Umudunu yitirenlerin ansızın umutlandığını çok görürüz,
Her şeyden bıkan usananların aniden canlandığını çok görürüz,
Oysa umut her zaman için vardır,
Yaşamanın gereği umut,
Gecenin en karanlık noktası aydınlığa en yakın zamandır,
Bundan dolayı umudu taşımak lazım ileriye,
Kıbrıs sorununda işler kötü gidiyor,
Orası doğru, ama yarın ne olacağı da belli değil,
Günümüzde konjenktür o kadar hızlı değişiyor ki artık, umut da herzaman için yakın olmalı,
1990’lı yılları hatırlayalım, nasıl doğu bloku çöktü,
Afrika kıt’asında yaşananlar, sonuçları nereye varırsa varsın, hep günümüz dünyasında olayların çok süratli değiştiğini göstermektedir,
Biz, özellikle Kıbrıs’ta insanımızın gelecekten umudunu kesmemesi için hep ayakta durduk,
Çünkü varlığımız için umudun korunması bir zorunluluktu.
Elbette geçtiğimiz süreç içinde yaşananlar insanlarımızı umutsuzluğa sevketmiştir,
2000’li yılların başında, kendi geleceği için ayaklanan toplumumuzun umutlarını ileriye taşıyamayanlar olmuştur,
O günlerin beklentilerini kendi siyasi çıkarları için kullananlar elbette ki toplumda umut kaybına neden olmuştur,
Toplumun ayaklanmasını kendi çıkarlarına yazmayı beceren CTP üst yönetimi, AKP yönetimine teslim olunca, bir acenta durumuna gelince toplumda büyük hayal kırıklığı yaşandı,
Olan oldu ve toplum bu hayal kırıklığını, bu memleketi bu hale getirenlerin başında bulunan UBP’yi yeniden diriltti.
Kıbrıslılara hiç bir zaman güvenmeyen, bizlerin yaşamını kıskanan kompleks içindeki islamcı takımı yeni acentası ile başımıza çöreklendi bu kez,
Niyet, burada yaşayanların yaşam düzeyini bir Anadolu kasabasının düzeyine indirmekti,
Yıllarca uğraşıp da sonuçlandıramadıklarını hayata geçirmek için düğmeye bastılar,
Kıbrıslıların yaşam düzeyini düşürmek yanında, onları Türkiye kamuoyu önünde de küçük düşürmek için seferber oldular,
İşte tam da umutları çok azalan Kıbrıs Türk toplumunda bir kımıldama oldu,
Sendikalar AKP tarafından dayatılan pakete karşı çıkarak sokağa indiler,
Sendikaların bu ayağa kalkmasına önceleri ihtiyatla bakan siyasi partiler, istemeyerek de olsa sürece dahil oldular,
Ve 28 ocak buluşması gerçekleşti,
Ve 28 ocak mitinginde halkın yeniden ayaklandığını gören siyasi partilerin iştahı kabardı.
Hiç kimsenin beklemediği bir kitlenin meydanlara sığmaması, onlara 2000’li yılların başını hatırlattı,
Vaziyet iyiye gidiyordu ve bundan faydalanmak lazımdı,
En başta da, 2000’li yıllardaki potansiyeli kendine çevirmeyi başaran CTP üst yönetimi hemen dümenin başına geçmek için harekete geçti,
Sanki de kaldırılması için mücadele edilen pakete ilk imzayı onlar koymamış gibi aslan kesildiler birden,
Vaziyet iyiydi ve bu potansiyel CTP hanesine yazılmalıydı,
Yeniden koltuklara oturulmalıydı,
Yeniden, geçen dönem ongaramadıkları yandaşlarını ongarma şansı doğmuştu,
Sadece CTP’nin mi iştahı kabarmıştı!
Hayır Serdar’ın da iştahı kabardı, Bizim 20 yıl önce söylediklerimiz onun da sloganı hale geldi,
Çakıcı desen, o başka bir alem. Bir yandan sert çıkışlar sergileyerek, diğer yandan “ benim de eşim TC’lidir diyerek koltuk için ideal benim diyor,
Ve iştahı kabaranlar aslan kesildiler,
Bu durum karşısında, toplumun yeniden ayaklanmasını sağlayan örgütlerin çok dikkatli olmaları gerekiyor,
Bu iştahı kabaran siyasi partileri bu işin dışında tutmalıdırlar,
Toplumda itibarlarını kaybeden, toplumun hiçbir güveni kalmayan siyasi partilerin bu hareketin önüne geçmesine fırsat vermemelidirler,
İştahı kabaran bu siyasi partiler, bu potansiyeli düşürüp koltuğa oturmanın hazırlığı içindedirler,
Bunun için de yapmayacakları şey, girmeyecekleri kılık kalmaz,
Kendilerine küfredenlerin acentası olmaya can atıyorlar,
Baksanıza, UBP bu işi yapamıyor, biz daha iyi yaparız demeye getiriyorlar,
Bu potansiyelin, bazı siyasilere kurban edilmemesi için Platform dikkatli olmalı,
2000’li yıllarda yaşananların bir kez daha yaşanmasına fırsat vermemeli,
Sokak bu işi çözmeli,
Bu memleket bizim, biz yöneteceğiz, talimatla yönetilmeye hayır diyorsak, bu ileri, toplumu bu günlere getirecek olanlarla yapamayız,
Bu iştahı kabaranlar, eğer zerre kadar, bu mücadeleye katkı koymak isterlerse, hiçbir anlamı olmayan Meclisi terketsinler, istifa etsinler.
Şu andaki acentayı AKP ile başbaşa bıraksınlar, bakalım ne kadar kendileri çalıp kendileri oynayabilecekler,
Evet, sokakta mücadele iyi gidiyor.
Ama bu iştahı kabaranlara dikkat!