Mağusa İnisiyatifi 10 Aralık, Cuma akşamı Doğu Akdeniz Üniversitesi Mehmet Tahiroğlu Konferans Salonu’nda ‘Mağusa’da Ekonomik Patlamanın ve Kıbrıs’ta Çözümün Şifresi; Maraş-Liman-Suriçi’ isimli tartışma paneli düzenledi.
Moderatörlüğünü Serdar Atai’nin yaptığı Panele ülkenin tanınmış ekonomistlerinden Vargın Varer, Yenal, Süreç ve Radar Reşat konuşmacı olarak katıldı.
Panel’de ilk olarak geçmişten bugüne Maraş’ı anlatan bir sinevizyon gösterisi sergilendi. Ardından Dr. Okan Dağlı kısa bir giriş konuşması yaparak Mağusa İnsiyatifi olarak adaya barışın gelmesini istediklerini söyledi ve Maraş’ın tutsaklığına son verilerek Maraş, Liman ve Suriçi’nin tüm Kıbrıslıların ortak yaşam alanı olmasını arzu ettiklerini belirtti.
Daha sonra söz alan Serdar Atai ise, son günlerde İŞAD tarafından ortaya atılan görüşlerin kafa karışıklığına yol açarak kamuoyunca Mağusa İnsiyatifi’nin görüşleri imiş gibi algılandığını dile getirerek, İŞAD önerileri ile temel farklılıklarını ortaya koydu. Atai, İŞAD’ın KKTC Yönetimi’nde ve KKTC coğrafyasında bir Maraş açılımından bahsettiğini, BM ile uzlaşmayı arzuladığını ancak mevcut bütün BM kararlarının Maraş’ın BM kontrolünde açılması gereğini kayıt altına aldığını, bu noktada da İŞAD’ın büyük bir çelişki yaşadığını söyledi.
Atai sözlerine devamla, İŞAD’ın böylesi bir açılımda çok az Rum’un geri döneceğini bildiği halde dönenlerle dönmeyenleri ve dönenlerle Rum Hükümeti’ni birbirine düşürmeyi amaçladığını, bunun ise hiçbir uzlaşmacı yönü bulunmadığını savundu.
Ekonomist Yenal Süreç panelde yaptığı konuşmasında, Maraş’ın açılması durumunda ne gibi faktörlerin ortaya çıkacağına ilişkin bilgiler vererek, bu durumda işçilik, mimarlık- mühendislik ve taşımacılık gibi alanlarda faaliyetlerin gündeme geleceğini söyledi.
Ayrıca Liman’ın yasal bir statüye kavuşturularak ortak kullanıma açılmasıyla yolcu trafiğinin artacağını kaydetti. Bununla beraber ilave ihtiyaçların ortaya çıkacağını, mal ve hizmet sunumuna olan talebin artacağını söyledi. Maraş’ta 15-20 bin nüfuslu, yılda 1 milyon turist ağırlayan ve bunun için lojistik desteğe ihtiyaç duyan bir yapının oluşabileceğine değindi.
Süreç, Suriçi’nin tarihsel açıdan önemine de vurgu yaptığı konuşmasında bin yıllık tarihi dokunun aktive edilmesi gerektiğine belirterek, Liman ve Maraş’ın hayata geçmesiyle Suriçi’nin de önemli bir çekim bölgesi olacağını dile getirdi.
Ekonomist Vargın Varer de konuşmasında, Maraş- Liman ve Suriçi’nin Ekonomik Boyutunu irdeleyerek Maraş’ın ekonomik açıdan potansiyeli yüksek bir bölge olduğunu ifade etti ve Maraş’ın ekonomik etkilerini üç değişik senaryo altında özetledi.
Varer; Maraş’ın Rum Yönetimi’nde yani Yeşil Hattın Palm Beach önünden geçmesi halinde açılması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Maraş’ı kendi inisiyatifiyle açması ve Maraş’ın Birleşmiş Milletler gözetiminde açılması olarak ortaya koyduğu farklı yaklaşımlarda, bölgenin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inisiyatifiyle açılmasının sermaye etkisi açısından olumlu olabileceğini ancak burada Rumların ne kadarının geri döneceği ile ilgili ciddi riskler olduğunu söyledi.
Maraş’ın Birleşmiş Milletler gözetiminde açılmasının olumlu etkilerine de değinen Varer, bu durumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarına istihdam olanağı yaratacağını, buraya gelen turistlerin bir şekilde Mağusa’nın Suriçini ve diğer bölgelerini de ziyaret ederek para bıarkacağını bu sayede de ekonominin olumlu etkileneceğini belirtti.
Maraş’ın herhangi bir senaryoda açılmasının ekonomiyi pozitif etkileyeceği görüşünü ortaya koyan Vargın Varer, ancak aynı anda Limanlar ve havalimanlarının da uluslararası trafiğe açılması gerektiğini söyledi.
Varer konuşmasının sonunda ‘Kıbrıs’ta nihai bir çözüm istiyorsak şu an iki liderin masada görüştüğü ekonomik modeli Maraş’ta uygulayarak bir prototip oluşturabiliriz’ dedi.
Panelin son konuşmasını ise Ekonomist Radar Reşat yaptı.
Reşat, Maraş’ın açılmasının önemli bir konu olduğunu ancak bundan da önemli olanın, açılması halinde bizim neyimiz var ki bu bölgede birşeyler yapabilelim konusu olduğunu belirtti. Bunun için de öncelikle gerek teknik olarak gerekse altyapı olarak yatırım yapabilecek seviyeye gelmemizin önemine vurgu yaptı.
Mevcut yatırım ikliminden memnun olmayan işadamlarının oraya nasıl yatırım yapacağını sorgulayan Reşat, mevcut yasal yapımızın, yönetim şeklimizin, kurumsallaşma eksiğimizin en ciddi handikaplarımız oldugunun altını çizdi.
Ekonomik Patlamadan söz ederken inşaat patlaması bizi çok memnun eder mi diye soran Reşat, planlı ve programlı yapılaşmanın ve büyümenin önemine dikkat çekti.
Reşat, Mağusa Limanı’nın Altın Yılları’nın 1992 yılına kadar sürdüğüne işaret ederek 1950’lerdeki, 1960’lardaki performansların da yapılan karşılaştırmalarda dikkate alınarak sağlıklı analizler yapılması gerektiğini ifade ederek sözlerini tamamladı.