yaklaşımlarYılmaz ParlanİŞAD’ın Maraş (aç)ılımı! - Yılmaz Parlan
yazarın tüm yazıları:

İŞAD’ın Maraş (aç)ılımı! – Yılmaz Parlan

Yeniçağ podcastını dinleyin

Mağusa İnsiyatifi’nin Maraş’ın BM kontrolünde yasal sahiplerine devredilip Mağusa Limanı’nın da AB gözetiminde uluslararası trafiğe açılmasını gündeme getirip tartıştırmaşı ve kamuoyunda ciddi yankı bulmasından sonra milliyetçi ve lilliyetçi cephe her zaman olduğu gibi harekete geçti. Siyasi partilerin toplum nezdinde büyük prestij kaybettiğini gören rejim, devreye bir kez daha sivil toplum tetikçilerini koydu ve bu kez de İş Adamları Derneği (İŞAD) aracılığıyla Maraş’ın KKTC’nin yönetiminde açılmasını gündeme getirdi!

BM’nin bu konuda sayısız kesin kararları olmasını göz ardı eden işadamlarımız, her nedense bir yerlerden işaret almış olsalar gerek ki hareketin önünü kesmek için reddedileceğini bile bile Maraş’ın KKTC idaresinde açılmasını savundu.  Peki bu neye ve kimlere hizmet eder? Üstelik “Maraş, bütünlüklü çözüm olmadan devredilemez” masalını söylemeleri kurulu rejimdeki siyasi partilerle nasıl kesişip aynı parelelde hareket etttiklerinin ispatı değil mi?

İŞAD’ın açıklamalarına ilk tepki, bölünmüş şehrin diğer yakasındaki Mağusa Belediye Başkanı Galanos’tan geldi. Galanos önerileri “tuzak” olarak niteledi

Bizim ekonomik örgütlerimiz, her nedense ticaret erbabının devasa sorunlarına çare üretip çözeceğine, işte böyle milliyetçi karşı çıkışlar sergilemek ve olumlu olanı baltalamak için kullanılırlar. Ülkede ne zaman bir sorunu çözme konusunda adım atılsa, BM ya da AB kararlarına karşı ters tepkiler ortaya koyarlar. Onlara şöyle bir ekonomik soru soralım: 20.000’e yakın esnafın İhtiyat Sandığı ve Sosyal Sigorta primlerini ödeyemediği bugünkü ekonomik durgunlukta bunun nasıl ödeneceği konusunda bir fikirleri var mıdır acaba?

İŞAD’ın açıklamalarına ilk tepki, bölünmüş şehrin diğer yakasındaki Mağusa Belediye Başkanı Galanos’tan geldi. Galanos önerileri “tuzak” olarak niteleyip  “Maraş Belediyesi’nin bu tuzağa düşmeyeceğini” belirterek, “Eğer Kıbrıslı Türk işadamları iyi niyete sahip olsalardı o zaman Maraş’ın iadesinin BM’ye değil AB’ye sağlanmasını önerirlerdi” şeklinde konuştu. Galanos, önerinin boşluğa düştüğünü ve bunun hiç de pratik olmadığını, ayrıca ilgili kararlara da ters düştüğünü savundu. Galanos kısaca Kıbrıs Türk tarafının samimiyetini test ediyor.

BM kararlarına da açıkça karşı geliyorlar

İŞAD yetkilileri ise ticaret erbabının ekonomik sorunlarına çözüm bulacağına, nasıl bir açılımla Maraş’tan en büyük mammayı yiyebileceğinin muhasebesini yapıyor. İŞAD’ın sözde yetkili temsilcisi Maraş’a dönmek isteyenle dönmeyeni birbirine düşürecekmiş ve böylelikle de Rum Yönetimi üzerinde baskı yaratacak-mış. Bizim işadamlarımızda her türlü tilkilik mevcut. Çünkü 74 sonrasında hep tilkilik yaparak sermayedar oldular. Sistemden beslendikleri için de, “sorunun çözümü ne kadar uzarsa Rum arsalarına daha ne kadar inşaat yaparız, parsayı nasıl toplarız” diye hesapçıklar yapıyorlar. Sektörler çökmüş, küçük esnaf Sosyal Sigorta, İhtiyat Sandığı primini veya bankaya borcunu ödeyememiş, faize teslim olmuş; bunlar onları hiç ilgilendirmiyor! İlgilendikleri tek konu ganimetten nasıl daha çok peydahlanacaklarıdır. Rejimle göt göte vermişler, sonra da buna kendilerince açılım diyorlar. BM kararlarına da açıkça karşı geliyorlar.. Mağusa limanının AB gözetiminde çalıştırılması kendi üyeciklerinin çıkarlarına dokunacağından mevcut hukuk ve standart dışı yapının limanda aynen devam etmesini arzuluyorlar.  KKTC sonsuza kadar yaşayacak, onlar da vurguna ve soyguna devam edecek.  Eyva brodi!

Düne kadar “Açın, Açın Kapıları Açın” diye çırpınıp duruyorlardı

Maraş’ın BM kontrölünde açılması ile birlikte ekonomide bir big-bang olayı yaşanacak, tüm ekonomiyi tetikleyecek, binlerce insan iş bulacak ama Ticaret Odası’ndan tıs yok, Sanayi Odası’ndan tıs yok. Ya Lokmacı barikatının şampiyonu  Esnaf ve Zanaatkarlar Odası nerede??? Anlaşılan Sayın Talat’tan henüz vize alamamışlar ki suskunlar! Malum Talat’a göre de yeni kapılar açılırsa Kıbrıs konusu bir daha çözülmez-miş. Halbuki 2000’li yıllarda meydanlarda ve sokaklarda “Açın, Açın Kapıları Açın” diye çırpınıp duruyorlardı. Tarihin garip bir cilvesi onları hükümete taşıyınca attıkları sloganların içinin boş olduğu görüldü.

Sayın Talat son Brüksel ziyeretinde yine herkesi hayal kırıklığına uğratan bir demeç verip şunu dedi: “Rumlara hangi jesti yaparsanız yapın, çözüm istemezler.”

Baba Denktaş’la ne fark var? Talat kaybettiği koltuğunu geri almak uğruna hala rejime göz kırpsa da, maskeler düşmüş, siyasiler ve ekonomik örgütlerin kimlere çalıştığı açıkca ortaya çıkmıştır… Tetikçi olarak kullandıkları İŞAD gibi örgütler de onları kurtarmaya yetmeyecektir. Toplum kendine yapılan tüm ihanetlere rağmen onları eleyerek yoluna devam edecektir…

YENİ YIL SÜSLEMELERİ VE BELEDİYELER!

Her yeni yıl öncesi dünyanın gelişmiş ülkelerinde etraf bir renk cümbüşüne dönüşür, hatta aylar öncesinden her taraf süslenir. Güney Kıbrıs da bunlardan biridir…Işık, insana pozitif enerji vermekle birlikte insanların alışveriş duygusunu da kamçılamaktadır. Motivasyonu artırmakta, ticarete de ekstra bir doping sağlamaktadır. Ama gelin görün ki bizim belediyelerimiz yasaların kendilerine ticareti düzenleme yetkisi vermesine ve ziyaret ettikleri ülkeleri gözlemlemelerine rağmen işin bu püf noktasını gözden kaçırmakta ve ciddi algılama sorunu yaşamaktadırlar. Dahası “marka” olduğunu iddia eden belediyelerimizin en gözde caddelerinde karanlık kol gezmekte, sokaklarda dolaşmak yürek istemektedir. Tüm uyarılara rağmen “ceketimi assam kazanırım” anlayışı hakim olduğundan bir şey değişmemekte sanatçı getirmek için milyonlarca dolar harcayan belediyelerimiz caddelerin aydınlatılması ve süslenmesi için kıllarını kıpırdatmamakta, trilyonlar harcayıp devasa tesisler yapmalarına rağmen ‘bu konuda para yok’ ayaklarına yatmaktadırlar. Herhalde süslemenin ve caddeleri aydınlatmanın siyasi, ekonomik bir rantı olmadığını düşünüyorlar ve büyyük işler peşinde koştuklarından olsa gerek esası gözden kaçırıyorlar Albert Einstien’in tarihe mal olmuş sözünü onlara hatırlatalım: Yaşam ayrıntıda gizlidir beyler!

GÖZDEN KAÇMAYANLAR!

Belediye para yok deyince, Suriçi esnafı kendi arasında para toplayıp Magusa Suriçi Derneği’nin katkıları ile bir dizi etkinlik düzenleyip caddeleri süslemeye karar verdi. Esnaftan kişi başı 75 TL para toplandı. 60  esnaf içerisinden 8’i, esnaf kardeşlerini enayi yerine koyup “biz ödemeyiz” dediler. İşte bu olmadı baylar. Karanlık günlerden geçtiğimiz bugünlerde dayanışma içerisinde olmamız ve karanlık için bir mum da bizim yakmamız gerekirken, küçük hesaplar  peşinde koşmak yakışmadı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin