SENDİKAL PLATFORM
Bir halkın en doğal demokratik hakkını kullanarak meydanları doldurması ve Türkiye’den dayatılan ekonomik ve siyasal paket ve önlemleri protesto etmesini içine sindiremeyen Sn. Recep Tayyip Erdoğan, hem bu ülkenin işbirlikçi hükümetini hem de meydanları dolduran onbinlerce insanımızı suçlamaktadır.
Her halkın kendi kendini yönetme ve yaşadığı coğrafyada bağımsız ve özgür yaşama hakkı olduğunu, Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesini gasp etmeye çalışanlara yeniden hatırlatırız.
AKP’nin ve Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Başbakanı olarak Kırgızistan’da yaptığı açıklamalar Kıbrıslı Türkleri ne olarak gördüklerini net bir ifade ile ortaya çıkarmıştır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan Kıbrıslı Türkler’in 2004 yılındaki referandumda kullandığı ‘‘evet’’in arkasına saklanmaktan vazgeçmelidir.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Garanti ve İttifak Anlaşmaları’nın kendisine verdiği yetkiyle, 1974’de Kıbrıs’a askeri müdahalede bulunan dönemin Türkiye başbakanı Bülent Ecevit’in deyişiyle, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal nizamını yeniden tesis etmeye ve sadece Kıbrıslı Türklere değil Kıbrıslı Rumlara da barış getirmeye gelmişti. Bunu yeniden hatırlatmak isteriz.
AKP; cami, külliye ve dini propaganda ile Kıbrıslı Türkler’in kültürel ve sosyal anlamda erozyona uğratılması, emekçi yığınlarının yoksullaştırılması ve kendi ülkelerinden göç etmeleri politikasını sürdürmektedir.
Sayın Erdoğan’ın, en düşük memur ücretinin 1540 TL olduğu ülkemizde ‘‘en düşük maaş 10 bin liradır’’ gibi asılsız ve yanıltıcı bir söylemle konuşmasını kabul etmiyoruz. Ortadoğu’da ABD’nin çıkarlarına göre açıklama yapan sayın Erdoğan, Mısır devlet başkanına mitingleri kastederek ‘‘sokağın sesini dinle, halka saygı duy’’ çağrısı yapmıştır. Ancak, sıra kendine geldiğinde ONBİNLERCE kişinin katıldığı mitinge ve sokağa yansıyan iradeye hiç saygı göstermemekte ve UTANMAZLIK olarak lanse etmektedir.
AKP’nin neo-liberal islami politiklarla Türkiye emekçilerine giydirmek istediği kefeni dehşetle izlemekteyiz ve başka bir ülkede yaşayan bir halk olarak bu politikalara fırsat vermeyeceğimizi, bu kefeni giymeyeceğimizi ve geri adım atmayacağımızı tüm yurtsever ve emekçi halkımıza bildiririz.
BU MEMLEKET BİZİM, BİZ YÖNETECEĞİZ
KTOEÖS, GÜÇ-SEN ve TIP-İŞ’in ERDOĞAN’A YANITI:
İşbirlikçi UBP hükümetinin bizzat başbakanı, maliye bakanı ve tüm yetkili kişilerinin Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine bizleri sürekli şikayet etmeleri neticesinde oluşan hava sonucu Recep Tayyip Erdoğan da bize hakaret etme sırasına girmiş bulunuyor. Sayın Erdoğan oysa bizimle ilgili bilgileri sadece işbirlikçi hükümetten değil bizzat bizimle görüşüp bilgi alsaydınız daha iyi olurdu. Böylece en düşük memur maaşının 10 bin değil 1540 TL olduğunu öğrenirdiniz.
Olmadı Sayın Erdoğan! Tarihi boyunca yokluk ve acı çekmiş, çile doldurmuş ama onurlu duruşundan taviz vermemiş bir toplum olan bizlere yaptığınız hakaretleri kabul etmiyoruz. Belli ki yanlış kaynaktan aldığınız bilgilerle bize saldırıyorsunuz. Daha geçen günlerde Başbakan İrsen Küçük’ten maaşının 7,5 – 8 bin olduğunu öğrenmiş olduğunuz halde “memurları bile 10 bin lira alır” cümlesini nasıl kuruyorsunuz. Mısır halkının mitinglerine kulak vermesi için Hüsnü Mübarek’e çağrı yapıyor ama bizim mitinglerimize de katılanlara “utanmaz” diyorsunuz. Bizim Kıbrıs’ta şehidiniz var diyorsunuz da bizim şehidimiz yok mu bu topraklarda? Şehit vermek toprağı almaksa Kore’de de şehidiniz var orayı da alsanıza? Kıbrıs stratejik öneme sahiptir diyorsunuz ama bu topraklarda yaşayanların da stratejik olduğunu unutuyorsunuz. Hele hele “sen kimsin” diye bu topluma soruyorsun. Bizim kim olduğumuzu bildiğinizi sanıyorduk, yanılmışız. Ama siz de kim olduğunuzu yakında öğreneceksiniz.
Bu asabi çıkışınızla iki kardeş halkı birbirine düşman eden sizlersiniz. O nedenle sizi sağduyuya çağırıyoruz. İlla ki bize hakaret etmek istiyorsanız siz bilirsiniz. Ama bunun da bedeli olacaktır. Bu bedeli ödemeye hazırsanız buyurun devam ediniz. Neden 13. maaş aldığımızı soruyorsunuz. 13. maaş Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelen bir hakkımızdır. Nasıl ki ayni Cumhuriyetin Kuruluş Anlaşmalarından doğan buraya müdahale hakkınızı kullanarak bugünkü durumu sağladınız. Ayni anlaşmalara uygun bir hakkımız olan 13. maaş sorgulamanız bir çifte standarttır. Kuruluş anlaşmasının istediğiniz maddesini kullanıp istediğiniz maddesini reddedemezsiniz.
Kıbrıs Türk Toplumu olarak onurlu bir şekilde yaşam sürmek istiyoruz. Hiçbir şekilde bağımsızlığımızı kimseye teslim etmeyeceğimizi bilmenizi isteriz.
DAÜ-SEN
SAYIN ERDOĞAN UNUTMASIN: KIBRISLI TÜRK KOLAY LOKMA DEĞİLDİR; YUTAMAZSIN. ONU SİLAHLA KORKUTAMADILAR SEN HAKARETLE KORKUTAMAZSIN, YILDIRAMAZSIN
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Erdoğan bugün yaptığı, sorumluluktan, diplomasiden, mantıktan ve tarih bilgisinden yoksun açıklamalarla Kıbrıslı Türklere hakaret etmiştir. Sayın Erdoğan’n açıklamaları kardeş Kıbrıslı Türkler ile Türkiye halkının arasını açmaya yönelik talihsiz bir açıklamadır. Recep Erdoğan ile İrsen Küçük gelip geçicidirler. Erdoğan ile Küçük sorumlulukla davranmasalar bile halklarımız arasındaki kardeşliğe zarar veremeyeceklerdir.
Sayın Recep Erdoğan’ın bu açıklamalarının esas sorumlusu ise teslimiyetçi UBP Hükümeti ve onun dünyadan bihaber, gündemi belirsiz başkanı yani Başbakan İrsen Küçük’tür. Hükümetin, halkımıza yapılan bu hakarete cevap vermesi düşünülemediği gibi vermesi de arzulanmamaktadır. Çünkü UBP hükümeti artık Kıbrıslı Türkleri temsil etmemektedir. Recep Erdoğan ile İrsen Küçük gelip geçicidirler. Erdoğan ile Küçük sorumlulukla davranmasalar bile halklarımız arasındaki kardeşliğe zarar veremeyeceklerdir.
Kıbrıslı Türkler onlarca yıl gettolarda, anklavlarda, dağlarda, ovalarda elinde silah mücadele etmiş bir halktır. Bu halk sayıca az ama çok direngen, dirayetli, gururlu ve özgürlüğüne düşkün bir halktır. Bu halk kendi topraklarında özgürce yaşamak, kendi kendini yönetmek için mücadele etti ama kendi vatanında hakarete uğramak, dışlanmak, kovulmak, besleme ilan edilmek, horgörülmek için değil.
Kıbrıslı Türkleri daha önce de yutmaya çalışanlar oldu. Sayın Erdoğan tarih bilmiyorsa ona hatırlatalım ki Sayın Erdoğan sakın unutmasın: Kıbrıslı Türk kolay lokma değildir; yutamazsın. Onu silahla korkutamadılar, sen hakaretle korkutamazsın, yıldıramazsın.
Bu ülkede Kıbrıslı Türkler sözü geçene kadar, hakaret ve aşağılama duymadıkları özgür günleri görene kadar her gün haykıracağız; bu memleket bizim; biz yöneteceğiz.