DAÜ – SEN, yaptığı açıklama ile DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yönetim Kurulu’nun uzlaşıya varılan konularda taahhüt ettiklerini yerine getirmemekle suçladı. Açıklama şöyle:
“DAÜ-SEN daha önce işveren temsilcisi olan DAÜ Rektörlüğü ile yürüttüğü görüşmelerde birçok kez uzlaşı noktasına varmıştır, fakat VYK ile görüşeceğim diye zaman isteyen Rektörlük varılan uzlaşı noktasından hep vazgeçmiştir. Ardından ise VYK ve Rektörlük hukuk dışı uygulamaları hayata geçirmiştir.
Herkesin hatırlayacağı gibi, geçtiğimiz Aralık ayında DAÜ-SEN Başkanı Sayın Hasan Altıok, DAÜ VYK’nin yetkili temsilcisi olarak Sayın Abdullah Öztoprak ve Eğitim Bakanımız Sayın Nazım Çavuşoğlu, DAÜ Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının sorunlarının çözümü için uzlaşıya varıldığını BRT ekranlarından ortak bir açıklamayla kamuoyuna müjdelemişlerdi. Daha sonra ise VYK varılan anlaşmayı benimsemediğini söylemiş ve uzlaşı zeminini bozmuştu. Bu anlayışla, DAÜ’nün sorunları çözümsüz olarak bugüne kadar taşınmış, hatta üzerlerine yenileri eklenmiş oldu.
Gelinen noktada, geçtiğimiz Pazartesi, DAÜ-SEN süresiz grevin eşiğinde olduğunu duyurarak son uyarı grevini gerçekleştirdi. Pazartesi gerçekleşen grevin ardından Salı günü saat 11:00’de İşveren temsilcisi olarak DAÜ Rektörlüğü, çalışanların temsilcisi olarak DAÜ-SEN Yürütme Kurulu, Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK) tarafından iyi niyet misyonu ile görevlendirilmiş Mühendislik, Eğitim ile İşletme ve Ekonomi Fakülteleri dekanlarının arabuluculuğunda görüşme masasına oturdular.
11 maddelik gündemin mevcut Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ihlalleri ile ilgili olan 9 maddesi toplantıda görüşüldü ve 7 madde üzerinde uzlaşıya varıldı. Geriye kalan 2 maddenin ise TİS görüşmelerinde yeniden ele alınmasına karar verildi. Rektörlük ile Sendikamız arasındaki uzlaşılan ve VYK onayı gerektiren 3 madde, Rektörlüğün başkanlığını yaptığı ÜYK tarafından 11 Ocak 2011 tarihinde oybirliği ile karara bağlandı.
Grev sebebi olarak görülen esas sorunlarda VYK’nın yetkilendirdiği Rektörlük ve sendikamızın uzlaşıya varması hem üniversitemizde hem de ülke kamuoyunda pozitif bir hava yaratmıştı. Sendikamızın da onayı olan ve ÜYK’nın onayladığı uzlaşı belgesi 12 Ocak tarihinde Rektörlük önergesi olarak VYK’ya sunulmuştu.
Maalesef, süresiz grevin eşiğinde bulunan DAÜ’de varılan uzlaşının onaylanması için VYK olağan toplantı günü olan Perşembe günü (13 Ocak 2011) nisap sorununu gerekçe göstererek toplanmamıştır. VYK Başkanı Sayın Eşber Serakıncı ise varılan uzlaşıdan haberdar olmadığını iddia ederek, bu uzlaşı metnini benimsemediğini ve değiştirilmesi gerektiğini DAÜ-SEN’e bildirmiştir.
Bu gelişmelerin ardından 17 Ocak 2011 tarihinde ilk kez DAÜ-SEN, VYK ve Rektörlük bir araya gelmiştir. Bu toplantıda VYK, Rektörlük ile Sendikanın antlaştığı konularla hemfikir olmadığını ortaya koymuştur. Ne kadar ilginçtir ki Rektörlük ise Sendikayla uzlaştığı konularda şerhi olduğunu ifade etmiştir.
Açıkca belli olmaktadır ki Rektörlük ve VYK, Sendikamız ile anlaşmamak üzere anlaşmış, çalışanlarımızla adeta alay etmekte ve DAÜ ile adeta oyun oynamaktadırlar.
DAÜ-SEN sorunların çözümü noktasında aciz kalan, birbiri ile diyaloğu kopmuş, sözlerinin arkasında durmayan, dün evet dediklerini bugün kabul etmeyen DAÜ Rektörlüğü ile VYK’yı, bu gayri ciddi tutumlarından dolayı şiddetle kınamaktadır.
DAÜ-SEN görüşme masasında uzlaşıya varılan konuların arkasındadır ve ÜYK’nın konu ile ilgili oybirliğiyle aldığı ve Üniversitenin genel iradesini temsil eden kararı desteklemektedir. DAÜ-SEN’e ve Üniversitemize yakışan da budur. Ancak Üniversitemize yakışmayan, verdikleri sözlerin ve attıkları imzaların arkasında durmaktan aciz yöneticilere sahip olmaktır.
Açıkça belli olmaktadır ki verdikleri sözlerin arkasında durmayan Hükümetin uzantısı olarak DAÜ Yönetimi emir aldıkları makamların izinden gitmektedirler.
Kamuoyumuz şunu açıkça görmelidir ki bundan sonra DAÜ’de yaşanacaklardan sorumlu olacak olan DAÜ VYK ve Rektörlüktür. Çalışanlarımız, Üniversitesine sahip çıktığını bir kez daha gösterecektir.
Sendikamız, işçi, memur, akademisyen, öğretmen, taksici, çiftçi, esnaf, tüm emekçi kardeşlerimizle birlikte, aklın ve vicdanın düşmanı olan anlayış ve bu anlayışın tüm uzantılarıyla sonuna kadar mücadele etmekte kararlıdır”
