikaya öder? Yani daire cepçiye ayda 1.5 milyon öder cepçi de daireye 42 bin Lira. Öyle olunca da iki cep telefonlular ve cep telefonu rekortmeni oldu bizim mekan!
Bu kadarı da nasıl olur derseniz aslında sırrı 29 Haziran 2010 tarihli Turkcell’in Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Telekomünikasyon Üst Kurulu Başkanlığı’na yazılan mektupta gizlidir;
“KKTCELL olarak amacımız; (..) lisans sözleşmesi ile verilen haklarımızı kullanarak sorumlu olduğumuz partilere yükümlülüklerimizi ve finanssal taahhütlerimizi yerine getirmektir.”
Hangi partilere? Bu sorunun cevabını bulan yukarıdakilerin nasıl olduğunu anlar!
Kuzeyde birbirine rakip 3 firmadan biri nasıl sponsor olur da diğer operatörün teknik elemanlarını teknoloji fuarlarına götürebilir?! “CeBIT Bilişim Eurasia fuarına kimler kimin sponsorluğunda gidiyor?” diye sorunun cevabı ciddi ciddi aranmalıdır..
Hemen hiç merak ettiniz mi Telsim ve Turkcell koca koca reklamlarla en ucuz bizik reklamı yapıyor, ya sabit telefon tarifeleri? Onları niçin reklamlarda göremiyoruz? Hade reklam verecek paraları yok, para ödemeye gittiğinizde veznelerin oraya konamaz mı? Yoksa birileri en ucuz cep telefonu operatöründen yurtdışını çok daha ucuza evden arayabileceğimizi öğrenmemizi mi istemiyor?
340 bin aboneyi aştıklarını söyleyen Kuzey Kıbrıs Turkcellciler çok da insaflı! Şebeke içi ararsan 24 rakip şebekiyi ararsan 50 kuruş! Bu tekelleşme girişimine niçin ses çıkarılmaz…
Sahi Kuzey Kıbrıs Turkcell’in patronu nasıl vergi rekortmeni oldu?
Eski bir kitabın başlığını biraz değiştirip sormakta yarar var, Çerkez nereye koşuyor?
Telefon Dairesi teknik personeli tarafından hazırlanan ve ilgili ve yetkililere dağıtılan bir yazı:
ARABAĞLANTI-SONLANDIRMA ÜCRETLERİ Mİ TELEKOMÜNİKASYON’U SONLANDIRMA ÜCRETLERİ Mİ?
Arabağlantı nedir?
Telekom sektöründe arabağlantı ,bir operatörden diğer operatöre yapılan aramanın gerçekleşebilmesi için operatörler arasında yapılan bağlantıya denir. Arabağlantı olmasa bir operatör diğerini arayamaz. Kendi dışındaki bir operatörle bağlantı kuramaz.
Kuzey Kıbrısta bilindiği üzere şu an 3 operator vardır. 1.Telekomünikasyon Dairesi. 2- Türkcell. 3-Telsim
Bu operatörler gerek birbirleri ile gerekse tüm Dünya devletleri ile yapılan arabağlantılar sayesinde görüşme gerçekleştirebilmektedirler. Tabii ki tüm Dünyada da bu böyledir.
Ara bağlantı ücreti nedir?
Arabağlantı ücreti , aramanın başladığı operatörün ,aramanın sonlandığı diğer operatöre sözkonusu aramadan dolayı ödediği dakika başı ücrete denir. Çünkü,konuşmadan dolayı meydana gelen ücret, aramayı yapan abone, kendi operatörüne öder.Ancak konuşmanın gerçekleşmesinde aranmanın yapıldığı operatörün de katkısı vardır. İşte bu katkısı ölçüsünde, aranan tarafın sonlandırma ücret talebi olur.Bu nedenle sözkonusu hizmetten dolayı karşılıklı operatörler arasında arabağlantı sonlandırma anlaşmaları yapılmaktadır.
Arabağlantı sonlandırma ücretleri verilen hizmetin bir karşılığı olmalıdır. Ancak KKTC’de verilen hizmetin karşılığı olmaktan ziyade maalesef Telekomünikasyon Dairesinin sonlandırılması gibi bir misyona dönüşmüştür .KKTC’deki Arabağlantı Sonlandırma Ücretlerinin , bir de Türkcell’in etkin piyasa gücüne sahip operatör olma konumunu koruyacak ve sürdürecek yönde bir misyonu var gibidir. Aslında KKTC’de fiyatların perde gerisindeki belirleyicisi, Türkcell’dir. Örneğin, Türkcell’den Telsime yapılan aramalardaki fiyat da büyük havuzun (Türkcell’in) dışına çıkılmaması için bu denli fahiştir. Fiyatları belirleyici pozisyondaki Bayındırlık Ulaştırma Bakanlığının bu duruma müdahale etmesi gerekmektedir. Ama nerdeeeeeeeeeeeee? Benim şahsi görüşüm, bu iki operatörün Tüm Dünya ile arabağlantı yapmış iken ,kendi aralarında yapamayabilecekleri yönündedir.( Türkcell’in işine gelmeyen bir durumdur.) Ta ki KKTC’de de Türkiye’deki Bilişim Teknolojileri Kurumu gibi tüketiciyi koruyabilecek ve operatörler arasındaki ilişkileri bağımsız, adil, etkin ve mantıklı düzenleyebilecek kurullar oluşuncaya kadar……Türkiyedeki Bilişim Teknolojileri Kurumunun belirlediği fiyat politikalarının görüşme ücretlerini ne kadar düşürdüğü ve operatörler arasındaki rekabeti artırdığı ortadadır. İşte bu yüzdendir ki Türkiye’deki operatör-içi ve operatörler-arası görüşme ücretleri KKTC’dekinin 5-10 katı kadar daha ucuzdur…
Türkiyede Türkcell ve Vodafone’un sonlandırma ücretleri 3 kuruş/dakika seviyelerinde iken bizde maalesef 13 kuruş/dakika(kadeve hariç) seviyesindedir. Sözkonusu, aynı operatörleri 3 kuruş kurtarırken, bizde niye hala daha 13 kuruş/dakika artı KDV ödenmektedir?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Sonlandırma Ücretleri ;
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki arabağlantı sonlandırma ücretleri ,yani her operatörün kendinde sonlanan trafik için trafiği kendine gönderenden aldığı ücretler aşağıdaki gibidir.
-Telekomünikasyon Dairesinin sonlandırma ücreti … : 2.5 kuruş/ dakika + KDV= 2.9 Kuruş /dakika.
-Türkcell ve Telsimin sonlandırma ücretleri ………….. : 13 kuruş/ dakika + KDV=15.08 kuruş/dakika.
Türkiyede Arabağlantı Sonlandırma Ücretleri ise;
. 1 Nisan 2010 tarihinden itibaren arabağlantı ücretleri şu şekildedir.
GSM şebekelerde çağrı sonlandırma ücretleri vergiler hariç
• Avea için 3,70(Kr/dk),
• Turkcell için 3,13(Kr/dk)
• Vodafone için 3,23(Kr/dk)
Yukarıdaki verilerden de görülebileceği gibi KKTC’deki GSM operatörlerinin trafik sonlandırma ücretleri Türkiyedekilere göre vergisiz değerlerde yaklaşık 4 katı pahalıdır.
Şimdi Kıbrıstaki GSM operatörlerine sağlanan bu kıyağın Telekomünikasyon Dairesine verdiği zarara bir başka deyişle Telekomünikasyon Dairesini nasıl sonlandıracağına bir bakalım;
1. KKTC PSTN’den KKTC GSM’e ayda yaklaşık 5.7 milyon dakika arama yapılmaktadır.. GSM’lere dakika başı KDV’li 15.08 kuruştan ödeme yapılır. 5.700.000 *15.08 = 85956000 kuruş/ay. Yani 859.560 TL/ay . Halbuki GSM sonlandırma ücretleri Türkiyedeki gibi güncellenmiş olsa 5.700.000* 3.63 = 206.910 Tl/ay olacak. Yani güncelleme yapılmamasından dolayı PSTN orijinli olup GSM ‘ de sonlanan aramalar için Telekomunikasyon Dairesi KKTC’deki GSM operatörlerine ekstradan ayda 652.650 TL ödemek zorunda bırakılmaktadır.
2. Kıbrıstaki GSM operatörlerine verilen bu fahiş fiyatlar nedeni ile bugün Telekomünikasyon Dairesi, abonelerine , Amerikayı 14 kuruş /dakikadan aratabilirken ,kendi sokağındaki çocuğunu GSM operatörlerine vereceği 15.08 kuruş/dakika sonlandırma ücretinden dolayı 23.02 kuruş/dakikadan aratabilmektedir. Amerika aranması mahalledeki veya komşudaki çocuğumu aramaktan daha pahalı mı olmalı?
3. Türkiyede GSM sonlandırma ücretleri 3-3.5 kuruş/dakika seviyelerine inmiştir, ve daha da inecektir… Bu demektir ki istersek Kıbrıstan Türkiyedeki cepleri yaklaşık 3-3.5 kuruş /dakikanın biraz üzerinde bir fiyata aratabileceğiz. Ama KKTC’deki şimdiki sonlandırma ücretleri böyle kalırsa 18 sene boyunca Kıbrıstaki cebleri hiçbir şekilde 16-17 kuruş/dakikanın altında aratamıyacağım. Yani Kıbrıstaki GSM ‘leri arayabilmek Türkiyedeki aynı operatör uzantılı GSM’leri aramanın 4-5 katı pahalı mı olabilmeli? Kendi ülkemdeki cebi Türkiyedeki cebden 4-5 kat pahalı arayabilmek mantıklı mı? İzahedilebilir bir fiyat mıdır? Üstelik te aynı operatörler. Üstelik de buna 17 yıl daha katlanacağım. Üstelik de mülkiyeti devletin olan sistemleri işletenlere. 2009 yılından beridir her iki operatör Telekomünikasyonun malıdırlar. Yap İşlet Devret modelinin 2009 yılında bitmiş olması gereği. Onlar şimdi sadece sistemlerimizi işletiyor olmalıdırlar. Ama perde gerisinde bizi iş-le-ti-yor-laaaaaar….
4. Sonlandırma ücretlerinin bu seviyelerde kalmasının daha başka ne yansıması olacak biliyormusunuz? Yakında GSM operatörleri kendileri Türkiye aramalarını 5-6 kuruş/dakika yapabilecekler. Ve sonuçta Telefon Dairesi Kuzey Kıbrıs sabit telefonlardan başlayıp Türkiyedeki GSM ‘lerde sonlanan trafiğin oluşturduğu aylık yaklaşık 7-8 yüzbin YTL like pastadan da olacak.
5. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Telekomünikasyon Dairesini batırmak için Türkiye GSM orijinli olup Kuzey Kıbrıs GSM’ lerde sonlanan trafiğin KDV si de Telekomünikasyon Dairesine ödettirilmektedir. Şöyle ki ;
Türkiyedeki herhangi bir ceb abonesi KKTC’deki bir Türkcell abonesini aradığında bağlantı Telekomünikasyon Dairesi üzerinden geçerek Türkcell’e ulaşır. Telekomünikasyonun Türkiye GSM operatörleri ile direk bağlantısı olmadığından Türk Telekom üzerinden bağlantı yapılmaktadır. Böyle bir aramadan dolayı Türk Telekom arama başlatan operatörden bir para alır.Bu para bize verdiğine karını da ekleyerek taleb ettiği bir rakamdır. Yani 13 kuruş/dakikanın üzerinde bir rakamdır. Bunun 13 kuruş/dakika’ sını KKTC Telekomünikasyon Dairesine öder.Gerisi ise kendisinin karıdır. Türk Telekom ile aramızda KDV eklemek diye bir kavram yoktur. Farklı ülkeleriz. Peki bize ne yaptırılır? Biz nasıl çalıştırılırız? Telekomünikasyon Dairesi ise Türkcell’e 13 Kuruş /dakika + KDV ( 15.08 kuruş/dakika) öder. Yani böyle bir aramanın taşıyıcılığını(hamallığını) yaparken bir kesinti yapıp Türkcell’e ödeme yapmamız gerekirken tam tersi yaptırılıp , cebimizden KVD sini de ödettirilip Türkcell’e 15.08 kuruş/dakika öderiz. Yani bir bakıma sübvansiye de yaptırılırız. Eeeeee aşırı zenginiz ya.. Yani batırtılmanın bir başka adımı..Türkcell da çıkıp devlete ödediği KVD ‘den bahseder. Ama bunun bir kısmının Telekomünikasyona ödettirildiğini söylemez. Lisans verildiği ilk yıllarda zavallı Telekomünikasyon Dairesine Özel İletişim Vergisi de ödettirilirdi. Yani 13 kuruşu Turkcell lehine subvansiye edip ( 13kuruş/dak + %16 KDV+ %35 ÖİV =20.36 kuruş/dak ) 20.26 kuruş olarak Türkcell’e ödettirilirdik. Yani Telsim hariç tüm yönlerden Türkcell arandığında Telekomünikasyonun cebinden ekstradan dakika başı 20.26-13=7.26 kuruş çıkardı. Toplam süre ise 14-15 milyon dakika olduğundan , aylık bazda Telekomünikasyona ,Türkcell hesabına kabaca 1 ile 1.1 milyon TL KDV+ÖİV ödettirilirdi…..
6. GSM ‘deki maliyetleri gösterebilmek için Türkiye’deki GSM operatörlerinin uyguladığı tarifeleri biraz inceliyelim ; Burdaki operatörler zaten onların uzantılarıdır. Avea diyor ki 35 Tl ‘ye 6000 dakika.. yani dakikası 0.6 kuruş. Dakikası bir kuruş bile değil. Telsim diyor ki 19TL ye tüm yönlere 300 dakika. Yani diğer operatörlere dakikası 6.3 kuruşa aratıyorlar. 35 TL ye is 600 dakika. Yani 5.8 kuruşa diğer operatörü aratıyor. Bunun arabağlantı sonlandırma ücretini ödüyor ve kar ediyor. Avea diğer operatörleri 5 kuruş civarında aratıyor. Yani Türkiye Türkcell ve Türkiye Vodafon Türkiyede çalışırken aratan taraf aboneden 5-6 kuruş alıp sonlandırma ücretini verip kar ederken, aynı firmalar benim aşırı zengin KKTC’ me gelince, sadece sonlandırma kısmından doyumsuz bir şekilde 15.08 kuruş dakikada sonlandırma ücreti alıyorlar… Vereni ayarladıktan sonra adam almaz mı?……. Aslında operatörler arasındaki bir trafikte sonlandırmadaki pay kesinlikle bütün payın 30% unun altında olmalıdır. Çünkü trafik başlatan taraf abone ile de ilgilenmektedir. Abonelik maliyetleri ve hesap tahsil maliyetleri ve riskleri trafiği başlatanın sırtındadır.
7. Telsim ve Türkcell’e uygulanan standart PSTN sonlandırma ücreti KDV dahil 2.9 kuruş dakikadır. Özel servis sunuluyorsa bunun sonlandırma fiyatı farklı olmalıdır. Nitekim Türk Telekomda ,Türk Telekom abonesi bir başka Türk Telekom abonesini tarifeli servislerde 8 kuruş/dakikası ararken , Türk Telekom bilinmeyen numara servisi olan 11811 ‘i ararken yaklaşık 1TL dakikası arar. 12.5 katı. Bizde de kendi abonelerimisi 2.9 kuruş/dakika aratırken 192 servisimizi aratma ücretini 21 kuruş tutuyoruz. Ancak her ne hikmetse Telsim ve Turkcell’e super özel kıyakla 192 servisimizi de 2.9 kuruş/dakikadan aratıyoruz. Yabeleş… Bu rakamın 1TL civarına çekilmesi gerekir. Telsim ve Türkcell’den ayda yaklaşık 35000 dakika 192 araması gerçekleştiğine göre bu düzeltmeyi yapmamakla da Telekomünikasyon Dairesi ayda yaklaşık 35000 TL zarar etmektedir.
8. Dünyada ,çağımızda reklam yapmadan rekabet edilebilir mi ,yaşanabilir mi? Örneğin; Türkcell İngiltere 50……- İngiltere 50……. diye gece gündüz reklam yapar. Veya Amerika…Duyan da dünyanın kıyağını yaptıklarını sanır. Ama aynı İngiltereyi aynı Amerikayı sadece 14 kuruşa aratan Telekomünikasyon Dairesi reklam yapmazsa-yaptırılmazsa vatandaş kimin kazık attığını nereden bilecek? Türkcell kendi bir diğer abonesini 25 kuruş, Telsim 24 kuruşa aradır ,ha babam- de babam bağırırlar… Duyan da ya beleş sanır. Telekomünikasyon da diğer abonesini KDV dahil 2.9 kuruşa aratır.Yani nerde is onda biri… Ama reklam yaptırılmazsaaaaa . Millet da zaneder ki kazıkcıyık… Telekomünikasyon dairesi Telsim ve Türkcelli KDV dahil 23 kuruşa aratır. Üstelik de bunun 15 kuruşunu sonlandırma ücreti adı altında Telsim ve Türkcell’e öder. Telsim Bizi 24 kuruşa Türkcelli de 39 kuruşa,Türkcell is bizi 25 kuruşa Telsimi 50 kuruşa aratır. Ama herkes de onlar ucuz zanneder. Çünkü Radyolar gün 24 saat reklam yapar.Gazete ver reklamlar ha babam –de babam.. Kıyas yapmazlar hiç…. Ama vatandaşa anlattırılmadıktan sonra niye yarar… Telekomünikasyon Dairesi keni veznesinin önünde bile bu kıyaslamaları vatandaşa sunamazsa ,kendi faturasında bu kıyaslamaları sunamazsa, gazete ve radyo-tv reklamı veremezse ağzı ile kuş tutsa niye yarar.