arşivUlus IrkadŞİMDİ TARTIŞMANIN ZAMANIDIR - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

ŞİMDİ TARTIŞMANIN ZAMANIDIR – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Çoğu solcu geçinen kimse nereden çıktı kardeşim bu söz? Şimdi birleşmenin ve hareket etmenin hatta birlikte söz söylemenin zamanıdır. Tek bir ağızdan konuşmalıyız da diyebilir. Bana göre yanlış… Şu anda sağ bir parti ittifakı başta. Başa gelmesine sebep de kendisinden önce sözde emekten yana olanların yanlışları. İktidar faslı bu insanlara o parti tarafından tepsi içerisinde sunuldu. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, kabul edersiniz veya etmezsiniz durum bu… Yani Sağ, sözde solcuların eliyle hükümette. Ve bu hükümet halkı, buyruklarla elinden geldiği kadar da bastırmakta. Baksanıza yaklaşık 30 yıldır hizmet edenlerin de elindeki emekliliğine bu defa el koymak için çeşitli ayak oyunlarına bile yeltenmekte. İçinde olanları da kapsayacak Ali Cengiz oyunları bunlar. Oraya kadar yeltenmişler. Ne yani emeklilerin maaşlarına yeltenenler bunlara yeltenemez miydi dersiniz. Elbette yeltenirdi, nitekim onun da hazırlıklarına başladıkları görülüyor. Elini çabuk tutmayanları yakalayıp halledecekler ve yaklaşık denildiğine göre %35 veya %40 vergi kesintileriyle tazminatlarını yani emekliliklerini kuşa çevirecekler. Hiç yapamazlar  falan da sakın demeyin. Daha bir sene bile olmayan bir süre öncesinde emekliliklerden vergi almayacağız diyenler bunlardı. Şimdi de gene bir geceyarısı operasyonuyla bu işi halledecekler. Çok dikkat edin: Operasyona önce gerek Kıbrıs medyasında gerekse Türkiye medyasında psikolojik saldırı ile başlıyorlar ve daha sonra da olay pişirilince de darbeyi hiç gözünüzün  yaşına bile bakmadan indiriyorlar. Evet, ama başka bir olayı da tartışmak gerek şimdi de. Şimdi bu mevcut uygulamalar sırf UBP politikalarından mı yoksa sonuçta tün dünyada ve Türkiye’de de uygulanan Serbest Piyasa denilen ekonomik politikaların bir yansıması mı? Ne dersiniz? Yani şu anda hükümette UBP olmasaydı orada olan hükümet şimdi bu onaylamadığımız politikayı uygulamayacak mıydı? Bana göre şu anda hedefte UBP olmasaydı, orada bulunan başka hükümet de hedef teşkil edecek ve aynı politikaları uygulayacaktı. Yani CTP de orada olsaydı gene bu defa ona bağıracaktık. Doğru değil mi? Yok öyle değildi. Hiç olmadı CTP hazırladığı yasada 1200 TL yerine 1400 verecekti falan… Yok kardeşlerim, sol adına bu sistemde ve bu bağımlılıkta başa kim geçse de aynıydı. Ha, bir fark olurdu olamsına çünkü eski hükümet bu yapılanları “devrim” diye isimlewndirir ve demagojiye kaçardı. Yoksa bunların devrimle mevrimle bir ilişkisi yok. Sonuçta bu ekonomi politikalarını takip eden herhangi bir parti de halka bu acımasız politikaları uygulayacaktı. Fakat ne olabilirdi.? Bu söylenecek olanlar da doğru esasında. Eğer ekonomik olarak Türkiye’ye bu kadar bağımlılık olmasaydı belki daha da hafifi geçiştirilirdi bu fırtına veya deprem. Ama nasıl başladılar? Kıbrıslılar Türkiye emeklilerinden de daha fazla maaş alıyorlar. 48 milyar lira maaş alan var veya iki iş yapanlar var gibisinden dedikodularla yola çıkıp önce halkı psikolojik baskı altına aldılar ve sonra da bel altından vurmaya başladılar. Önce operasyonu emeklilik maaşlarında ve çalışanların maaşlarında tamamlarken şimdi de emeklilikleri kuşa çevirmek için hak alma operasyonuna girişiyorlar.

Ama tüm bunlar dediğimiz gibi serbest piyasa ekonomisinin bir uygulaması. Tüm dünyada çalışanlara karşı yapılan bu saldırılar tek bir merkezden idare ediliyormuş gibi hareket ediliyor ve kazanılanlara karşı, elde edilenlere karşı bir operasyona girişiliyor. Fransa’da da aynı operasyondu ve milyonlarca Fransız sokakları doldurmuştu. Orada kalabalıktan ötürü belki başaramadılar ama belli ki güçsüz hissettikleri Kıbrıslıtürk emekçileri terbiye etmeye ve ellerindekini almaya çalışıyorlar. Bu harekatın banka operasyonlarından bir farkı yok. Dünyadaki emeğe karşı saldırılardan da bir farkı yok. Serbest Piyasa ekonomisinin çalışanlara karşı bir inceliği bu. Çokuluslu tekellerin bir saldırısı bu. Türkiyedeki hükümet de bu saldırının bir komuta merkezi. Hep birlikte düzenlenen ve buradaki yerli burjuvaziyi de kullanıp bizi tertipleyecekler aklılarınca. Ve esasında çok fazla üretimden dolayı oldukça büyük sorunları oldu. Emekçiye kıstık sonra emekçi de ürettikleri pahalı malı alamadı. Alamadığı için de bankalara ödediği borçlarını ödeyemedi. Küçük- büyük esnaf iflasları oynamaya ve bankalara karşı borçlarını ödeyemediği için bankaların iflas ettiği bir döneme girildi. Bu arada üretimi azaltıp eldeki ürünleri daha fazla pahalı satma uğraşı içindeler. Ama bu kapitalizmin bir krizi ve derinden de duracağa benzemiyor. Sindik sonra da daha fazla patlamakta. ABD’de bile milyonlarca insan bugün işsiz ve açlık sınırının altında yaşıyorsa var siz durumu düşünün. Birkaç sene önce Türkiye’ye vurmaz denilen kriz şimdilerde vurmakta. Türkiye artık Kıbrıs diye bir ekonomik yükü çekemez oldu ve artık başınızın çaresine balkın ben sizin tazminatlarınızı da ödeyemem, siz ödeyin demeye başladı. Gerçi cami yatırımları oldukça fazla.  Türkiye’den nüfus taşınıp ücretlerin düşürülmesine devam edilmekte. Nüfus taşınmasının da, ücretlerin düşürülmesinde büyük bir payı var ve işin gizemi burada. İşin gizemi veya çaresi elbette Türkiye’den getirilen bu insanlara, emekçilere karşı düşmanlıkta değil. Esas halkın düşmanı olan devlet  politikaları. Kıbrıslıtürkleri düşünmek ise Allaha kaldı. Yani sorun ekonomiden kaynaklanmakta. Sorun kapitalizmin sorunu. Kıbrıslıtürklerin sorunu ise pek önemli değil. Kıbrıslıtürkler adayı terk eder veya etmez kimsenin umurunda değil. Dolayısıyla vakit geçirmeden toplanıp görüşmek ve tartışmak gerek. Çünkü artık İlkeli birlikler önemli. Olur ya, yarın gene bir show seçim dönemine girilir, herkes gene takım tutar gibi çözüm isteyen partiye(!) oy vermeye başlar ama çözüm isteyen parti(!) ise serbest piyasa şampiyonluğuyla elde ettiği seçim sarhoşluğuyla sendikaları ve örgütleri unutarak kendi politbürosunun faydasına hamhum şorolopa dalar ve gene karamsarlıklara başlarız. Bence daha önce denildiği gibi toplanıp tartışıp yeni bir sol-strateji ile hareket edip tüm halkın fayda göreceği bir mücadeleye girişilmeli. Bu şekildeki stratejilerle gelip dayanacağımız sonuç pek farklı olmayacak ve gene umutsuzlukları yaşayacağız.

Bir halk platformu veya tüm örgütlerin gelip birlikte çalışacağı ve birlikte elde edilecek kazanımlarla Kıbrıstürk halkını varolmaya ve çağdaşlığa taşımak daha da iyi.

Başka alternatifi yok. Gelinen sonuç ne tek bir partinin ne de tek bir sendika veya örgütün düzelteceği bir durum. Bir seçim sarhoşluğu bize daha da onyıllar kaybettirir ki artık kaybetmeye bu halkın takati kalmadı. Herkese duyurulur…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin