Kıbrıs Türk toplumunun yok ediliş süreci büyük bir hızla sürdürülmektedir,
Bu görevi üstlenen TC asker-sivil yönetimleri, görevlerini elsiksiz yapmaya devam etmektedirler,
Bunu yaparken de korktukları bir husus var: O da olma ki Türkiye kamuoyu bu durumdan rahatsız olur!
Bunun için de bu operasyonun bir parçası olarak, Kıbrıslıyı Türkiye kamuoyu önünde tembel, TC’den beslenen, nankör bir kitle olarak tanıtmayı ihmal etmemektedirler,
Bu çerçevede yıllardır işbaşına gelen her TC hükümet yetkilileri Kıbrıslıları devre dışı bırakmak için çaba harcadılar,
Bu güne kadar gelenler, bu planlarını kapı arkalarında yürüttüler,
Kapalı kapılar arkasında Kıbrıslıları aşağıladılar, küçük düşürücü ne varsa yaptılar,
Özal 1986 da dayattığı paketle ilgili olarak, “ya yaparsınız, ya da bunu yapacak olan gelir” diyerek hükümet bozdu, hükümet kurdu.
Kıbrıslılara hakaret, bir taktik gereği miydi neydi Tvprogramlarında ortaya konmuyordu.
Bunun nedeni acaba nüfus transferinin tamamlanması olabilir miydi?
Ekonomik kaynakların tamamen bitirilmesi olabilir miydi?
Rum mallarının TC’deki hatırlı kişilere dağıtımının tamamlanması olabilir miydi?
Hepsi olabilir. Ve bu durum yaratıldıktan sonra operasyonun son hamlesine start verildi.
Bunu yapmak da dinci geçinenlere kaldı,
Hatırlayın, Ayyorgide Mercur otelinin açılışında, Abdullah Gül’e soru soran bir hanıma Gülün yanıtını:” Biz kurtardık sizi, böyle konuşma haddini nerden buluyorsunuz”.
Ardından direksiyonun başına Erdoğan geçti. Çiçek geçti.
Erdoğan TV önünde İrsen Küçük’ü halletti. TC kamuoyu önünde aşağıladı, küçük düşürdü.
Onun şahsında Kıbrıslıya hakaret etti.
Derken arkasından Çiçek çıktı sahneuye,
Cümbür cemaat bütün zevatı karşısına alarak fırça üzer,ne fırça sürdü,
Dayatma paketleri ile Kıbrıslının yaşamını TC’deki yaşam düzeyine çekmeyi emrettiler,
Burada kurdurdukları kukla hükümetle de icraata giriştiler.
Emekli maaşlarından vergi alınması mahkeme kararı ile geri dönünce huylandılar,
Ne yapacaklarını şaşırdılar,
Olur muydu hiç, kendileri emreyleycekti ve birileri bunu bozacaktı! Kimdi bunlar..
Ve ardından Kıbrıslı bir kez daha ayağa kalktı.
Tarihi meydanda bir kez daha tarihi bir miting düzenledi,
Kıbrıslının dayatmalara boyun eğmeyeceğinin mesajını verdi.
Vay sen misin efendiden izin almadan miting düzenleyen,
Oysa onlar senin kul-köle olmanı isterdi.
Başbakanına söyledikleri ile sana ne demek istediklerini anlatmaya çakıştılar,
Anlamadı Kıbrıslı. Mesajı almadı. Talimata boyun eğmedi ve kendisine hakaret edenlere karşı ayağa kalktı.
Derken Erdoğan bu işe çok içerledi. O emrettiyse kimin haddine düşmüş miting yapsın, hem mitingte ona karşı pankart taşısın!
O ki yedi düvele “ one munite” diyerek meydan okudu.
Bir yurt dışı gezisi dönüşü basını aldı karşısına ve veryansın etti Kıbrıslıya.
Neymiş beslermiş kendilerini, kurtarmış kendilerini..
Rumlarla bir olup Türkiye aleyhinde miting yaparlarmış,
En düşük memur maaşı 10 bin TL imiş ve utanmadan miting yaparlarmış!
Ve türkiyenin burada bulunuşunun stratejik olduğunun da altını çizdi:
E günaydın! Sanki biz bilmiyormuyduk TC’nin burada neden olduğunu!
Kıbrıslının kara kaşı kara gözü için mi burdaydı;
Ama şimdi isterseniz biz one minute diyelim:
Önce kim kimi besliyor acaba?
Kıbrıslının nüfusunun çat patlasa 80 bin kaldığı ortada.
Buradaki taşınan nüfus 600 bini geçti,
Hastaneler TC’den taşınan nüfusa hizmet ediyor,
Hergün feribotla buradaki hastanelere gelip bedava doğum yapıp ertesi gün dönen onlarca TC’liye hizmet veriyor,
Okullar TC’den taşınan nüfusa hizmet ediyor,
Yollar, sokaklar TC’den taşınan nüfusa hizmet ediyor,
Kumarhaneler TC’den gelen kumarcılara hizmet ediyor,
Rum malları TC’den getirilen bilhassa dinci takımın adamlarına dağıtılıyor,
Burada inşa ettirilen otellerin ortakları arasında kendi adamları,
Burada yapılan alt yapı yatırımları ihaleleri Ankarada yapılıyor ve kendi adamlarına peşkeş çekiliyor,
Daha sayalım mı kim kimi besliyor,
Burada bulunmasının stratejik olduğunu söylüyorlar!
Stratejik ama daha çok bu stratejiklik başka türlü stratejiklik.
Evet durum bu. Şimdi de sendikacıların, mitinge katılanların yargılanmasını emreylemiş Erdoğan bey!
Hay hay, başka bir emriniz var mı?
Kendini Osmanlı padişahları yerine koyuyor herhalde.
Mısır halkına miting yapın diyor, Kıbrıslıya da miting yaptığı için hakaret ediyor!
Çelişkiler içinde sallanıp duruyor.
İslam aleminin lideriymiş havasında gezip duruyor,
Liderlik önüne gelene hakaretle olunmaz!
Belli ki 28 ocak mitinginden gereken mesajı almamış görünüyor,
Bundan sonraki mitingte belki alır!