arşivAli SarıtepeGELECEĞİ KURMAK - Ali Sarıtepe
yazarın tüm yazıları:

GELECEĞİ KURMAK – Ali Sarıtepe

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ada parçasında yaşam, kendisine yol bulma arayışına devam ediyor. “Varoluş Mitingi” ile alttan alta kaynayan halkın arayışları 2 Mart Mitingi ile yeni bir evreye yol alması gerekmektedir.

Özellikle Annan Planı ile birlikte, ada sorunu yeni bir evreye bürünerek adaya yönelik nihai hedefleri açığa çıkarması açısından üzerine düşeni fazlasıyla yerine getrmiş bulunmaktadır.

Ada kuzeyi, terk edilmeyecek politikalarla nihai elde tutuluş yaratılmaya çalışılmakta, diğer yandan da, bu sürece paralel olarak ama bağımsız olarak da işgal bölgesi; TC’nin AB ilişkilerine rehin olarak kullanılmaktadır.

Bu güne kadar yürütülen bu politikalar ada yaşamını ve özellikle işgal bölgesindeki yaşamı amorf bir hale sokmuş, halk kendi geleceğine bakamaz olmuştur.

Hal bu iken, TC; ada parçasıyla olan ilişkilerinde ki bez parçasını da atarak kendisini açıktan müdahil yapmıştır. Onun bu pervasız tavrı, toplum tarafından doğru algılanarak Yeter Söz Adalılarındır şeklinde karşılığını bulmuştur.

Adalıların beklenmeyen bu tepkisine hezeyanlı karşı duruş; adalılara geri adım attırmak bir yana, kendilerini daha üst noktada ifade etmek için 2 Mart mitingine kendilerini taşımaları olmuştur.

Kıbrıslı yurttaşlar bu eylemleri ile kendilerine yeni bir yol ayrımı yarattıkları bilincinde olarak, geleceğe ona göre yürümelidirler.

Adada ki düzen partileri şu ana kadar geliştirmiş oldukları siyasi duruş olarak; aralarında kategorik olarak farklılıklar varmış gibi gösteren örtülü hallerini ortadan kaldırdıkları için soruna çözüm noktasında ada daha olanaklı bir konumda bulunmaktadır.

 

Net iki duruş ortaya çıkmıştır.

Sömürgeleştirmelerden yana olan ve bu politikalara güç aktaran anlayış ve adanın bağımsız ve iki toplumlu federal yönetimi ile geleceği kurmak isteyen anlayış.

Geleceği kurmak, öncesini anlamak ve yorumlamak olmadan kurulamaz.

Öncesine baktığımız zaman temel olarak gördüğümüz şudur.

Şu ana kadar yapılanların yapılmaması gerekliliğidir. Geçmiş bu anlamıyla yapılmaması gerekenler dokümantasyonu karakterindedir.

Adalı yurttaşların kendi geleceklerini ancak kendilerinin kurabileceklerini bilince çıkarmaları gerekmektedir. Politikalarını bu bilinç üzerinden yükseltmeleri geleceğe yönelik olarak ilk adımdır.

Ada toplumunun farklılıklarını kendi zenginlikleri olarak algılayıp, geçmiş vakitlerde yapılan yanlışların ve yaptırılan yanlışlardan; güveni yeniden tesis edecek çıkarsamalar yapıp geleceğe öyle yürümeleri gerekliliğidir.

Kıbrıs; emperyalizm açısından düşmanın, sosyalizmin pratik alanına girme tehlikesinden dolayı, üzerinde bu anlamıyla planlamalar yapılması gereken bir ada devleti idi.

Reel sosyalizmin dünya sahnesinden çökmesinden ve Kıbrıs adasının AB’ne katılmasıyla birlikte:

Kıbrıs, Türkiye sorunu olmuştur.

Emperyalizmin; strateji siyasetinden bu anlamıyla kurtulurken Kıbrıs, ortaklaşmış Kıbrıs hedefinden çok daha anlaşılır konumdadır.

Burada Kıbrıs açısından; Kıbrıs’ı, Türkiye sorunu olmaktan çıkarmada alınacak yol, ada geleceğini doğru kurmakta önemli köşe taşlarından olacaktır.

Bunun yanında adanın Türkiye sorunu olmasından çıkarmanın tamlamalarından olan Yunanistan’ın da biçimsel ve hukuksal formda konumlanması gerekliliğidir.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
322AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin