Onunla kendi TV’sinde Arastada düzenlenen bir programda tanıştım. O zamanlar henüz Bakan değildi. UBP Genel Sekreter Yardımcısıydı ve Ekonomi ve Maliye Komitesi Başkanlığını yürütüyordu. İhtiraslı olmakla birlikte, parlak fikirli, dinamik ve düşündüğünü söyleyen bir tipti.
Hatta program sonrası ekonomik görüşlerimden dolayı beni de tebrik etmiş, ülkeyi yönetenlerin ekonomiden anlamadığını söylüyordu. Ekonomide yasakçı zihniyete karşı olduğunu söylerken yıl 2008’di ama şimdilerde ise “Güneyden alışveriş yapmayın” diye çağrı yapıp duruyor.
E, o kadarcık bir fark olsun. Nasılsa UBP’nin “Fark Var” sloganına uyumlu bir davranış biçimi! Aslında bu haftaki konum bir başka idi ama yaptığı röportajda (Sınırsız Sohbetler) 380 derece çark edince benim de frenlerim goyverdi!
Aysu Basri ile ayni topraklarda yaşamama rağmen tanışma imkanım henüz olmadı ama kendisi maskeleri düşürme konusunda son derece başaralı bir gazeteci arkadaşımız.
Demokratik ülkelerde söyledikleri ile yaptıkları şeyler farklı olan insanların siyasi hayatı anında biter ama bizde ne gezer, demokrasi ve istifa müessesi Ayşe gibi hep tatilde!
Devlete ödenmeyen faturalar konusunda aylık % 4 faiz koymak bir tefeci mantığı!
Yıl 2008, Ersin Tatar 2008 ve 2009 bütçelerine dönük eleştiriler yaparken devletin resmi ajansi TAK’a bakın neler demiş neler:
“Bütün dünya ekonomik krizin aşılması için Devlet harcamalarını artırır, faiz oranlarını düşürürken bizim hükümet 2009 bütçesini enflasyon kadar bile büyütememektedir” Pekala siz bugün böyle bir yaklaşım gördünüz mü?
Bırakın piyasaya para pompalamayı, yeni yılda 13’ncü maaşları bile ödememek için deyim yerinde ise kıvırdıkça kıvırdı, dansöz Asena’yı aratmadı. Ya hayat pahalılığı ödeneğine ne demeli? Enflasyon olmadığını iddia etmesine rağmen devlete ödenmeyen faturalar konusunda aylık % 4 tefeci faizi koymak da yine oturduğu koltuğun marifeti olsa gerek!
Üstüne üstlük “Biz icraatlarımızda sadece hayat pahalılığını iptal ettik” deyip programın uygulanacağını söyledi.
Siyasetçinin görevi, vatandaşın yaşam standardını yukarı çekmek değil midir?
Burada bir soru soralım; “Siyasetçinin görevi, vatandaşın yasam standardını yukarılara çekmek değil midir?” Bu sözler ne size yakıştı, ne de siyasi jargona uyar!
Ve bir yandan vergiler fonlar ve sadece tefecilerin uyguladığı aylık % 4 cezai uygulamaları devreye koyarken, esnaftan fiyatlarında indirim uygulamasını istemek ne kadar ahlaki? Ya röportajdaki “Her hafta 2-3 açılış yapılıyor, bazıları kapatırken kimileri de yolunu buluyor” söylemini nereye koyacağız? Bu hangi jargonda var ne zamandan beri ekonomik veriler açılan 2-3 dükkanla ölçülmeye başlanmış ve açılan diye iddia ettiğiniz mağazaların 6 ay içerisinde tekrardan el değiştirdiğini bilmiyor musunuz? Üstelik de kısa dönem hedefli açıldığından gidin bakın bakalım Sigorta, İhtiyat Sandığı, Vergi Dairesi, Belediye’ye karşı herhangi bir yükümlülüklerini yerine getirmişler mi? Anlaşılan paketin geçmesi için fazla mesai yaptığınızdan gazete de okumuyorsunuz! Manşetler esnafın ezici çoğunluğunun ihtiyat sandığı ve sigorta prim borçlarını dahi ödeyemediğini söylerken, bankaya olan borçların büyük oranda geri ödenemediğini söylerken, siz neler söylüyorsunuz neler. Sakın röportaj başınızı döndürmüş olmasın?
Paketin KKTC’de hazırlandığının söylenmesi bir ironiden ibaret olsa gerek
Bir de Sendikalara bu paketin uygulanmayacağı konusunda o dönem parti başkanı olan Derviş Abimizin de imzası yokmuydu?
Yoksa bu da bir başka farklılığınız mı?
Burada belirtmeliyim ki sendikaların muhalefeti olmasa Paketin tamamı çoktan uygulanmıştı!
Paketin ısrarla kuzey Kıbrıs’ta hazırlandığının söylenmesi ise bir ironiden ibaret olsa gerek. Demokratik değerlerin paspas edildiği ülkede siz hangi iradeden bahsediyorsunuz sayın bay Tatar?
Mademki bu paketi kendinizin hazırladığını iddia eder durursunuz şikayetçi olduğunuz nüfus konusuna da bir el atın da inanalım. En basitinden kimlikle girişe bir dur deyin bari…
Ve madem paket KKTC’nin eseri, CTP-BG döneminde ortaya çıkan bu pakete o zaman niye itiraz etmiştiniz? Ama haklısınız, o dönem muhalefette şimdi ise hükümettesiniz. Bu kadarcık fark olsun yani söylemlerinizde!
Hayat Devlet bütçenizi nasıl denkleştireceğinize dayalı matematikten ibaret değil
Programın uygulanacağını söylemeniz ise TC-KKTC işbirliğinin üst düzeyde seyrettiğini gösteriyor ve tabii sizin de koltuğa olan tutkulu aşkınızı!
İnsanların yaşam seviyelerini düşürerek ekonomik olarak nereye varmak istediğinizi söyleyin de bizde bilelim. Bırakın bu denk bütçe masallarını. Piyasa sıkıştı, para dönmüyor para. Herşey sizin Devlet bütçenizi nasıl denkleştireceğinize dayalı matematikten ibaret değil. Piyasadaki çarkları nasıl döndürüp, esnafı nasıl rahatlatacağınızı ve işlem hacmini nasıl yükselteceğinizi düşünün azıcık da.
Sn. Bakan anlaşılan siz postu fena kaptırmışsınız. Sizin başınıza gelen kırmızı başlıklı kızın başına bile gelmedi!
2008’de “halk desteğini yitiren” hükümetin yanlışta ısrar ettiğini ve krizin derinleşmesine, sektörlerin ve halkın sorunlarının derinleşmesine neden olduğunu da iddia etmiş, “Böylesi bir hükümetin hala görevde olması halkımız için büyük bir şanssızlıktır” demiştiniz.
Soralım; şu anda sizin bir halk desteğiniz olduğuna inanıyor musunuz? Bu konuda bir kamuoyu araştırması yaptırmayı düşünmez misiniz? Oldu olacak mademki paketin uygulanmasında kararlısınız, Pakete destek mitingleri düzenleyin de hep birlikte eğlenelim. İşte Aysu Basri’nin röportajı bana 2008 yılını anımsattı, hatırlatalım dedik! Çok teşekkürler Aysu…