Sendikal Platform, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletilmek üzere hazırladığı mektubu TC Lefkoşa Büyükelçiliği yetkililerine vermek amacıyla 7 Şubat, Pazartesi günü TC büyükelçiliği önüne gitmeye çalıştı…
Sendikal Platform temsilcilerinin daha önce yapacaklarını açıkladıkları eylem dolayısıyla polis ve askerin özel kuvvetleri TC Lefkoşa Büyükelçiliği önünde geniş güvenlik önlemleri aldı. Sendikacılar, Büyükelçilik yakınlarında sadece mektup ileteceklerini ve eylem yapmayacaklarını söylediler. Polisin sendikacılara Büyükelçilik önüne girişlerine izni vermemesi üzerine, sendikacılar Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilmek üzere hazırlanan mektubu elçilikten bir yetkilinin gelip almasını istedi ancak buna da yanıt alamadıklarını, dolayısıyla mektubu iletemediklerini orda yaptıkları açıklama ile basına açıkladılar…
Sendikaların TC Lefkoşa Büyükelçiliği önüne gidişini Türk basının yanı sıra Rum basını da izledi, sendikacılarla röportajlar yaptı.
MEKTUP
Sendikal Platform’un, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben yazdığı mektupta; her halkın kendi kendini yönetme ve yaşadığı coğrafyada bağımsız ve özgür yaşama hakkı olduğu kaydedilerek, “Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesini gasp etmeye çalışanlara” bunu yeniden hatırlatma gereği duyulduğu belirtildi.
Mektubun tamamı şöyle:
1986 yılında Turgut ÖZAL hükümetinin dayattığı ekonomik paket için Sn. Süleyman DEMİREL ve Sn. Bülent ECEVİT’in yaptıkları yorumlar. Acaba ne değişti?
Muhalefette bulunan Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit verdikleri beyanatlarla paketi şöyle kınadılar:
DEMİREL – “Türkiye’de neticesi belli olan politikaları Kıbrıs’ta uygulamak suretiyle orada da enflasyonu azdırmak, orada da yoksulluk meydana getirmek gibi bir şeyi herhalde kimse düşünmez. Kıbrıs’ın idaresi bağımsız bir idaredir. Yararına olmayacak bir şeyi kabul etmezler”.
* Köylüsünü, işçisini, çiftçisini, memurunu, emeklisini, sanayicisi hatta ve hatta küçük esnaf ve tüccarını perişan edecek bir modeli Sayın Özal bugün Türkiye’de iktidardadır diye savunmak ve karşı çıkanları yani halkımızın ezici çoğunluğunu “Vatan Haini” ilan etmek ve Anavatan düşmanı diye lanse etmek, uzun vadede KKTC-TC ilişkilerini zedeleyecek çok tehlikeli bir yaklaşımdır.
Sayın R.R. Denktaş’ın görevinin gerektirdiği tarafsızlıkla bağdaşmayan bir tutum içine girmesi ve halkımızın gönlünden esen rüzgara karşı çıkıp, yabancı sermayeden yana tavır koyması Sayın Özal’la Türkiye’yi özdeştirmesi, Sayın Özal’ın ekonomik modeline karşı çıkanları, 55 milyonluk Türkiye’ye karşı çıkıyormuş gibi göstermesi, hem kendisi hem de toplumumuz için büyük bir talihsizlik olmuştur.
* Sayın Özal’ın KKTC’nın bağımsızlığına gölge düşürecek ve demokrasisini zedeleyecek bir ekonomik modeli, zorla Kıbrıs Türk halkına dayatmak istemesi, sadece Kıbrıs Türk Halkı’nın değil, 20 Temmuz’un başbakanı Sayın Ecevit’in de tepkisine neden olmuştur.
ECEVİT – “Sayın Özal, KKTC’ne birtakım ekonomik ve sosyal politikaları, manevi baskı ile, hatta manevi baskının da ötesinde, “Bunları uygulamazsanız yardımı keseriz” tehdidi ile kabul ettirmek istiyor. Oysa bağımsız bir ülkeye bu şekilde davranılmaz. Özal’ın baskısı yüzünden, KKTC’nin bağımsızlığına gölge düşebileceği gibi, demokrasisi de zedelenebilir.”
SENDİKAL PLATFORM, 2 MART’TA “İKİNCİ TOPLUMSAL VAROLUŞ MİTİNGİ” YAPMA VE GENEL GREV KARARI ALDI
Sendikal Platform siyasi parti, sivil toplum ve meslek örgütleriyle yaptığı genişletilmiş toplantıda, 2 Mart Çarşamba günü “Toplumsal Varoluş Mitingi”ni yineleme kararı aldı.
Platform, “28 Ocak’ta yapılan kitlesel katılımlı mitingde verilen mesajı güçlendirmek amacıyla” 2 Mart Çarşamba günü saat 11.00’de İnönü Meydanı’nda “İkinci Toplumsal Varoluş Mitingi” yapacak.
Sendikal Platform Sözcüsü Türk Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, sendikaların mitinge katılımı sağlamak amacıyla 2 Mart Çarşamba günü ülke genelinde genel grev ilan edeceğini söyledi.
Bıçaklı mitinge kadar geçecek süre içerisinde ise Platformun farklı eylemlerinin gündeme geleceğini kaydetti.