Dünya haftayı Vikileaks belgleriyle başladı ve devam ediyor. Belgelerin ısbatladıkları kadar, son hukuki sorun da bir başka gariplik içinde oluyor. Dünya bu belgelri konuşup tartışırken, Kuzey Kıbrısta esintisi dahi okunmaması da başka doğru oluyordu. Oysa Burayla ilgili de kiminin bilip bellekten sildiği basit gerçekler ortaya çıkıyordu. Ayrıca Avrupa ekonomik kriz ve gelecek tartışmaları ile sosyal tepkilerle günleri geçiriyor. Bunlar kendine has özelliklerle ele alınırken, Kuzey Kıbrıs kendini kendi gibi konuşup gündem yaratıyor: Olmayacak gelişmeler konular tartıştırılıyordu: Sanırım tek mesayi olayı bizde neyin nasıl yapılıp kendi yüzümüze bulaştırdığımızın en son kanıtıdır. Ama dedik ya, herkes kendi dünyasıyla uğraşıyor.
Son günlerde Dünya Vikileaks belgeleriyle adeta kuşatılmış gündeme gelindi. Özellikle resmi eksendeki Amerikan diplomasi olayı olması, konuları daha canlandırıyor. Ama konu sistem olunca da belgeler kadar daha fazla saptırma ve kavratmaktan uzaklaştırma oluyor. Bu bulanık garipliklere ilgili sistenin sahibinin yine tuhaf denecek şekilde tutuklanmasıyla de yeni bir hukuki tartışma da yaratı: Zaten her konuyu deşifre ederken, ses çıkarmayan resmi çevreler, iş kendi belglerine gerçeklerine gelince, iletişim özgürlük tartışmasını hemen başlattı:
Vikileaks belgleri bize yeniden emperyalis diplomasiyi ve siyasal stratejik bakışları kadar, resmen iki yüzlü davranışları da ortaya koydu: Çomski gibi ünlü bilim adamları çok önemli bir noktaya işaret ediyor: Bu belgelerle aslında sistemin demokrasiden ne kadar nefret ediklerinin de kendisi oluyor. En basit verdiği örnek ise Araplar olmaktadır.Basra ve Suddi Arabistan Amerikadan iran karşıtı davrnaış isterken, arap halkaları düşman olarak israili görüyordu. ilgili ülkeler resmen İsrail ile iran karşıtı duruşta bulunuyor. Yine açıklanan belgelrde Lübnad direniş simgesi Hizbulanın vurulması için Sudi arabisten tallepde bulunuyordu. Bunlar resmen siaysetcilerin iki yüzünü ve halkların talepleri dışı nasıl Amerikancı olduklarının kanıtı oluyordu.
Bu belglerden Kıbrıs nasibini almasa olmazdı: Nitekim burayla ilgili de kanıtlar ortaya kondu. Onuturulan ve belleklerden silinen Kıbrısın hatırlatılması da vardı. Helle hiç konuşturulmayan şu ğstler; Üstlerin nasıl kulanılıp buradaki ahalinin haberi olmadığı bilgilr vardı. Tabiki bunlar burada konuşulmadı: Dünyada m
Brakalım bizim siyasetcilerin Amerikancı olup isteklerini yaptırma çabalarını: Hani İngiliz denilen üstler ve adanın kulanılma şekli var ya; işte bunun belgesi yeniden ortaya çıktı: Ağrotur İngiliz üstünden Amerikan uçakları keşif uçuşu yapıyor: Türküye ve Lübnana bilgiler veriyor. Verilen bilgiler ilgili ülkelrdeki militanlara ayit olmaktadır. İşin paradoksu İngilizlerin bu tip uçuşlara izin vermemeleri olmaktadır. Ama buna karşın Amerikan uçakları uçup işini yaptı.
Eskiden denilen emperyalist üstler veya sistemin stratejik durumu, yeniden sistemin kendi belgeleriyle ısbatlanıyordu. Bunu biz değil, kendi belgeleriyle ortaya seriliyordu. Onun için Amerikancı olan bizdeki yapılanış her zaman olduğu gibi bu konuda da sesiz kalıp bilgisizleştirme ile geçiştirme yolunu seçti. O zaman da Kıbrıs sorunu denildiğinde hep sistemin temel rolu göz ardı edilerek, sanki o güçleri varmış gibi de “iki toplum lideri çözecek” dedirtilmektedir. Acaba bizim saray erkanı Vikileaks belgelerindeki Kıbrıs bilgielrini takip ediyorlarmı? Toplantılarda hiç olmazsa buradan neden uçak uçurulduğunu konuştularmı=
Görüldüğü gibi yer yerinden oynayan Vikileaks yayınlarında her konu dünyada eksenen göe olsada tartışılrken, bizde bizi kapzayan kesimini pek konuşmak istemedik. Zaten konuşulsa en azından istenmese de ezberler bozulacaktır. En başta da iki toplum lideri ve çözüm çerçevesi sarsılacaktır. Düşünün bir yanda her konu liderlere indirgenirken, dğer yandan üstler ve Amerkan gerçekleri vardır. Üstelik de Amrikan destekli baskı da istenen davranışlar da olmaktadır. Bunlar çok anlamlı tutumlardır., Yazıyı bitirmeden şu eksiklikten söz edelim: İster ekonomik kriz isterse son Vikileaks belgelerinde şu acı eksiklik sırıtıyor. Sistemin deyişmesini savunan sosyalis güçlerin etkin olmaması sonucu, yaşanılanlar çok kolay saptırıldı: Şefaflıklar, doğruluklar adeta yerden yere vurulurken, sistemin iki yüzlülük tutumları ve en basiti demokrasiye ne denli bağlı oldukları da bilmeyene hatırlatıldı. Her kesim kendi çıkarına göre burada yer aldı. Saptırmadan yayınlara saldırılar tehditler ve başka yöne kaydırmayla ayrı gündemleştirmeler hep oldu. Tek gerçek, emperyalist anlayışın kendisi oluyor: Kıbrıs ise hala kendini dahi konuşmaktan uzak kuşatılmış brakılıp kendi belleklerini kuruyor. Ne diyelim artık gerçekelr bunlardır.ahşet olsa da buraya kolay kolay sızamaz.