yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBir garip dönen şu dünyaya bakın? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Bir garip dönen şu dünyaya bakın? – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Gazetenin yayınlayacağı gün önemli anımsatma anması da olacaktır. Türkiye devrimci hareketlerinden önemli liderler Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişinin yıl dönümü olacaktır. 12 Mart cuntası sorası idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşları onca geçen zaman rağmen 6  Mayıs günü hep akılda mutlaka bir yerden canlanmaktadır. Tarihin gerçekleri acı şekilde çarparken, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan yeniden hatırlanıp anılırken, onları idam edenler ve bu siyasetlerle günümüze dek gelenlerin adı dahi bilinmiyor. Hatta günümüz resmi siyasetleri kendilerini taşıyan o dönem sürecini hatırlatmama çabalarıyla konuyu unutturmak çabalarındadırlar. Sonuçta 12 Mart cuntası lanetlenip tarihteki yerini alırken, Deniz Gezmiş ve diğer devrimciler ise günümüzde hala hatırlanıp anılmakta ve gelecek güzel günler için önemli simgeler olarak mücadelelerde yer bulmaktadırlar. Zaten onları asanların dahi kendi hukuklarına dahi uymadığı itirafı çoktan kabullendi. Denizlerin ise var olanı savunma koruma değil, daha iyi gelecek için devrimci mücadeleye girdikleri ve bu uğurda idam edildikleri mutlaka birlikte düşünülmelidir. Daha gerçekle yüzleşerek, Denizlerin ve Mahirlerin sosyalist olduklarını ve dürüstlükle iyi görüşlerinin bu anlayışın sonucu olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Yeniden devrimci mücadeledeki yerleri ve günümüze dek taşınan bu insanları saygıyla anarken, bu haftaki makalemi biraz da yetmişler dünyası ile günümüze bir kıyas getirecek genel hatırlatmalar yapacağım.

6 Mayıs Türkiye’nin karanlık tarih sayfalarından biri oluyor. 1972 yılında Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam ediliyordu. Biliniyordu ki bu insanlar korkutma ve yıldırmak için asılıyorlardı. Amaç Türkiye’deki sol sosyalist hareketlerine göz dağı vermek ve kitlelere korku salmaktı. Onun için Denizlerin hukuki dahi gerekçeleri yokken sırf devrimci olma nedeniyle idam edildiler. Şimdiki insanlara bu kısa dönem öncesi gelişmeler rüya veya beleksel silme sonucu ilgisiz durmayı getirmiş ola bilir. Oysa Yetmişlerde hakikaten sadece Türkiye’de değil Dünyada kapitalist sistemi değiştirip daha iyi dünya için mücadele eden devrimci hareketler vardı. Emperyalist sistem de acımasızca baskılarla işkencelerle cuntalarla bunları durdurma uğraşındaydı. Kısaca o dönemden birkaç örnekle sizi yakın tarihe taşıyacam.

Yetmişlerde Orta doğu bugün ki gibi İslami veya sadece Amerikan ayarlı olgulardan ibaret değildi: Türkiye’de sosyalist hareketler gelişiyor ve gençlikten işçi hareketlerine dek değişim ve daha eşitlikli Türkiye için uğraşlar veriliyordu. İran’da o dönemin Şah rejimine karşın yine sosyalist Halkın Fedaileri devrimci İran için mücadele veriyordu. Basra Körfezinde dahi Uman gibi ülkelerde Dofar Kurtuluş hareketiyle anti emperyalist savaş yapılıyordu. Filistin hareketi Ürdün’de Kara eylül kıyımına karşın özelikle FHKC oldukça güçlü durumda olmaktaydı. Orta doğuda buna benzer olaylar yaşanıyordu.

Dünyada ise sol dalga oldukça yaygındı: Vietnam, Laos ve Kamboçya’da Amerika’ya darbe üzerine darbe vuruluyordu. Şimdiki adı Sri Lanka olan ama o dönemde Seylan adıyla bilinen adada ise ayaklanan solu ezmek için Amerika, Sovyetler ve Çin dahi ortak davranışla tarihsel önemli kara sayfa yazıldı. Şili’de daha sora darbeyle yıkılacak Allende dönemi yaşanıyordu. Diğer Latin Amerika ülkelerinde de askeri darbelerle sol kesimler amasız mücadele ediyorlardı. Amerika ise daha işkenceci kurumsallaşma ve oldukça krallık operasyonları yayıyordu. Bunlar o dönemin önemli dalgaları oluyordu.

Avrupada ise gençlik hareketleri çeşitli şekillerle yayılırken, ispanyada ETA gibi örgütler Franko diktatörlüğe karşı mücadele ediyordu. Kapitalist bir çok ülkede sol dalgayı kırmak için baskılarla sosyal demokratların sosyal refah devletlerini birlikte uyguluyorlardı. Ancak Yetmişler ortasından itibaren yeni bir ideolojik kuram da gelişiyordu. Kapitalist kriz nedeniyle artık sermaye Neoliberal anlayışı gündeme taşımaya ve uygulamak için cuntalı ülkelerle daha sora İngiltere ve Amerika’da işe başlıyordu.

Yetmişlerden şimdi günümüze geldik: Artık tarih yazıldı ve şimdi sonuçları topluyoruz. Hakikaten istemesek de şunu artık yaşıyoruz: Neoliberal anlayış ve daha sora doksanlardaki Kültürler çatışması dünyada iyice yerleşti. Hatta Neoliberalist ekonomik model krizlerle de çoktan sürecini doldurdu. Alternatif siyasal eksiklik ve yaratılan kültürel sistemin en iyisi olma hedefi sonucu krizlere ve yıkımlara karşın hala alternatifsizlik devam ediyor. Şimdi neleri konuşuyoruz?

Türkiye’de ılımlı İslam ve serbest piyasa ekonomik ortak modeli tartışıyoruz. Dinin ve sermayenin ortak paydaşlık eksenine bakıyoruz. Orta doğuda da İslami ve piyasa modeli büyük proje konusu oyunları oynanıyor. Yine görünürde bölgede olaylar vardır: Ancak şimdilik devrim yerine ayar olayı öne çıkıyor. Filistin ise bırakılandan çok daha geride. Hele solun eksiklikleri konunun gündemden dahi düşmesini yaratı. Asya’da Avrasya stratejisi kuralları oynanıyor. Din ve terörist korkusu sarmalı yaygın. Bırakın Arap ve Asya ülkelerini, Avrupa içinde dahi yabancı düşmanlıklar oldukça siyasal yelpazeye yerleşti. Irkçı ve dini siyasal hareketler yükseldi.

Tek deyişim ise Latin Amerika’da: Yetmişlerdeki çoğu gerilla ve sol hareket kesimi çöken neoliberalist yapıların altından çıkarak yeniden bu kez yönetime dek gelerek sosyal bazı uygulamalarla başka bir tel çalıyorlar. Ancak son günlerde bakın kimler konuşuluyor: Bin Ladin, Elzefari, Obama, Sarkozy, Kaddafi, Esat ve niceleri. Sistemin Yetmişlerdeki saydam kardeşler şimdi tavsiye durumunda oluyor. Sorunlar çok ve kriz de yaygın: Ama ufak sistemsel deyişim dalgası hala yok: Yetmişlerdeki övülen Avrupa sosyal hakları şimdilerde hepsi elden gidiyor. Bildik eski ayarlı sosyal refahın yerine hep piyasa sermaye gücü yerini alıyordu. Direk müdahaleler ve işgal deneyimleri yeniden gündemde oluyor. Bunlar bırakılan ve şimdi yaşananların farklı gerçekleri oluyor.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin