Yıllardır uyguladıkları çarpık ve yağmacı yapılaşma politikaları ile köyleri köy , şehirleri şehir kısacası memleketi memleket olmaktan çıkaran gelmiş geçmiş Yönetimlerin hepsi şimdi “Girne’ye kıymayın efendiler” diye feryat etmektedirler.
Geçmiş olsun beyler geçmiş olsun!
Girneye çooktan kıyılmıştır,
Başka bir deyişle Girne’nin Girne olmaktan çıkarılmasına çoktan karar verilmiş, ipi çekilmiştir,
Girne’yi bu hale getirenler timsahın gözyaşlarını dökmektedirler,
O dökülen yaşların yaşların çoğu da sahte,
Politik rant elde etmek için yapılan şovlar,
Gerçekten Girne’yi sevmiş olsalardı, şimdi söylediklerinin tam aksini Yönetimde oldukları zaman yapmazlardı.
Baksanıza, yatay büyümeden, dikey büyümeden bahsediyorlar,
Yahu siz biliyor muydunuz bu terimlerin anlamını?
Memleketin kuzey sahil şeridini Davlostan Çamlıbele kadar belediye ilan ederken, köyler arasında hiç bpşluk bırakmadan her yere inşaat iznini serbest kılarken aklınız nerdeydi?
Yatay büyüme diye dağların parçalanarak, orman ağaçlarının, harupların, zeytinlerin hatta Ferdi’nin o çok sevdiği şinyaların kesilip beton yığınları ile doldurulduğu zaman nerdeydiniz?
Girne’de su hududu, yani beyaz bölgede kat sınırlaması getirirken, yani 3 kattan fazla inşaat yapımına izin verilmezken nerdeydiniz. Ordaydınız ve bunu siz yaptınız.
Yıllar önce daha Belediyelerde görev yaparken, Girne’deki beyaz bölgenin her yerinde üç kat sınırlamasının doğru olmadığını söyledim durdum. O zamanki mevcut yasal durum zaten en fazla beş kat yükseklik verirdi.
Alt yapısı mevcut beyaz bölgede bu uygulama yapılmasa, ve yapılaşma burada teşfik edilse, Girne’nin dağ eteklerindeki o yapılaşma olmayabilirdi.
Yatay büyüme diye dağlar taşlar parçalanmış, villa adı altında hertaraf yağma edilmiş oldu.
Ada ülkesinde tarımsal araziler kıttır diyor bazı Yetkililer.
Eee günaydın. Bunu şimdi mi farkettiniz, oratalıkta tarıma elverişli dönümlerce arazi yok edildikten sonra mı?
Rum gelirse bir karış boş toprak parçası bulmasın diye gece yarılarına kadar dağların içinde beton dökümüne izin veren o günlerin siz aynı yöneticileri değil miydi?
Tarımsal arazileri korumak için evet, dikey büyüme..
Ama bu dikey büyüme de istediğin kadar dikey değil,
Her şehre, her kente göre düzenlenmesi gereken bir durum,
Dikey büyüme sonucu doruğa ulaşan yerleşim birimleri sonrası ne yapılır genelde?
Yatay büyüme yerine, yani memleketin her yerine inşaat yapma yerine, uydu kentler oluşturulur.
Bu kentler de ihtiyaca göre iki katlı, üç veya dört katlı olur.
Alt yapısı hazır bir şekilde imarı gerçekleştirilir.
Gelelim Girne2ye yeniden.
Üç kat olarak sınırlanan Girne beyaz bölgesinde, mart 2010 da yeni bir emirname ile kat sınırlaması kaldırılıyor.
Neymiş, yatay büyüme dolayısı ile tarım arazileri yok olurmuş!
Bu gerekçe hikaye! Asıl neden birkaç para babasının çok yüksek binalar yapmasına fırsat yaratmak.
Böyle yapmakla da tüm bölgede çok daha tehlikeli bir durum yaratmış oldular,
Ancak üç kat olarak projesi hazırlanıp inşa edilen yapılarda durum ne olacak.
Temelleri üç kata göre yapıldığından bu binaların çoğuna ilave kat çıkmak mümkün değildir.
Zamanında üç kat tutularak mal sahiplerine ekonomk kayıplar yaratanlar, bu kez mevcut binalarına ilave yapmak isteyenlere daha büyük masraflar yüklemektedirler,
Daha fazla kat çıkmak için ya temel takviyesi yapmak zorundadırlar, ya da kaçak yapacaklar.
Temel takviyesi projesi yaptırmış olsalar da inşaat sırasında, hiçbir kontrol mekanizması olmadığı için temel takviyesi yapmayacaklar,
Ve bir deprem sonrası seyreyleyin siz neleer olacak.
Bütün bunlar üç-beş para babasının menfaatleri için yapılmaktadır.
Bir de şu yoruma bakın: Arkadaş şehir planlama dairesinin müdürü.
Televizyonda ne diyor biliyor musunuz:
Ne yani Lefkoşada, Mağusada yüksek binalar yapılacak da Girnede yapılmayacak mı, bu şekilde yapmakla “eşitlik” sağlamış olacağız.
Hey yavrum hey. Analar neler doğururmuş!
Eşitlikten neler anlıyorlarmış!
İmar durumlarında her kentin ayrı özellikleri, ayrı konumu, ayrı dokusu vardır.
Şehirlerde eşitliği binaların yüksekiği ve aynı oluşunda değerlendirirseniz ne gerek var Lefkoşada veya Girnede yaşamaya, veya şehirleri gezip görmeye.
Evet .. Girne özel güzellikleri, değerleri olan bir kentimizdi.
Ama artık yok! Limanın içinde çelik konstrüksiyon 8 katlı bina yükseliyor.
21 katlı gökdelen için patırtı, gürültü ve pazarlıklar sürüyor.
Belli ki arazi yağmacılarına yatay büyümede yaptıkları tahribat yetmedi,
Yatay yağmadan kazandıkları yetmedi,
Şimdi yağmayı göklere taşıyarak yağmayı yükseklerde sürdürmek istiyorlar.
“Girneye kıymayın efendiler” yerine, “ Girneyi daha fazla bozmayın efendiler” diyoruz.