- Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Tıp Hekimleri Sendikası (Tıp-İş) ve Gümrük Çalışanları Sendikası (GÜÇ-SEN), TC Teknik Heyet Başkanı Halil İbrahim Akça’nın açıklamalarına ortak açıklama yaparak tepki gösterdi: HALİL İBRAHİM SABRIMIZI TAŞIRMA…
- KTÖS’ten Akça’ya: “Siz ve sizin gibiler bu ülkede artık istenmiyorsunuz”
- Halil İbrahim Akça’nın röportajının tamamı
KTOEÖS, Tıp-İş, GÜÇ-SEN
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Tıp Hekimleri Sendikası (Tıp-İş) ve Gümrük Çalışanları Sendikası (GÜÇ-SEN), TC Teknik Heyet Başkanı Halil İbrahim Akça’nın açıklamalarına ortak açıklama yaparak tepki gösterdi. açıklama şöyle:
Kıbrıs Türk Toplumunun varoluş mücadelesi verdiği yıllarda belki de doğmamış olan TC Yardım Heyeti Başkanı Halil İbrahim Akça’nın toplumumuzu aşağılayıcı, incitici ve tiksindirici söylemlerinin sürmekte olduğunu üzülerek gözlemliyoruz. Bu toplumu tanımadığı her halinden belli olan bu zat kendini herkesin ve her şeyin üstünde görüyor olmalı ki emrederek konuşuyor. Öncelikle burada yabancı bir ülkenin görevlisi olduğunuzu unutmayın. Halkın seçtiği yöneticilerle görüşmeler yapmanız başka bir şeydir, medyaya, basına “başkomutan” edasında demeçler vermeniz başka bir şeydir.
KKTC’yi tanıyan tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yetkilisinin o ülkeyi tanımaması ne kadar da gülünç bir durumdur. İçişlerimize bu kadar müdahale hakkını size kim verdi. Halkı kandırarak seçilmiş 3-5 zavallı yöneticimiz sizin hakaretlerinize ses çıkarmayabilir. Ama bu onurlu toplum sizi kınamaktadır bunu bilesiniz. Bizim bir yaşam biçimimiz, bir kültürümüz, sevgi ve saygıya dayalı, insani değerleri ön planda tutan bir duruşumuz var. Bunu zaaf zannederek konuştuğunuz belli. Ama gün gelir hesabını ödersiniz Sayın Akça. Ekonomik sıkıntı var diyorsunuz. Günaydın Sayın Akça. Biz yıllardır söylüyoruz.
Bu küçük coğrafyada bir milyona varan nüfus taşıdığınızı neden söylemiyorsunuz. Hastanelerimizde yılın yarısı olmadan ilaç bitiyorsa sebebi biz miyiz? Dünyadan izole yaşatılan bir toplum isek ve siz hala daha bizim ürettiklerimizin Mersin Limanından bile geçmesini engelliyorsanız suç bizim mi? 1974 den sonraki her aşamada sizin parmağını varken yarattığınız yapı çöktüyse suçlu neden biz oluyoruz? Para birimi sizin, merkez bankası sizin, sivil savunma sizin ama suç bizim öyle mi? Biraz susun, biraz özeleştiri yapmayı deneyin. Bize biraz saygı göstermeyi deneyin. Merak etmeyin bizim de sorunlarımızı çözmeye yetenekli çok insanımız var. İrademize müdahale etmeyin. Alacağımız önlemlere uyun, bizi dinleyin. Göreceksiniz bizi dinlerseniz sizden bundan sonra tek kuruş istemeyeceğiz. Bizi sırtınızdan atmanıza biz yardım edeceğiz. Kendi çözümlerimizi bulacağız. Yeterki buna saygı gösterin, yeter ki bize karışmayın, yani gölge etmeyin.
Yoksa bu şekilde saygı duvarını aşan, devletler ve halklararası ilişki etiğini hiçe sayan söylemlerinize son vermezseniz tepkimiz de büyük olacak. Söylemedi demeyin hakaret da bir yere kadar. Artık Susun!…
KTÖS
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in açıklaması şöyle:
T.C Yardım Heyeti Başkanı Sn. Halil İbrahim Akça’nın Türkiye’de yayınlanan “Fortune” dergisine verdiği açıklamaları ibretle okumaktayız.
T.C Yardım Heyeti adı altında yıllardan beri faaliyet gösteren ve ülkemizdeki tüm yönetim kademelerini denetim altında tutan ucube yapının yarattığı çarpık yönetim anlayışı hakkında T.C Yardım Heyeti Başkanı şikayette bulunmaktadır. Kendi yarattıkları çarpık yönetim anlayışının bedelinin Kıbrıslı Türkler tarafından ödenmesini öngören Sn. Halil İbrahim Akça aslında kendi kendini ifşa etmektedir. Bugüne kadar T.C hükümetlerinin ve buradaki işbirlikçilerinin eseri olan bu çarpık yapının sorumlusu olarak Kıbrıslı Türklere saldıran T.C’nin memuru neden Kıbrıs’ta bulunduklarını dahi unutmuş görünmektedir. Sömürge valisinin sözcüsü gibi davranan Sn. Halil İbrahim’in Akça bilmelidir ki Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulan anayasal nizamını tekrardan tesis etmek ve toprak bütünlüğünü korumak için garantörlük görevi çerçevesinde adamızda bulunmaktadır. Bu görevin içinde adaya nüfus taşımak, Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesini ortadan kaldırmak için vatandaşlık dağıtmak, Kıbrıslı Rumların mallarını ganimet diye vatandaşlarına dağıtmak ve adanın kuzeyinde kukla yöneticilerin idaresinde bir devlet kurmak yoktur. 28 Ocak’taki “Toplumsal Varoluş” mitinginde okunup 60.000 kişiye onaylatılan Sendikal Platform’un İlkelerinin 9. maddesi de zaten başında bulunduğunuz T.C Yardım Heyetinin iç işlerimize müdahalesine artık son vermesiyle ilgilidir. Hatırlatırız.
T.C hükümetlerinin uluslararası hukuğun dışında ortaya koyduğu tüm icraatlardan Kıbrıslı Türkler’i sorumlu olarak göstermeniz, sizin yayılmacı, kolonici anlayışınızı örtemez. Siz ve sizin gibiler artık bu ülkede istenmiyorsunuz. Elinizi yakamızdan çekiniz.
TC Teknik Heyet Başkanı Halil İbrahim Akça’nın Fortune dergisinde Şubat ayı sayısında yayınlanan röportaj şöyle:
SON IMF Türkiye
– Türkiye, KKTC’nin IMF’si olmaya soyundu
-Kasası boş bir işyerine dönen KKTC’de ekonomi “Acı İlaç” ile ayağa kaldırılmaya çalışılıyor
DEDE EMEKLİ MAAŞI OLARAK 7 bin lira aliyor, üniversite mezunu torunu, özel sektörde bin 500 lira kazanıyor.
Dede kendisini “Bilmez misiniz, biz bu maaşla torunlarımızı geçindiriyoruz” diye savunuyor. “Halbuki bırak torunun eğitim görmüş, kendisi iş bulsun, hayatını kazansın” bu değerlendirmeler KKTC ekonomisine IMF tarzı bir disiplin getirmek için görevlendirirlen Teknik Heyet Başkanı Halil İbrahim Akça’ya ait.
Akça, sorunu ve çözüm haritasını anlattı.
KKTC’DEKİ TEMEL SORUN NEDİR?
Sorun çalışanların çok yüksek ücret alması ve fazla insan çalışması, ikinci boyut yönetim. Yönetim Kurulları Bakanlar Kurulu gib, atanıyor. Oldukça politizeler ve profesyonel değiller. Genellikle hükümet üylerinin telkinlerine açık davranıyorlar. İlave olarak hepsinde çok güçlü sendikalar var ve sendikalar tasarruf yönünde atılacak adımların hepsini engelliyor.SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARIYLA İLGİLİ UYGULAMALAR TEPKİ ALIYOR DEĞİL Mİ?
Bunları ikiye ayırmak gerekiyor. Biri emeklilik kurumları, ikincisi fonlar. Emekli fonları şu anda sağlık ödemesi dahi yapamıyor. Buna rağmen yüksek açık veriyor. İhtiyat sandığı ise çalışan ve işverenden beşer puan kesinti ile oluşuyor. Bu kesintileri yüzde yirmiye çıkarmışlar ve buradan gizli maaş bağlamışlar. Emekli olunca çok yüksek emekli ikramiyesi alıyorlar. Bu ikramiyeler 1 milyon liraya kadar çıkabiliyor. O zaman sosyal güvenlik kurumlarında çok ciddi reformlar olacak. Sandıktan yüzde 20’lik eksintinin yüzde 10’a indirilmesi lazım. İkincisi sandıkta toplanan paralar hükümetler tarafından tekrar maaş olarak dağıtılmış. Şu anda hükümetin sandığa 1 Milyar liraya yakın borcu var. Fonda para kalmamış çalışanlar da alacaklı.KAYNAK İHTİYACI O ZAMAN NASIL KARŞILANACAK?
Kaynak ihtiyacı var ama öncelikle emeklilere ilişkin tedbir alınması gerekiyor. İki kurumdan emekli olanların sayısı 35 bin kişi. Kamu çalışanlarının ortalama maaşı 4 bin lira. Çok çöarpık bir yapı oluşmuş. Ne kadar kaynak bulunursa bulunsun bu durum sürüdürlemez. İngilizler emekli oluyor KKYTC’ye geliyor. Aldıkları maaş 600 pound. KKTC’den oraya gidenlerin emekli maaşları 2-3 bin pound. Bu yüzden 12 bin emekliden 7 bininin emekli maaşları gelir vergisine tabii tutuldu. Ama yasa anayasa mahkemesine götürülüldü.SENDİKAL HAKLARDA SINIRLAMA ÖNGÖRÜYOR MUSUNUZ?
Sendikal hakların kullanım şekli çok tahrikkar ve kamu hizmet sunumunu olumsuz etkiliyor. Örneğin sınav yapılacağı gün öğretmenler greve gidiyor sınav saati geçiyor. Grevi bitiriyorlar güçlerini böyle kullanıyorlar. Birçok yasada sendikal hakların daraltılmasına ve kullanım şeklinin düzenlenmesine ihtiyaç var.BU POTANSİYEL NASIL ORTAYA ÇIKARILABİLİR?
Türkiye asıl balık tutma konusunda yardımcı oluyor. Programı da bunu öngörüyor. Ancak, KKTC toplumunda bu yeni durumun farkındalığı lazım. Kamuoyu dünyadan kopuk yerel ve gereksiz konularla meşgul oluyor.