Geçtiğimiz Pazar günü UBP’nin kurultayı vardı,
Nerede ise bütün televizyonlar sıraya girmiş naklen yayınlamak için kurultay görüntülerini,
Devlet televizyonu da devrede. Tatar’ın televizyonu da devrede,
Marşlar çalıyor, alkışlar, cibbanalar gırla,
Bakıyorum da, hergün sokağa çıksan şikayet edenler çoğalmakta,
Ama bütün bunlara rağmen binin üzerinde bir meraklı ve hala daha beklenti içinde olduğu bilinen kitlenin ne pahalılık, ne işsizlik, ne göç umurunda değil,
UBP’ye başkan, Hükümete de başbakan seçeceklermiş!
Onlar seçeceklermiş ! İnanıyorlar mı!
İnansa ne,inanmasa ne?
Bu güne kadar ne geldiyse bu toplumun başına bu hallerinden gelmedi mi?
Siyasi bir parti sağda, liberal olabilir,
Ama en azından kendini yönetecekleri seçerken çağdaş ülkelerdeki gibi davranır,
Belli ki, emir yine büyük yerden gelmiş.
Küçük’ü de çok beğenmiş Anklara.
Nasıl beğenmesin ki, kendisine ne söylenirse “ eyvallah” diyor,
Sanki diğerleri demiyor muydu,
Onlar da diyordu da şimdilerde durum biraz daha farklı,
Önceleri kapı arkalarında fırçanıyorlardı, kimse görmüyordu,
Ve zannediyorlardı ki biz bilmiyoruz bu yapılanları,
Şimdi ise Televizyon ekranlarında, canlı yayında fırça üstüne fırça çekiyorlar bnlara,
Kim mi bunlar? Bunlar işte geçen gün kurultay yapan UBP’nin yönetim kadrolarında olanlar,
Bunlar Ankaranın temsilcisi olmak için yarışanlar,
Bunlar aslında, ben daha iyi fırçalanmak için yarışanlar,
Ve en iyi fırçalananı seçmek için cibbana, yani alkış tutan binin üzerinde bşir kitle.
Ne acıdır ki bizim ülkemizin kuzeyinde bu rezillikler yaşanmaktadır,
Bir “başbakan” düşünün ki, diğerbir ülkenin başbakanı tarafından televizyon ekranlarında fırçalanıyor, aşağılanıyor.
Ve bu hakaretlere maruz kala zat, bir kurultayda aday oluyor, yeniden fırçalanmak için,
Hiç çekinmiyor, hiç umurunda bile olmuyor,
Aday olamaz mı, olur tabii. Ama insan der ki, “ ben artık bu fırçalanmalara son vermek için aday oluyorum”.
Amac aslında o daha da fırçalanmak için aday olmuş veya olması istenmiştir.
Onun şahsında UBP’nin o kurultaya katılan delegeleri de aşağılanmıştır.
O delegenin, eger çağdaş bir ülkede olunmuş olsa, yapması gereken Küçük’ü yollatmaktı, omuzlara almak değil.
Gelelim diğerlerine. Ne diğer Kaşif, “ ben ne isem oyum, ben sözümü tutarım”
Yok yahu! Bu memleket küçük. Kimin ne olduğu bilinmiyor mu?
BÖİ’yi bilmeyen , hatırlamayan mı var?
Neyse değinmek istediğim konu, yazılı söylediklerine dahi uymayan, dün başka bugün başka telden çalan bir teslimiyetçi grup hala alkışlanabilmekte,
Hala omuzlara alınabilmekte,
Hala daha bu davranış içinde olan politikacılara saygı gösterilebilmekte,
Bu davranış içinde olanların defterleri dürüleceğine, hala daha toplumun içinde dolaşabilmekte,
Oysa toplum bunların ortalıkta dolaşmalarına dahi razı olmamalı,
Toplumun genelinden önce, kendi örgütlerinin bunu yapması gerekir,
Ama gel gör ki kendilerine hakaret edildikçe kıymete biniyorlar,
Şahıslarında Kıbrıs Türk toplumu küçük düşürüldükçe onlar daha da “şükran” çekmekte.
İçlerinden biri çıkıp da, “ ben Kıbrıs Türk toplumunun aşağılanmaması, küçük düşürülmemesi için adayım” diyebilir miydi?
Tabii daha önce de söyledim, başka bir ülkede olsa bu mümkündü,
Ama geleceklerini menfaat, çıkar, ve koltuk üzerine kurmuş olanların bunu yapması mümkün değildir.
Bu sadece UBP için değil, pek çok diğer siyasi örgütlerdekiler için de geçerlidir,
Fırça yeycek ve umurunda olmayacak.
Hem de ne fırça! Badana fırçası mübarek.
Tepeden tırnağa bütün her yerini kaplıyor,
Tabii bu televizyon önündeki fırçalama eyleminden sonra, içlerinde bu duygu ile dolaşan pek çok TC’li bürokrat, gazeteci vs. diğer teferruat da aynı şekilde içlerindekini kusmaya başladılar,
Nerede bir toplantı olur ve orada Kıbrıslı Türkler de yer almakta, TC’li muhteremler Tayyipvari, Çiçekvari saldırıları içine girmektedirler.
Kıbrıslıyı küçük düşürmek için sıraya girmektedir,
Tabii bu yeni strateji, Kıbrıslıyı Türkiye kamuoyu gözü önünde küçük düşürme, tembel gösterme, elbette ki bilinçli olarak yapılmaktadır.
Nitekim normal TC’li vatamdaş bile bizlere sokakta aynı şeyleri söylemektedir,
Bu manzara içinde UBP kurultay yapmış, başkan, başbakan seçmiş!
Toplumunun aşağılanmasını kabullenenleri omuzlarda taşımış!
Ne diyelim? Demek ki aşağılandıkça kıymate binenler çoğalmış..
Evet aşağılandıkça saygınlık kazananlar çoğalmış!
Herşeye rağmen, bu durumu reddedenler olarak her platforumda, Kıbrıslıya karşı horozlanıp ahkam kesenlere, onları küçük düşürmeye çalışanları ve bu denli aşağılanmaları kabullenenleri teşhir etmeyi sürdüreceğiz.