Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Diyarbakır’da düzenlediği “Demokratik Özerklik Çalıştayı” iki günlük çalışmasını tamamlayarak, 19 Aralık Pazar akşamı sonuçlandı.
Davetlilerin büyük bölümünün katıldığı çalıştayda Kürt Sorunu’nun Türkiye’nin mevcut sınırları içinde çözümünü öngören DTK’nin Demokratik Özerklik önerisinin olabilirlik ve uygulanabilirliği, gerçekleşme koşulları ve öneri çevresinde bir toplumsal mutabakat oluşturmanın imkânları tartışıldı.
Tartışmada söz alanların önemli bir bölümü, “Demokratik Özerklik” önerisinin Kürtler’in “savaştan çıkış planı” olarak çok önemli bir adım olduğunu kabul etmekle birlikte, önerinin genel toplumsal kabul görebilmesi için kat edilecek uzun bir yol olduğunu vurguladılar.
Öte yandan önerinin, özellikle, “öz-savunma” ve “ekonomi” başlıkları hem Kürt toplumunun değişik kesimleri hem de Türkiye’den katılanlar arasında özerkliğin kapsamı ve uygulanabilirliği bakımından önemli görüş farklılıklarının var olduğunun görülmesini sağladı.
DTK eşbaşkanı Ahmet Türk’ün konuşmasıyla açılan ve basına kapalı olarak sürdürülen çalıştay, eşbaşkan Aysel Tuğluk’un konuşmasıyla sona erdi.
DTK’nın ‘Demokratik Özerklik’ modeli
(ANF) Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Kürt sorununun çözümü için önemli bir proje olarak görülen “Demokratik Özerklik” modeli taslağı hazırladı. “Demokratik Özerklik” modelinin neden gerekliği olduğu ve sorunların çözümündeki yerine yer verilen taslakta, “Demokratik Özerklik, Kürdistan toplumunu siyasal, hukuki, öz savunma, sosyal ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi şeklindeki 8 boyutlu örgütleyerek siyasi irade yapıp Demokratik Özerk Kürdistan inşasını hedeflemektedir” denildi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Kürt sorununda önemli bir çözüm projesi olarak görülen ve kamuoyunun içeriğini merakla beklediği “Demokratik Özerklik” projesinin taslağını hazırladı. Diyarbakır’da devam eden “Demokratik Özerklik” çalıştayında katılımcılara sunulacak olan ve “Demokratik Özerk Kürdistan” olarak tanımlanan projenin taslağında Kürtlerin neden demokratik özerklik istediği sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda tarihi siyasi gelişmelerle ifade edildi. Taslakta, Mezopotamya’nın en eski halklarından biri olan Kürtlerin imha ve inkar politikaları sonucu soykırım tehlikesi ile karşı karşıya olduğu belirlenerek, “Ulus devletçi anlayışlar, Kürdistan’ı kendi uluslaşmalarının yayılma alanları olarak görmekte ve bunun için görülmedik baskı, istismar ve asimilasyon yöntemleri uygulanmaktadır. Kürtlerin bu insanlık dışı amaca karşı kutsal direnişleri olmazsa, insanlığın kök hücresi gibi olan bu halk gerçekliği yok olmakla yüz yüze kalacaktır” tespiti yapıldı.
‘DEMOKRATİK ÖZERK KÜRDİSTAN’ PROJESİNİN GENEL ESASLARI
“Demokratik Özerk Kürdistan” projesinin genel esaslarının anlatıldığı taslakta, şu değerlendirme yapılıyor: “Artık Türk devleti eski politikayı sürdüremez hale geldiği gibi, Kürt halkı da eski statü altında yaşamak istememektedir. Demokratik özerklik daha önce Türkiye’nin demokratikleşerek demokratik cumhuriyet haline gelmesi temelinde önerdiğimiz çözüm projesi somutlaşmış ifadesi olmaktadır. Bizler bir yandan demokratik özerkliği devlet ile diyalog temelinde gerçekleştirmek isterken diğer yandan halkımızın demokratik örgütlenmesi ve buna dayanan mücadelesi temelinde kurumsallaştırmak istiyoruz” denildi.
Projenin, ulusal sorunlarda en doğru çözüm modeli olduğu belirtilen taslakta, “Nitekim günümüzde, farklı toplulukların yaşadığı ulus devletler dönüşüme uğrayarak özerklikler temelinde farklı etnik ve dinsel toplulukların bir arada yaşadığı göreceli demokratik siyasal sistemler haline gelmektedirler. Çünkü farklılıkların özgünlüğünü ve özerkliğini kabul etme temelinde çoğulcu bir tolum olmak çağımızın temel demokratik eğilimidir” ifadelerine yer verildi. Taslakta, “Demokratik özerklik yalnız Türkiye ve Kürtler arasındaki ilişkileri ve Kürt sorununu çözmeyecek, bunun yanında Türkiye’nin toplumsal sorunlarının çözümü açısından da köklü bir demokratik siyasal yapılanmayı ortaya çıkaracaktır. Ahlaki ve politik toplum olarak ifade ettiğimiz özgürlükçü komünal değerleri taşıyan örgütlü demokratik topluma dayandığından dolayı ekonomik sorunlar dahi tüm sorunları çözmeyi hedeflemektedir” değerlendirmesi yapılıyor.
‘DEMOKRATİK ÖZERK KÜRDİSTAN İNŞASI HEDEFİ’
Kürt halkının kendi demokratik özgürlükçü yaşamını meşru bir şekilde kurma dışında bir seçeneği kalmadığı ifade edilen taslakta, “Demokratik Özerklik, Kürt halkının artık mevcut durumda varlığını tehdit eden bu yönetim altında statüsüz bir halk olarak yaşamak istemediğinin ifadesi olmaktadır. Dünyada, Kürtler gibi 40 milyon nüfusa sahip olan ama hakları bu denli yok sayılan ve ulusal varlığı yok edilmeye çalışılan başka bir halk yoktur. Demokratik özerklik, Türk devletinin Kürtler üzerinde inkar ve imha politikası temelinde kurduğu siyasi statüyü reddederek kendi özgürlük ve demokrasisini yaşadığı yeni bir statüye kavuşmayı ifade etmektedir. Demokratik Özerklik, Kürdistan toplumunu siyasal, hukuki, öz savunma, sosyal ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi şeklindeki 8 boyutlu örgütleyerek siyasi irade yapıp Demokratik Özerk Kürdistan inşasını hedeflemektedirler” deniliyor.
‘DEMOKRATİK CUMHURİYETİN KÜRDİSTAN’DAKİ İZ DÜŞÜMÜ’
“Demokratik özerklik olmaksızın, Kürtler kendini demokratik bir toplum olarak demokratik siyasi bir iradeye kavuşturamayacaklardır” denilen taslakta şu değerlendirme yapılıyor: “Dolayısıyla ne toplumumuzun gücü ve siyasi iradesini ortaya çıkarabilecek ne de ekonomik sosyal kültürel ihtiyaçları karşılayabilinecektir. Nitekim demokratik özerklik DTK ve BDP tarafından Kürt sorununun demokratik çözümünde bir model olarak sunulunca halkımız tarafından büyük bir coşku ve heyecanla sahiplenilmiştir.” Demokratik özerkliğin, Türkiye halklarının hiçbir ihtiyacını karşılayamayan Türkiye toplumunda da yük haline gelen ulus devletin var olan katı zihniyetini değiştirme ve halkların siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmesi önünde engel olmaktan çıkarma temelinde cumhuriyetin demokratikleşmesini hedeflendiği belirtilirken, Demokratik özerkliğin, “Demokratik Cumhuriyetin Kürdistan’daki iz düşümü” olarak görülmesi gerektiği kaydedildi.
“Kürdistan özgürlük mücadelesi Kürdistan toplumunda gerçekleştirdiği demokratik sosyal ve kültürel devrimle başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu’nun demokratikleşmesi açısından büyük bir güç ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla Demokratik özerkliğin inşa süreci bölgenin demokratikleşmesini de beraberinde getirecektir” denilen projenin taslağında, “Bu süreç aynı zamanda Türkiye toplumunun demokratikleşme ve Kürt sorununu çözme isteğinin bölgesel ve uluslararası durumun dayattığı demokratikleşme gerçeğinin ve zorunluluğunun Türkiye devletinin önüne konulmaktadır. Şimdiye kadar Türkiye’deki anayasa yasalar ve Kürdistan’daki tüm uygulamalar Kürt halkı açısından meşruiyeti olmayan inkarcı hukuk karakterinde olmuştur. Bu nedenle günümüze kadar uygulanan politikalar ve Kürdistan’daki tüm siyasi idari ve hukuk alanı Kürtler açısından değiştirilmesi gereken anti demokratik hukuk karakterlerindendir” denildi.