Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Adnan Eraslan, “ne seçilenler ne de siyasallaşan hukukunun emekçilere yönelik saldırıları durdurmasının söz konusu olmadığını” iddia ederek, “Top yekun mücadeleden başka seçenek yok” dedi.
KTOEÖS, bugün (6 Ocak, Perşembe) öğleden sonra, hükümetin uygulamalarını ve aldığı kararları protesto amacıyla yüzlerce öğretmenin katıldığı “Kararlılık Yürüyüşü” yaptı. Eylem çerçevesinde sendika önünden Maliye Bakanlığı ve Meclis’e yürüyüş gerçekleştirildi, açıklamalar yapıldı.
Eylem, öğretmelerin, marşlar eşliğinde sendika önünde toplanması ve ardından Peyak güzergahına doğru yürüyüşe geçmesiyle başladı. Polis, geniş güvenlik önlemi alırken, eylemcilerin geçtiği yerlerde trafik akışı durduruldu.
Eyleme katılanlar, ellerinde siyah balonlar ve pankartlarla önce Maliye Bakanlığı önüne gelerek burada “Yalancı Bakan İstemiyoruz” şeklinde sloganlar attı.
KTOEÖS Genel Sekreteri Emin Özkalp’in okuduğu açıklamanın ardından meclisin yan kapısına gelen eylemciler, burada KTOEÖS Başkanı Adnan Eraslan’ın konuşmasının ardından hükümeti “koltuklardan çekilmeye davet etmesi” ve “Kara Bulutlar balon gibi gökyüzünde kaybolsun” çağrısından sonra ellerindeki balonları gökyüzüne bıraktı.
Bu arada eylem ve yürüyüş boyunca üzerinde “Dayatma ve Teslimiyetin Resmidir” yazan ve Başbakan İrsen Küçük ile Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ü, Ankara ziyaretleri sırasında, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve TC Devlet Bakanı Cemil Çiçek ile aynı salonda otururken gösteren fotoğraflı pankart da eylem sonunda yakıldı. Eyleme katılanlar daha sonra Meclis yanından ayrılarak dağıldı.
Eyleme birçok sendika ve sivil toplum örgütünün başkan ve temsilcileri de katılarak destek verdi.
BİZ SİZE MECBUR DEĞİLİZ SAYIN TATAR
Maliye Bakanlığı önünde okunan açıklamada, Tatar’ın çalışanların hiçbir yasal hakkını vermediği, ondan sonra da “KKTC Yasalarla Yönetilir” dediği savunularak, “Biz size mecbur değiliz sayın Tatar… Hangi yasa sayın Tatar, yoksa sizin elinizde bizim bilmediğimiz başka yasaların kitabı mı var. Dayatmanın kitabını yazıp elinize mi verdiler” denildi.
Ülkede çözüm ve barış olmadan hiçbir şeyin düzelmeyeceği öne sürülen açıklamada, “iğneden ipliğe her türlü resmi harçlar ve elzem ihtiyaçlar da dahil zam yapıldığı, emekli, dul ve yetimlerin doktor ve ilaç paralarına el konulduğu” savunuldu. Açıklamada, hükümetin son bir yıl içinde aldığı kararlar ve uygulamalar, “uğradığımız saldırılar” başlığı altında sıralandı.
Bunlardan bazıları şu şekilde sıralandı:
“Hayat Pahalılığı uygulamasının kaldırılması, emekli, dul ve yetim maaşlarından kesinti yapılması, 13. maaşların yasal sürede ödenmemesi, zamlar, KTHY’nin batırılıp peşkeş çekilmesi, Göç Yasası…”
UBP Hükümeti halkın kabusu olmaya devam ediyor
Sendika başkanı Adnan Eraslan eylem sırasında yaptığı konuşmada, UBP Hükümeti’nin halkın kabusu olmaya devam ettiğini söyleyerek, bu partinin seçildiği günden beri Kıbrıs Türk halkının değerlerine saldırmayı marifet kabul ettiğini belirtti.
Eraslan, Başbakan’ın “Ankara bizden çok memnundur” söyleminin “çirkin ve onursuz” olduğunu iddia ederek, bunun kabul edilemeyeceğini söyledi.
“Ülkeye akan kontrolsüz nüfusun ekonomiye bindirdiği yükü görmezden gelerek denk bütçe hayaliyle tüm çalışanların haklarını budamanın” akıl işi olmadığını kaydeden Eraslan, orta sınıfın çökertilmeye, toplum değerlerinin kökünün kurutulmaya çalışıldığını belirtti.
“Var olan hakların ekonomiye bir katkısı olmadığı halde yasalarda değişiklik yapılarak AKP Hükümeti’nin talimatlarına harfiyen uyularak geriye götürüldüğünü” anlatan Eraslan, bu değişikliklerle çalışanların, emeklilerin, esnafın ve zanaatkarların sefalet içine sürüklendiklerini söyledi.
BU MECLİS BİZİM MECLİSİMİZ DEĞİL
Eraslan, muhalefet partilerini de tüm bunlara gerektiği gibi tavır koymamakla suçlayarak, muhalefet partilerini yetersizlikle suçladı ve “Bu meclis bizim meclisimiz değildir” dedi.
Hükümeti bir an önce koltuklarını terk etmeye çağıran Eraslan, “ne seçilenlerin ne de siyasallaşan KKTC hukukunun” emekçilere yönelik saldırıları durdurmasının söz konusu olduğunu belirterek, hakları korumak ve onurlu yaşam için top yekun mücadeleden başka seçenek olmadığı görüşünü kaydetti.
Eraslan, toplumsal yok oluşu engellemek için tüm halkın katılacağı kararlı mücadeleye gerek bulunduğunu ifade ederek, “Sustukça sıra hepimize gelecektir… Kıbrıs Türk varlığı yok edilmek istenmektedir… Saldırı büyüktür ve kavgamız da büyük olmak zorundadır… Bu anlamda süreç başlamıştır” dedi.
Yolda durmak ve yavaşlamanın olmayacağını ve bu mücadelenin çalışanların ve halkın zaferiyle sonlandırılacağını kaydeden Eraslan, her türlü platform ve alanda süresiz grev dahil her türlü eylemi yapmakta kararlı olduklarını söyledi.