Yeni Kıbrıs Partisi’nin de gözlemci üye olduğu Avrupa Sol Partisi (EL) Yürütme toplantısı 15-16 Ocak tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilecek. YKP’yi temsilen Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı toplantıya katılacak…
Toplantılarda Aralık’ta yapılan Kongre sonrası karar verilen “Avrupa Sosyal Ajandası” çerçevesinde 2011 yapılacak çalışmalar, etkinler ele alınıp planlanacak ve üye ve gözlemci üyelerin kendi ülkelerindeki olaylarla ilgili bilgi alış verişi ve dayanışma eylemleri ve nelerin yapılacağı ele değerlendirilecek…
YKP, toplantıya Sendikal Platformun eylemlerini ve Kıbrıs’taki son gelişmeleri taşıyacak…
Bunun yanında YKP, 13 Ocak’ta yeniden görüşülmeye başlayacak KCK davasını izlemek üzere de Diyarbakır’a gidiyor. Davayı YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı izleyecek…
Hatırlanacağı gibi BDP, 13 Ocak’ta Diyarbakır’da başlayacak KCK davası öncesi Türkiye’deki ve Avrupa’daki aydınlara, ilericilere ve demokratlara “duyarlılık” çağrısı yapmıştı, YKP bu çağrı üzerine Diyarbakır’da olacak…
YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı, 12 Ocak’ta adadan ayrılacak ve 17 Ocak’ta adaya dönecek…
BDP, KCK Davasına Çağırıyor
“Ülkenin demokratikleşmesi, Kürt sorununun çözümü, yargının adalet eksenli faaliyet yürütmesi”nin “hükümetin veya hükümet temsilcilerinin vicdanına bırakılamayacak kadar önemli” olduğunu söyleyen Barış ve Demokrasi Partisi Genel Merkezi, herkesi 13 Ocak’ta Diyarbakır’daki KCK (Komala Ciwakiye Kürdistan) davasını izlemeye çağırdı.
BDP’nin verdiği bilgiye göre halen Diyarbakır’daki de içinde olmak üzere bir dizi KCK davası görülüyor: Şırnakk, Batman’da yakalananların yargılandığı 2 ayrı KCK davası, Mardin, Van Adana’da yakalananların yargılandığı iki ayrı KCK davası, Mersin Gaziantep, yargılaması İzmir’de yapılan Aydın KCK davaları. Siirt’te KCK koğuşturması kapsamında yakalananların hakkındaki soruşturma 8 aydır sürüyor.
Diyarbakır KCK davasında kimler yargılanıyor
BDP’nin verdiği bilgilere göre Diyarbakır KCK davasında yargılananların özgül özellikleri şöyle:
* Önemli bir kesimi 1980 ve 90’larda ağırlıklı olarak “PKK’li olmak” ve “PKK ile ilişkide bulunmaktan” dolayı tutuklanmış, 24-20-15 veya 10 yıl gibi uzun süreler cezaevlerinde kalan ve 2000’ler başındaki tahliyelerden sonra toplumsal, sosyal, kültürel, akademik, siyasal çalışma ve etkinliklerde yer alan kişiler.
* Demokratik Özgür Kadın Hareketi’nin (DÖKH), çalışmalarında yer alan, kadına yönelik ayrımcı uygulama ve davranışlara karşı çaba harcayan kadınlar,
* Demokratik Toplum Kongresinin Kurucuları, eş başkanı, divanı, eski milletvekilleri olan yönetici ve çalışanları.
* Kapatılan DTP eş başkan yardımcıları, MYK ve PM üyeleri, Genel Merkez saymanları, seçim komisyonları, merkezi Komisyon çalışanları ile il-ilçe başkanları-yöneticileri ve üyeleri.
* Demokratik özgür belediyecilik modelinin yaşama geçirilmesinde önemli rol oynayan Yerel Yönetimler Komisyonunun üyeleri,
* 14’ü tutuklu 8’i tutuksuz 22 eski ve yeni DTP ve BDP’li belediye başkanları,
* İl Genel Meclis Başkanları ve üyeleri,
* Belediye Meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları, belediye bürokrasinin farklı kademesindeki daire başkanları ve belediye çalışanları,
* İnsan Hakları Derneği Başkanı, yönetici ve üyeleri,
* Avukatlar,
* Akademisyenler,
* Sivil toplum örgütlerinin Başkan, Yönetici ve üyeleri,
* Sendikaların üye ve çalışanları,
* Yerel medya yöneticisi ve gazete çalışanları,
* Yerel, kültürel ve çevreci dernek yönetici ve çalışanları,
* Mahalle, belde, ilçe ve il meclis üyeleri ve çalışanları,
BDP: Dava sivil çözüm arayışının önünü tıkıyor
BDP açıklamasında yargılananların “mevcut iktidara, uygulamalarına ve Kürt sorunu konusundaki politikalarına muhalif” olduklarına dikkat çekiliyor ve yargılamaların hükümetin “çözüm konusunda samimi olmadığ”nı ortaya çıkardığı belirtiyor:
“Kürt sorununun çözümüne dönük tartışmaların hız kazandığı ve bir süreçte sivil siyaset alanına yönelik olarak gerçekleştirilen operasyon ve tutuklamalar, Kürt sorununun sivil çözüm arayışlarının önünü tıkamakta, demokratik siyaset kanallarını kapatmaktadır.”
BDP Genel Merkezi, “Yargı kıskacının bu şekilde devam etmesi”nin Kürtlerin sivil siyaset arayışlarının nafile olduğu algısına yol açacağına ve bunun sonucunda “yeniden şiddet sarmalına dönme” tehlikesinin doğacağına dikkat çekiyor.
