YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı KTHY’deki gelişmeleri değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Kıbrıs’ın kuzeyinde çürümeyen, çürütülmeyen hiç bir değer bırakmadılar… Şimdiki sıcak örneğimiz KTHY…
KTHY battı ama yankıları devam ediyor…
Son dönemdeki gelişmeler acı ama bu arada yaşananlardan hiçbir ders alınmadığı belli oluyor çünkü KTHY’nin batmasına rağmen yeni havayolu kuracağız diye gene hükümetçilik oynayanlar ortaya çıkabilmekte… Ama bu kez tam bir komedi havasında…
Mesela bu yeni şirketin nasıl bir şey olacağı meçhul! Yapılan açıklamalardan belli oldu ki bu yeni havayolları şirketi de TC Sivil havacılık kanunlarına göre uçacak. TC Sivil havacılık kanunlarına göre uçacaksa Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği (SHY-6A) kurallarına uyacak. Bu yönetmenliğin 13. Maddesine göre bir havayolu şirketinin tarifeli sefer yapabilmesi için “en az beş adet uçağın Türk Sivil Hava Aracı Sicilinde adlarına kaydedilmiş olması gerekir”, tarifesiz seferler için ise 14. maddeye göre 3 uçak… Bizimkiler yaptıkları açıklamalarda ‘3 uçakla şirket kuruyoruz’ dediklerine göre bu şirket ya charter seferi yapan havayolu olacak ya da THY’nin alt kuruluşu gibi uçan ikinci bir Anadolu Jet! Acaba hangisi? Elbette bunun da cevabını verecek bir yetkili bulamayacağız!
Bu arada yeni havayolu ile ilgili bizim yöneticilerin iddiaları özel şirket olacağı… Ama bugüne kadarki tüm açıklamaları hükümet yetkililerinin yapmış olması anomalisi ile karşı karşıyayız! Gene yetkililerin(!) yaptığı açıklamalara göre yönetimi THY’de olacakmış ama özel sektöre ait olacakmış…
THY özelleştirme idaresine verilmiş bir şirket ama sahibi de idaresi de TC devleti… Tıpkı eski KTHY gibi! KTHY da aslında hukuki olarak birbiri ile bağlantısı olmayan, ama biz bize bildiğimiz iki şirket gibi yönetildi ve batırıldı… Aslında antlaşmaları yapan İstanbul’daki bir şirketti ve hukuki olarak bizimle bağlantısı yoktu ama biz onun yönetimine karışır gibi yapardık… Aslında bu durum kimseyi rahatsız etmedi çünkü siyasiler canları çektiğinde yolunu bulup kendi çıkarlarına uygun bu şirketlere kararlar aldırdılar ve KTHY’yi batmaya götüren süreci hazırladılar… Batma sürecinde acil alınması gereken önlemler alınabilseydi belki en azından turizm mevsiminde havayolu batıran en yeteneksiz hükümet unvanını birileri almayacaktı ama Eroğlu’nun reisi cumhur olması için KTHY’yi harcamışlar çok mu? Yeter ki birileri nemalanmaya devam etsin, birileri biraz acı çekerse çok değil!
Dediğimiz gibi bugün olduğu KTHY’ye ne oldu, nasıl oldu ve nerdeyiz sorularına anlamlı cevaplar bulup tam olarak nerde olduğumuzu anlayabilmiş değiliz… Yetkili ve ilgililer sahibi KTHY buharlaşmış muamelesi yapmaktadır ancak KTHY tasfiye halinde de olsa hala vardır ve başında atanmış, tasfiyeyi gerçekleştirecek 2 kayyum vardır. Eğer bu yönetim yeterli değilse güçlendirmek ve tasfiye sürecini hızlandırarak şirketin alacaklarını ve verecekleri temizlemek bu hükümete, şirketler mukayyitliğine ve mahkemeye düşmektedir. Zaman önemlidir çünkü her geçen süre faiz ve diğer finansal kayıplar demektir. Tasfiye personeli hemen KTHY’nin mal varlığını, demirbaşlarını ve stoklarını, bunların mali karşılıklarını kamu vicdanını rahatlamak için açıklamak zorundadır. Özellikle KTHY’nin hangarlardaki mali değeri yüksek uçak parçalarının akıbetinin ne durumda olduğunun soru işaretlerini gidererek işe başlayabilirler…
Ayrıca KTHY’nin piyasa olan borçları ve alacakları ne oldu kimse bir şey demiyor… KTHY çalışanları ne olacak konusu ise sihirli kelime ile çözülmeye çalışılıyor “yarın”! Bu nedenle bu atanan tasfiye personeli, kayyumlar bu konulara da eğilmelidir…
Bunlar yanında zaman geçtikçe yeni rezaletler de su yüzüne çıkmakta… KTHY çalışanlarının maaşlarından kesintiler yapılarak KTHY Çalışanları Kooperatifi Ltd (Hay-Koop)’taki borçları için yatırılması gereken paraların buharlaştığı, Hay-Koop’a yatırılmadığı iddiası ile polise başvurulmuş olması aslında çok ciddi bir süreçtir. Bu iddia gerçeğe yakın gözüküyor, KTHY eski yönetimleri bu nedenle ciddi zan altındadır, yani KTHY eski yönetimleri bir anlamı ile dolandırıcılık, zimmete para geçirmekle suçlanmaktadır ki bu iddia ispatlanırsa, Kıbrıs’ın kuzeyindeki çürümenin boyutları yeni bir noktaya gelmiş olacak… Ama ne olursa olsun fatura bir anlamı ile bugün itibari ile KTHY çalışanlarına çıkmış oldu!
Herkes bugünlerde bunu konuşurken aslında bir gelişme daha var ki yüzsüzlük ve pişkinlik boyutunu ortaya koyması için birebirdir…
KTHY, Kıbrıs’ın kuzeyindeki acentelerden yazda düzenleyecekleri turlar için ‘peşin’ ilkbaharda kaparolar almaktaydı. Birçok turizm acentesi de bu kaparolarını zamanında yatırmasına rağmen 21 Haziran’da KTHY uçuşunu durdurdu yani yatan paraların karşılığını acenteler kullanamadılar… Yani KTHY şu aşamada bazı acentelere borçlu durumda… Ama yüzsüzlük boyutu bundan sonra ortaya çıkıyor…
Acente şirketleri ile KTHY arasında 15 günlük hesaplaşmalar yapılmaktaydı. Her 15 günlük dönem için da, her acente turizm şirketi kati teminat mektubu vermekteydi… Acenteler ile KTHY en son 16 Haziran’da hesaplaştılar ve KTHY 21’inde battı… KTHY’nin yüzsüzlüğü tam da burada ortaya çıktı… KTHY, 16-21 Haziran tarihlerinde yapılan tüm bilet satışı işlemleriyle ilgili, mevcut iptalleri düşmeden tek taraflı olarak re-sen hesaplaşmaya gitti ve acentelerden bilet paralarının ödenmesini talep etti. Acenteler sattıkları ama uçuşu yapılmayan biletleri olduğunu, içerde kaparoları olduğunu ve hesaplaşmanın cezaları ödenerek iptaller düşürülerek yapılması gerektiğini söylemelerine rağmen 31 Aralık 2010 itibari ile kati teminat mektupları kırılarak bu bilet paraları bazı acentelerden tahsis edildi… Tabii nakit demek olan biletlerini alıp kullananlar ve sonuçta batan şirketteki borçlarını ödeyecek yer bulamadığını iddia etmek için pusuya yatan çok büyük acentelerin durumu ayrı bir konu…
Bu arada KTHY Londra faaliyetleri ve oradaki personelin de durumu sıcağı sıcağına medyaya yansıyan gelişmeler. Orda da ciddi sorunların olduğu açık ve bu konuda büyüyecek…
Tüm bunlar şimdiye kadar ortaya çıkanlar, KTHY yönetimlerinin diğer “marifetleri”nin de zaman içinde çıkacağı belli… KTHY’nin piyasaya olan borçları zaten bilinen bir durum ama bunların boyutları henüz netlik kazanmadı, onlar da çıktığında yeni yüzsüzlükleri orda da yaşayacağımıza eminiz…
Ancak tüm bunlar yanında KTHY’nin para kaptırdıklarının hesabı da Türk yönetimi geldi geleli maalesef verilmedi, soran da olmadı! Bu da sorunun başka bir yönü…
Tüm bu yaşananları tarif edecek sözcükleri bulmak zor, eskilerin deyişi ile yüzsüzlük diz boyu…
YKP, ilgili ve yetkili tüm kesimleri bu olaylardaki sorumluların gerekli cezayı alması için göreve çağırmaktadır ama bunun olabileceğine de maalesef ihtimal vermemektedir çünkü ilgili, yetkili, taraf diye ortada olanların da bu işlerin bir yerinden bazı şeylere dâhil olduğunu sezmektedir.
Dediğimiz gibi mahkeme KTHY’ye kayyum tayin etmiştir. Bu yönetici tasfiyeyi gerçekleştirecek yani borçlarını alacaklarını kovalayacaktır. Bunun yapılıp yapılmadığını izlemek ve hesaba çekmek şirketler mukayyitliğinin ve tabii ki yöneticiyi atayan hâkimin sorumluluğudur. Borç alacak haberleri yüksek sesle verilirken onlardan gık çıkmaması ayrıca düşündürücü değil mi?
Bu nedenle yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin temizleneceği yer sokaktır, bu nedenle tüm demokratik kitle örgütlerini KTHY çalışanları ve KTHY’nin mağdur ettikleri ile daha fazla dayanışma için mücadeleye çağırırız.
YKP, bu mücadelenin şeffaflığı kapsaması gerektiğine ve örnek olması gerektiğine inanmaktadır çünkü hiç kimse bu hesabı sormaya katılmadıkça gelecek kuşaklara borçlarından kurtulamaz…