Yıllardır TC yardımlarına şükran diyerek bütçeleri onayladılar. Şimdi gizlemeye gerek duymadan konuşuyorlar ki “nasıl olsa bu konuda bizi rezil etmez” diyerek Türkiye’den para koparmanın yolunu bulurlarmış. Onun için artık elçilikten veya yardım heyetinden birileri görüp yapıldı demeden yapılan işler için para verilmez, para da verilen amaca harcanmadan başka maksatla kullanılmasın diye gereken her tedbir alınır olmuş. Bu şartlar altında işleyen bir bütçeye komitede mebuslar “ver Allah versin” diyerek 23 milyon artış yaptılar yani ciddiyeti böyle görünür kılınmış 2011 yılı KKTC(!) bütçesinin.
Bu yılın bütçesinin 11. ayı raporu elimize ulaşmadığı ve 10. ay raporu da meçhullerde olduğu için ancak ödenekler bazında karşılaştırma yapılabilir. Lakin geçen yıl verdiğimiz haberde de görüleceği üzere bütçede gerçekleşme sorunu vardır. Hep de olmuştur. Sadece zaman zaman yerli bütçede isabetli tahminler yapılmış zaman zaman da TC yardımlarında isabet olmuş ama toplamda çok kısa bir dönem hariç %30 dolayında sapma vardır. Ya para bulunmamış bütçede gösterilen maksat için harcama yapılamamış ya da ödenek meclisin onayladığı kaleme değil başka kaleme aktarılmış ve yahut bir ödenek arttırılmış ama başka ödenek eksiltilmemiş ama para olmadığı için harcama yapılmamıştır.
Bütçenin %30’u olan TC yardımları bile yıl içinde elçinin keyfine göre bir maksattan başka maksada kaydırma yapılmakta ve bir çok kalem sapmaktadır. Örneğin sel baskını kalemlerin sapmasına neden olmuştur.
Bu şartlar altında bütçe meclisten ha geçmiş ha geçmemiş. Mebusların zahmet edip de 23 milyon atış yapmaları olsa olsa seçmene bak biz size komitede ödenek koydurduk ama bu namussuz bakanlar yasaysa rağmen ödemediler ne yapacaktık demek anlamındadır. Çünkü maliye öyle düşündü böyle düşündü daha fazla ödenek koyarsam ay gülünç olacağız ya da Türkiye kızacak diyerek ödeneği bağladı.
Anayasa komitede artış önerileri ancak ayni miktarda gelir artışı ile yapılır dediği için iç borçlanma kalemine de artış getirdiler. Ancak kimden nasıl borçlanılacak ki! Zaten her yıl borçlanılabilecek her kaynak kullanılmaktadır ve bunu mebuslar da bilir.
Çağdaş devletlerde parlamento mali denetim için hayata geçirildi ve gelişti ama bizdeki mali denetimi unuttu. Unutmasa idi harcamalara getirilen artış kadar borçlanılacak yeri de faizini de geri ödenişini de düşünerek yasaya koymalı idi. Bunu yapmadılar. Çünkü maksat onları seçen ahmakları gene kandırmaktı.
Bütçenin altı üstü tutmadığı için teferruata gerek yok ama karakteri hakkında bilgi vermek gerekir diye verelim. Sağlık bakanlığı bütçesinin bütçe içindeki payı geçen yıla göre %6.13’ten %5.89’a geriledi. Eğitim bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı %15.04’ten %14.4’e geriledi. Dahasına gerek yok çünkü ekonomiye, refaha ve ilerlemeye devlet karışmasın diyen bir hükümet var ve devlete ait ne kadar satıp savulacak mal varsa satmakla başarı göstertmiş diye anavatanının takdirini kazanacak
Bütçe sonuçta 23 milyon artı8şla 3 milyar 55 milyona bağlandı. Anavatanı 860 milyon verecek 500 milyonu güya borç olacakmış.
İç kaynaklardan da 23 milyon artışla 316 milyon toplayacaklarmış. Makiniste araba onartıp para vermeyerek borçlanma gibi her yol mubahtır.