KTÖS ve Yay-Sat işbirliği ile: 12 Eylül 1980 darbesinin ardından henüz 17 yaşındayken yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’in hayatını anlatan “Oğlunuz Erdal” belgeseli Kıbrıs’ta ilk kez gösterilecek.
Gösterim 23 Şubat Çarşamba saat 19.30’da Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) 50. Yıl Salonu’nda (Önder Süpermarket karşısıda) olacak…
Gösterimden önce yönetmen Tunç Erenkuş belgesel hakkında kısa bir sunum yapacak.
Belgesel ile ilgili Sosyal Araştırmalar Vakfı açıklaması şöyle:
“OĞLUNUZ ERDAL” BELGESEL
Yapımcı: Sosyal Araştırmalar Vakfı
Yapım Ekibi: 74 – 83 Çalışma Grubu / Güzin Alpaslan, Atilla Altaylı, Oktay Gülağacı, Serap Kurt, Metin Şen
Hazırlayan / Röportajlar: Tevfik Taş
Yönetmen: Tunç Erenkuş
Bir lise öğrencisi olan Erdal Eren’in mahkemeye düşmesinde, darağacına götürülmesinde de vardır bu zalimce şey. MHP üyesi bir polis ODTÜ öğrencisi Sinan Suner’i arkasından vurarak öldürmüştür.
Erdal savunmasında şöyle demektedir:
“… Sıkıyönetim varlığıyla birlikte, halklar ve halk gençliğine başlı başına bir saldırıdır. Sıkıyönetimden bu yana dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle onlarca vatandaş ve devrimci jandarma ve polis tarafından katledilmiştir.
Ve benim katıldığım gösterinin nedeni olan, bir gün önce polis tarafından katledilen Sinan Suner’in ölümü de bunlardan biridir.
Her türlü demokratik hakkın hâkim sınıflar ve sıkıyönetim tarafından ayaklar altına alındığı şu dönemde, biz devrimcilerin alçakça katledilen yoldaşlara son saygı görevini yasaları da çiğneyerek yapması meşrudur
Meşru olmayan şey sıkıyönetimin ta kendisidir.”
Suner’in öldürülmesi, başka bir emekçinin, bir dokuma ustası olan Zekeriya Önge’nin ölümüne yol açmıştır; çünkü bu cinayeti, bir korsan mitingle protesto eden devrimci gençlere müdahale eden askeri timin içindedir Önge. 20 yaşındadır. Evlidir.
Hiçbir cinayet, tek başına bir insanın öldürülmesi değildir.
Bu korsan gösteride Erdal Eren, Önge’yi öldürmek suçlamasıyla tutuklanmış ve askeri mahkemelerin çok önemli bir kesimini bile ikna edemeyen “kanıtlarla,” ilgili bilim dallarının kabul etmediği bir adli tıp tutanağıyla idam cezasına çarptırılmıştır. Devlet, Erdal Eren’i darağacında öldürmüştür.
Devlet tarafından planlanmış her cinayet, başka ölümlerin de çağırıcısıdır… Organizedir çünkü.
Bu idamı, “Erdal Eren’in hesabını faşist cuntadan soralım!” yazan bir pankartı otobüs durağına astığı gerekçesiyle, yakalanan Ercan Koca, işkence edilerek öldürülmüştür…
Günümüzde sıklıkla “12 Eylül 1980 öncesi ülke kan gölüne dönmüştü” deniyor.
İyi ama ceplerinde ölümün vekâletiyle dolaşanlar kimlerdir?
Türkiye’de yönetici sınıflar ve cinayet neden bu kadar iç içedir?
Sinan Suner, Erdal Eren ve Ercan Koca korku ve terörün buyruğundaki ölümün birer kurbanı mıydı; yoksa onun karşısında devrimci bir geleceği isteyenlerin cümleleri bir yerinden kesilmiş genç, boyun eğmez sözcüleri mi?
“Oğlunuz Erdal” bu can yakıcı soruların dünya ölçeğinde yeniden konuşulmasına olanak yaratmayı amaçlamaktadır. Çünkü belgeseli hazırlayan SAV (Sosyal Araştırmalar Vakfı) 74-83 Araştırma Grubu her insanın bir dünya olduğuna ve her insanın dünyanın değişmesinde etkili olduğuna inanıyor.
Erdal Eren’in doğduğu Şebinkarahisar’da başlayan belgesel, bütün bu yaşamları, onların kişiliklerini, bir dönemin gençliğini baştanbaşa etkileyen olaylarla birlikte ele alıyor.