Bu hafta önemli 2 konuyu ne yazık ki dar köşemde sığdırmak zorundayım: Yazacak çok ama alan dar olan ikilemle hemen konuya girecem: Konuların birisi dünyaya düşen ve VİKİLEAKS tarafından yayınlanan ve sistemin ilişkileri düşüncesi bakımından önemli belgelere şöylesine genel yaklaşım getirmeğe çalışacam. Diyer konu ise bizde talimatlı paketlerin devamı olan ve adı değil konulan pratikle yaz mesayi cenazesinden söz edecem.
Bu hafta internet sayfalarına Amerikanın basit denilen ve çoğu bilinen diplomasi belgeleri yayıldı: Garip olan sanki bilinmez olan veya tartışılırken belgler değil de başka olgulardan söz edilmesidir. Bir kez; ilgili kuruluş kısa zamanda Amerikan eksenli 3 yayın yaptı: Birincisi Iraktan başlayıp sora Afganistanla devam edildi: Bu belgeler adeta orada yapılan insanlık dışı olayları kendi ağızlarıyla kanıtlarıyla deşifre edildi: Bunlara pek ses çıkarılmadı: Uluslararası yargılar, savcılar bırakın sorgulamayı, söz dahi etmediler. Oysa bu belgeler resmen sistemin halen devam eden kirli tarihi olmaktaydı: Sesizce geçiştirildi:
Ancak ne olduysa oldu son yayın oldukça tantana çıkardı: Çünkü VİKİLEAKS bu kez diplomasi ve sistemin ilişkileri ve siyaset oluşturma araçlarına değiniyordu: Bu nedenle Amerika tehditleri savurdu: Medyalar günlük konuşmalar yapmaya başladı. Amerikan eksenli bilim adamları gazeteciler bir biri ardı nutuklar çekti: Yayınlanan belgeleri değil, Niçin sızdırıldığını, güvenlik tehlikesini ve bozulacak ilişkiler üzerinden hareket edildi: Bazıları da konuyu çaptırıp dedi kodu veya önemsiz gösterip karşıtı küçültme sözleri kulandı. Bir de abartılı bekleyişler veya yeni siyasal paydacılıkla başka tellerden çaldılar. Böylelikle aslında yayılan belglerle bize bildik Amrikayı değil de kendi paradoks yüzlerini gösteriyorlardı. Bu nedenle belgelerin ifadesi ve
siyaset oluşması nedeni deyil de hep başka yönlerden konuyu saptırıp gizlemek istenci oldu. Oysa tek bir durum vardı. Bize sistemin merkezinde siyaset stratejileri oluştururken nelerin aktarılıp kurumsallaşmasının belgeleri yayılıyordu.
işin önemli olgusu, hep günümüzde yaşanan ve devam eden yakın tarihteki gerçeklerin tekararı oluyordu. Sistem bunu dahi saptırıp kendi ekseninde kurmak istiyorlar. Bu belgelerin yayılması ister poletik çıkar ister yeni staratejik hesaplaşmalar olsun, sonuçta elimize Amerikan siyaset aynası olmaktadır. Bunu doğru değerlendirirsek oldukça belge oluşur. Emperyalist siyasetin nasıl kurgulandığını yönetimi ortadadır. Bilgiler gönderiliyor orda bütünleşip resmi alanda siyaset oluşturuyor. Bunlar biliniyordu. Şimdi bunlar yapanın eliyle karşımıza geldi o kadar. Onun için hem takip etme ama kendi gözümüzle yorumlamak gerekir.
Dünya Amerikan yeni belgelerle yüzleşirken, bizde de pakete devam ediliyordu Önümüzdeki konulan hedeflerden biri makyaj sözlerle oluşuyordu. Adı tek mesayi konup özünde yaz mesayisini kaldırma adımı da atıldı: Bu tek mesayi falan değil; Resmen yaz çalışma sisteminin kaldırılma adımı oluyordu. O denli acemice ve rezil şekilde yapıldı ki bizim Türkiyeleştirme ve neoliberal kısgacın yeni hediyesi oluyordu.
Kuzey Kıbrısın yapısını anlamıyanlara yeniden anlatan çok ironik olay oldu: Bilindiği gibi tek mesayi isteniyordu. Ama her konuda dediğim uyarı burda da oldu: Kavramın kendine değil, içeriğine bakın: Burda da aynı hata oldu: Nasıl ki görüşme veya barış değip içeriklerine bakılmadığı gibi, şimdi de tek mesayide ayni hazin son geldi. Öylesine masgaralık şekilde yapıldı ki demeğin gitsin:
Hem çalışma saatleri darma dağın oldu: Çalışma koşulları hiç gözetilmedi, yazın öğle sıcaklarına çalışma süresi kondu: Ara verilmeden uzun çalışma zamanı oluşturuldu. Çalışma saatleri ülkeye göre değil de Türkiyeleşme ve bizdeki güdük iş birlikci iş verenlerin rant acayip hesabıyla yapıldı: 8.30 ile 16 arasında sürekli tek mesayi: Yazı sıcak olan veya sabahları daha uygun çalışma kriterleri bir yana itilip: Ne ülke koşulları nede çalışma verimlikleri düşünülmeden Türkiye uzantılı Elçilikten bankalara uyum adına yapıldı.
Şu bizim garip iş verenlere bakın: Yazın öğle sıcaklarında konuşmaktan dahi üşenme olan öğle vakti insanlar sokaklarda olup alış veriş yapacaklarmış: Üstelik bu yeni süreçle kamunun yurtaşa hizmeti de allem gallem yapıldı: Sabah serini falan değil de öğle kaynayan sıcakta iş takip edecektir. Hiç iklimsel koşullar veya çalışanın çıkarı düşünülmedi: İnsanlara hizmet etme de yok: Çalışanın yemek yeme veya sıcaktaki verimi de düşünülmedi. Bu konuda en ilginci ise ne çalışanın durumu istenci, nede hizmeti alacak yurtaşın durumu gözetildi. Paket de vardı ve oldu:
Son tek mesayi de gösterdi ki paket devam ediyor: Kamu çalışanı Türkiyeleştirme eksenine ve en yoksul sınırına doğru çekilmeye devam edilecektir. Ayrıca örgütsüzleşitirme ve el deyiştirme ile ilhak siyasetine yeni taşlar döşenecektir. Bunları genel emperyalist sistemden yeniden el deyiştirmeyi anlamazsak, hep mahkum kaybeden olmaya devam edeceğiz.
Bu hafta böyle iki olayla yetindim: Keşke daha fazla yer olup da yazsaydım. Amerikanın genel yüzü ve bizdeki paket yoluyla adeta anlayana çok olgu bilgi çıktı. Ne kadar bu kısgaçla yaşarsak daha başımıza çok olumsuzluklar gelecektir. Hele artık her konuda içselleşen elçilikle adeta normal gibi yapılan talimatlar siyasal bakımdan oldukça gerilere gelindi. Dileğim ilerde daha güzel haberlerin yorumunu yapmaktır.VİKİLEAKS BELGELERİNDEN TEK MESAYİYE:
