YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı, son Hataylaşma tartışmalarını değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Bir kez daha birileri düğmeye bastı ve belli odaklardan talimatlar alanlar koro halinde çözüm sürecine saldırmaya başladı…
Daha öncede olurdu ve Eroğlu bunu “Denktaş istedi bağırdık, şimdi çözüm istemeyiz diye suçlanırık” diye sitem ederek Denktaş’ın karşısında aday çıktığına söylemişti…
Şimdi aynisini kendisi yaptırıyor. Masada ‘ben görüşürüm ama halk istemez’ deyebilmek için Zorlu ve Tatar’a mesajçı, Küçük’e de ağır abi rölü verildiği belli oluyor.
Tatar ve Zorlu’nun Kıbrıs sorunu ile ilgili yaptığı çıkışlara paramiliter örgütlenme olan TMT da katıldı, onlar da federasyon istenmesine karşı bildiri yayınlayıp ortalıkta kabadayı havasında dolandılar…
Zorlu Törenin yaptığı açıklamalardan sonra ağır abi rölündeki İrsen Küçük, bazı söylemlerin daha temkinli yapılması gerektiğini Eroğlu’nun New York’ta temaslarda bulunduğu sıralarda, bazı söylemleri ertelemek lazım geldiğini, biraz erken yapılmış bir açıklama olduğunu söyledi.
Amaç antlaşmaya yanaşmayan bir tarafa yanaşmazsa böyle olur demek değildir. Öyle ola çözüm önerileri ile diğer tarafa baskı yapılırdı. Öyle değil garantörlü, bol askerli, Türkiye’nin Kıbrıslı Türkleri denetlemesine olanak veren herşeyi ön şart koşan öneriler yapılıyorsa antlaşma istendiğine kimseyi inandıramazlar…
Zorlu Töre’nin hatırlattığı Hatay sorunu aslında maalesef doğru bir örnektir ve bir nevi ağızdaki baklanın çıkarılmasıdır… Hatay’da Türkiye yönetimi, nüfus taşımış, nüfus sayımı yapımını engellemiş, orda yaşanların iradesini elinden alarak kukla bir yönetim oluşturmuş ve uluslararası konjektür uygun olunca da kendine bağlamıştır.
Kıbrıs’ın kuzeyinde aynisi, aynen sahneye kondu… Nüfus konusu artık herkesin dilinde. Uluslararası gözlemciler nezdinde nüfus sayımı talebimizin ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıktı…
Nüfus akışının da durdurulması gerektiğini herkes söylüyor ama uygulama yok çünkü Küçük’ün söylenmesi için zamanı değil dediği konu yani Hataylaşma süreci hızla ilerliyor ve ilerlemesi için nüfus akışı bu hızı ile devam etmelidir.
YKP 21 yıl önce tavrını net olarak ortaya koymuştu, vilayetleştirmeye hayır! Diye o günden bugüne mücadelemizi sürdürüyoruz, sürdürmekte da kararlıyız…
Eroğlu’nun çözüm niyeti olmadığı, Türkiye bastırmazsa esnemeyeceği de anlaşılmıştır. Kaldı ki Türkiye’nin de ne bastırmaya ne de esnemeye niyeti yoktur, bu haliyle de Kıbrıs sorununa bir çözüm bulmak imkansızdır. Bu nedenle Kıbrıslılar kendi gelecekleri için, bir antlaşma için ortak mücadeleyi hemen şimdi yükseltmeleri gerekmektedir. Bundan başka da elde seçenek yoktur…
Bu mücadeleyi hemen şimdi yükseltmezsek, yarın geç olacak yani Küçük’ün şimdi zamansız değil dediği ikinci Hatay olmanın zamanı gelecek…