Yeniçağ: Genç işadamları derneği (iş kadınları dahil) bir bildiri ile zeytin ithalatının yasaklanmasına karşı çıktı. Hükümetin sert tarım bakanı her tökezleyen üretim kesiminin ithalata karşı korunmasını sağlamaya çalışıyor ama iç pazarın yeterli olmadığı hallerde bile ithalat yasağı koymak işe yaramıyor. Nitekim limon ihraç edildi diye demeç vermesinin ardından üretici dalda kaldı deyince ülkede dalda kalan limon var mı sorusu için nerde ise uluslararası tahkikat komisyonu kurulacak. Ülkesindeki ürünün sayımını yapamayan yapılan sayımlarda da palavralar atan bir hükümet varken kim neye çare bulabilir!
Genç iş adamları/kadınları adına yapılan açıklamada ürünlerin desteklenmesinin suni fiyatlar yaratan fonlarla veya yasaklarla olmaması gerektiğini belirten dernek farklı yönde teşviklendirmelerle desteklenmesi ve geliştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Ancak “teşviklendirme” diye bir kelime Türkçe kurallarına aykırı bulunduğu için altı bilgisayar tarafından kırmızı çizgi ile çizildi. Yani uyduruk yoz ve kapitalist zamanın Türkçe kurallarına uygun gibi görünen ama aslında yanlış olan “karşılıksız menfaat sağlayan baba devlet anlayışının açıktan para verip kapitalist yaratma politikası ve/veya fırsattan istifade menfaat sağlama politikasıyla güya üretimi özendirme maskesi altında partizan besleme politikasının arkasında yatan PARA VE MENFAAT kelimelerinin kullanılmaması için uydurulan bir kelime” olan teşviklendirme ve teşvik verme kullanıldı. Ayrıca bu kez aleyhe olan “fon”, “fonlama” kelimesi de kullanıldı. “fonlama” diye bir kelime/sözcük de sakattır ve kullanılamaz ama gümrük vergi harçları arasında görülüp de fiyatları arttıracağı için özellikle başka ülkelerle yapılan antlaşmaları ihlal edip saklayabilmek için yeni enstrüman icat etme açıkgözlülüğünün sonucudur. Burada fiyat artışı getiren gümrük duvarlarını yükselten önlemlere atıf vardır ama yaparken açıkça görülmesinden kaçınılmak istenir. Çünkü kaz bağırtmadan yolunmalı imiş. Yani kaz gene yolunacak ama bağırmayacak çünkü modernleşme ve refah lafları arsında kazığı yiyecek!
Kuzey Kıbrıs Genç İşadamları Derneği, sanki zeytin ithal yasağını bugün hatırlayıp da eleştirecek olan İtalya genç iş adamları derneği olabilirmiş gibi haber ajansımız Kuzey Kıbrıs diye ekleme de yaparak derneğe değil kontrpropagandaya kulluk ediyor ve bildiride bazı ürünlerde ithalatın yasaklanmasını çağdaş ekonomik yaklaşımlara uygun bulmadıklarını belirtiklerini haber verdi.
Bazı sektörlerin son dönemde yasakçı zihniyetle “koruma” altına alınmaya çalışıldığını gözlemlediklerini ifade eden GİAD, bunun günümüzde ekonomik düzene ve akla uygun bir yaklaşım olmadığını savundu. Ancak bu ilk kez değil UBP seçim için desteklenirken de böyle idi ama dernek UBP’yi desteklemek için yasayı çiğnemekten çekinmemişti.
GİAD’dan yapılan açıklamada, elbette desteklenmesi gereken birçok sektör olduğu, ancak desteğin şeklinin ve yönteminin bütünlüklü bir çözüm sunması gerektiği belirtildi. Böylece sektörlerden rekabet edemeyecek hale düşenlerin tasfiyesi için Türkiye ile yapılan plana aykırı düşmemeye özen gösterildi ama halka başka yolu varmış gibi “Üretimin desteklenmesinin, yasaklarla ya da fonlarla değil farklı yönlerde teşviklendirmelerle desteklenmesi ve geliştirilmesi gerektiğini ifade etti, “üreticilerimizin dünyada yapılan fuarlara gitmeleri yönündeki teşvikler artırılmalı ve bu yöntemle ihracat olanakları geliştirilmelidir” demekten ileri gidemedi.
GİAD, korumacılık mantığı ile yapılan yasaklamaların üretime doğrudan destek olmadığını kaydederek, bunların sadece piyasayı pahalılaştıran ve tekelci zihniyeti destekleyen uygulamalar olduğunu ileri sürdü.
Ancak GİAD, “Sektörün üretim tekniklerini modernleştirmesi”, “(hükümetin) kendine özgü birim maliyeti düşürücü yöntemler bulması, önerilerinden başka bir önerisi olmadı.
Gerisi sadece makale eleştirilerine görülen monetarist kapitalist eleştiriler oldu.
Sanki kimse zeytin üretim teknikleri için giden gelenin haddi ve hesabının tutulamayacak kadar çok olduğunu ve bu adayı zeytin adası yapacağını iddia edip Türkiye’nin paralarını Çiçek’e inat yutup gittiklerini unutan var. Maliyet düşürücü önlemlerden de örnek vermeyen dernek şimdiki moda zeytin toplama makineleri ithalatını duymamış olamaz. Onun için onu da öğütlemeyip üstünden geçmekle kalıyorsa ithalatçılıktan da umar yok yani zeytin bitti diyecekler ama utanıyorlar.
Tabii ki Monetarizmin umarı yoktur. TL kullanıldığı sürece zeytin karlı olamaz. Sadece hobi olarak kalır ve hükümetlerin fobisi olur. Amma İtalya!da para eden neden Kıbrıs’ta etmez, Güney’de eden Kuzey’de etmez. Kıbrıslı bilmezse Türkiyeli üretici Ege’de eder de burada neden kar etmez? Tek fark Kıbrıs’ta refah seviyesi! Egeli’nin makus talihini Türkiye’den gelene bile dayatamadılar onun için zeytin bitti.