Halil İbrahim Akça’nın Lefkoşa Büyükelçiliği’ne atanmasıyla boşalan Türkiye Teknik Heyet Başkanlığı’na İmam hatipli, hakkında daha önce bulunduğu görevinden uzaklaştırılması için imza toplanan Seyit Ahmet Baş atandı.
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği, Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı gibi Türkiye Maliye Bakanlığı bünyesinde çeşitli görevler yapan Baş göreve başladı.
İmam Hatip Lisesi kökenli atamalar
Yalçın Bayer 23 Mart 2006 tarihinde Hürriyet’teki köşesinde Seyit Ahmet Baş ile şu bilgileri veriyordu:
Maliye Bakanlığı’nda hassas görevlere yapılan İmam Hatip Lisesi kökenli atamaların listesini verirken, Seyit Ahmet Baş’ında Konya’dan getirilerek Gelirler Genel Müdürlüğü’ne daire başkanı olarak atandığını 8.2.2004’de yazmıştık. Bundan sonra ne olduğunu Maliye Bakanlığı’ndan bir görevli anlatıyor:
“Baş, İstanbul SBF’yi bitirdikten sonra, Hesap Uzmanlar Kurulu’nda görev yaptığı dönemde kadınların elini sıkmadığı, hatta “Ben bayanların elini vergi kaçırdıkları ve incelemeyi zorlaştırdıkları için sıkmadım!” biçiminde açıklama yaptığı iddia edilmiş; Hesap Uzmanları Derneği’nden ihraç edilmek istenmiştir. Baş, Aktaş Elektrik incelemesi yanında ’ilim irfan çalışmalarıyla’ da tanınmaktadır. 30 yaşındayken 4 çocuk sahibi olan Aktaş’ın, eşinin kara çarşaflı olduğu ileri sürülmektedir.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/4129636.asp?yazarid=42&gid=61
Adı geçen yazısında Bayer 8 Şubat tarihinde; “yürüttüğü üst düzey vergi denetimleri, yolsuzluk ve karapara soruşturmalarıyla ‘‘soygun ve hortum’’un üstüne giden; Balina, Paraşüt, Ascor, Albayraklar, Akbil ve İGDAŞ gibi cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarını ortaya çıkararak, etkin ve güvenilir bir kurum olduğunu kanıtlayan; siyasi bağlantılarla değil yetenekleri ve dürüstlüğüyle bürokrasiye üst düzey yönetici yetiştiren bir ‘okul’ olan Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu (HUK) abluka altına alındı” diye yazmıştı. Bayer yazısına şöyle devam etmişti; “AKP’nin iktidara gelmesiyle HUK’un başkanlığına imam hatipli Mahmut Vural getirildikten sonra Müsteşar Hasan Basri Aktan ile Gelirler Genel Müdürü Osman Arıoğlu’nun katkılarıyla büyük bir operasyon başlatıldı ve imam hatip kökenli ‘hesap uzmanları’ Maliye Bakanlığı’nda ve diğer kamu kuruluşlarında kritik görevlere getirildiler.”
Bayer “Bu yöntemle Türkiye’de yolsuzlukların ve hortumcuların üzerine giden bir kurum ve bu kurumun arşivi yok edilecek; hortumcular bayram edecek” diyerek kaygısını da dile getirmişti…
Yazının devamında “Maliye’deki hassas görevlere yapılan imam hatipli kökenli atamalar şöyle:” denerek isim listesi de verildi. Burada “Seyit Ahmet Baş (Konya) Gelirler Genel Md. Daire Bşk” yazılmaktaydı.
http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2004/02/08/410283.asp
Görevden uzaklaştırılması için imza kampanyası düzenlendi
23 Mart 2006 tarihli Milliyet’teki Nedim Şener imzalı haberde ise Baş ile ilgili şu tespitte bulunuluyor:
Hükümetin kadrolaşma atağı ile ilgili tartışma sürerken dün de hesap uzmanlarının, hakkında ‘şeriatçı’ diye şikâyette bulunduğu Seyit Ahmet Baş, Gelir Politikaları Genel Müdürlüğü’ne atandı.
İmam Hatip kökenli olan ve daha önce Hesap Uzmanları Kurulu’nda görev yapan Baş, çalışanların tepkisine neden olmuş ve görevden uzaklaştırılması için imza kampanyası düzenlenmişti.
Hesap Uzmanı Muavini olduğu dönemde; odasına gelen bayan mükellef, muhasebeci, müşavirlerin elini sıkmadığı iddia edilen Baş için, 1993’te, yaklaşık 100 hesap uzmanının imzaladığı bir metinle, soruşturma açılması istendi.
Dönemin Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı Basri Aktan, soruşturma açmayınca, hesap uzmanları, Hesap Uzmanları Derneği’nden Baş’ın ihracını istedi. Eşinin ‘kara çarşaf’ giydiği iddia edilen Baş, derneğin soruşturmasında kendini, “Bayanların elini vergi kaçırdıkları ve incelemeyi zorlaştırdıkları için sıkmadım” diye savundu, soruşturma sonucu dernekten atılmadı. Baş, AKP iktidarıyla birlikte 19 Aralık 2003’te Gelirler Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanı olmuştu.
http://www.milliyet.com.tr/2006/03/23/ekonomi/eko11.html
SÖMÜRGE VALİSİ GÖREVE BAŞLADI
Akça göreve başladı ve bakanları dolaşmaya başladı. Valinin Valilik sınırları içindeki kurumları ziyareti ve burada vaatler vermesi gibi, o da kurumları gezdi. TAK’ın haberlerinden aynen alarak aktarmak gerekirse:
12 Nisan tarihinde Sağlık Bakanlığı’nı ziyaret etti. Sağlık konusuna çok da yabancı olmadığını, geçmişte Türkiye’de DPÖ’de çalışırken sağlık politikalarının belirlendiği dairenin kendisine bağlı olduğunu ifade eden Akça, bundan dolayı da sağlık konusuna ve politikalarına yabancı olmadığını belirtti.
14 Nisan tarihinde Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nı ziyaret etti. Akça, tarım konularıyla ilgili olarak iki ülke arasında gerek teknik, gerek sosyal, gerekse mali anlamda her zaman yakın işbirliği olduğunu belirterek, bu alanın buradaki görevlerinin başında gelen bir konu olduğunu söyledi.
15 Nisan tarihinde Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı ziyaret etti. KKTC’nin eğitim açısından ne kadar önemli olduğunun bilincinde olduklarını, KKTC’de okumaya gelen birçok Türkiyeli öğrenci bulunduğunu ifade eden Akça, son yıllarda KKTC’nin eğitim sektöründe önemli gelişmeler meydana geldiğini söyledi. Eğitim sisteminin TC ve KKTC’nin yakın işbirliği yaptıkları alanlardan bir olduğuna işaret eden Büyükelçi Akça, KKTC’deki eğitim sisteminin daha da güçlenmesi için ellerinden gelen katkıyı yapacaklarını kaydetti.
15 Nisan tarihinde Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nı ziyaret etti. Akça, konuşmasında 2010, 2011 ve 2012 yıllarını kapsayan ekonomik programın aynı zamanda 2008 ve 2009’da yaşanan ekonomik krizden çıkış programı özelliği arz ettiğini belirtti. Akça, bu çerçevede Türkiye’nin 2010 yılında 450 milyon Türk Lirası olan bütçe açığı katkısının 2011 yılında 350 milyon TL’ye indirildiğini söyledi. Akça, aradaki 100 milyon TL farkın 50 milyon TL’sinin altyapı yatırımlarına geriye kalan 50 milyon TL’nin ise reel sektöre faiz destekli kredi kullanımına aktarıldığını anlattı.
19 Nisan tarihinde Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’nı ziyaret etti. Akça, turizm alanındaki destekleri kapsamında Bafra bölgesindeki yatırımların devam ettiğini, yarım kalan otellerin bitirilerek yatak kapasitesinin artırılacağını, mevcut otellerin modernleştirilmesi için kaynaklar yaratılacağını ve izolasyonlardan dolayı kaynaklanan maliyetlerin azaltılması için ülkeye turist getiren şirketlere teşvik verileceğini söyledi.
Bu ve diğer kurumlara yaptığı ziyaretlerdeki açıklamalarını alt alta koyarak okursak, Halil İbrahim Akça’nın elçili yapmaya gelmediği hemen anlaşılmakta… Eğer hatalı derseniz, mesela bunların Türkiye’den yaşandığı varsayın, ABD elçisi gidip sağlık, tarım, eğitim bakanlıkları ziyaretlerinde bu açıklamaları yapsaydı ne olurdu? Sahi elçiler ne iş yapar? Sağlık sistemi iyleştiren elçi gördünüz mü? Olsa olsa sağlık, eğitim, turizmi sömürge valileri iyileştirme vaat eder, elçiler diplomatik ilişki geliştirir.
Bu nedenle yeni sömürge valisi hoş gelmediniz!