Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) yayınladığı açıklama şöyle:
Kıbrıs’ın işgal altındaki Kuzey bölgesindeki genel grevin ardından “Toplumsal Varoluş Mitingi” adıyla bir miting yapıldı. Sendikaların ve Kuzey Kıbrıs halkının yoğun katılım gösterdiği mitingde, Türkiye tarafından dayatılan yeni-liberal politikalara ve işgale karşı çıkıldı, Kıbrıs halklarının kendi kaderlerini tayin edebilmesi, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale etmekten vazgeçmesi istendi.
Mısır’da Mübarek’e halkın sözünü dinlemesini tavsiye eden Başbakan Kıbrıs sorununa kibirli bir emperyalist gibi yaklaşmaktadır. Başbakan, mitinge katılanlar için “Sen kimsin be adam. Şehidim var, gazim var, stratejik olarak ilgiliyim” sözleriyle işgalci politikaları savunmaktadır. Cemil Çiçek’in ırkçı bir söylemle “güneydekilere benziyorlar” açıklaması da AKP’nin İttihat ve Terakki geleneğinden devralınan Türkiye Cumhuriyeti’nin 80 yıldır bildik ırkçı politikalarını sahiplendiğini göstermektedir.
Türkiye’nin arka bahçesi gibi gördüğü Kıbrıs’ta halka dayattığı yeni liberal politikalar 250 bin civarında nüfusu bulunan Kuzey Kıbrıs halkının ezici bir çoğunluğunu sokaklara döküyorsa bu işçi ve emekçilerin yaşam koşullarının artık çekilmez bir hal aldığının halkın “özgürlük” taleplerinin kanıtıdır. Vergi muafiyeti, emekli maaşı ve ek mesai ücretlerinde kesintilere giden hükümet aynı zamanda 13. maaşları ödememesi ve özelleştirmeleri hızlandırması sonucunda artan işsizlik emekçilerin yaşamını çekilmez kılan en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Bugün Kıbrıs’ta uygulanan yeni liberal politikalar sonucunda işsizlik oranı neredeyse yüzde 10’a yaklaşmaktadır. Hükümet tarafından uygulanan “önleme paketinin” Türkiye’nin bir dayatması olduğunu düşünen işçi ve emekçilerin, öfkesini işgalcilere yöneltmesi son derece haklıdırlar.
Kıbrıs halklarının barış içinde bir arada yaşama isteği, Türkiye’nin boyunduruğundan kurtulma isteği, dayatılan yeni-liberal politikalara karşı çıkma isteği meşrudur.
Türkiye kontrgerilla faaliyetlerinin, karanlık yapılanmaların üssü haline getirdiği, Kuzey Kıbrıs’a militarist politikalarını dayatmaktan vazgeçmeli, adadaki işgali sona erdirmelidir. Türkiye, Kıbrıs halklarının kendi kaderlerini tayin etme isteklerine saygı göstermelidir.
Başbakan, Kıbrıs’taki militarist işgal politikalarını savunmaktan vazgeçmelidir