Halkın haber alma hakkına aracılık eden, birçok toplumsal olayı ve eylemi kamuoyunun bilgisine sunan basın emekçileri, bu kez kendileri eylemdeydi. Kıbrıs Türk Hava Yolları eski çalışanlarının 18 Mayıs’ta Başbakanlık kavşağındaki olaylı eylemi sırasında görev yapan meslektaşlarının polis şiddetine maruz kalmasını protesto eden gazeteciler, Polis Genel Müdürlüğü önünde eylem yaptı.
Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Başkanı Kemal Darbaz ve KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in konuşma yaptığı eyleme, Gazeteciler Birliği, Haber Kameramanları Birliği, Sendikal Platform üyesi sendika, örgüt ve siyasi parti temsilcileri de katılarak destek verdi.Basın emekçileri, konuşmaların ardından Basın-Sen pankartı arkasında toplanarak, kameraların karşısına geçti ve alkışlarla polisin tutumunu protesto etti. Eylemde herhangi bir gerginlik yaşanmadı; görevli polislerle gazetecilerin sıcak diyalogları dikkat çekti.
ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLERE DE BİLDİRİ GÖNDERİLDİ
Basın-Sen, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, AB yetkilileri, Avrupa Gazeteciler Federasyonu, Güney ve Doğu Avrupa Medya Organizasyonu, Uluslararası Basın Enstitüsü ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’na da bildiri göndererek, yaşanan gelişmeler hakkında bilgi aktardığını açıkladı.
Eylemde bildiri okuyan Basın-Sen Başkanı Kemal Darbaz, “önceki akşamki eylemde meslektaşlarının haber takip ederken polisler tarafından dövüldüğünü, itildiğini, kakıldığını, makinelerinin kırıldığını ve basın tarihinin sayfalarına kara bir gün daha düşüldüğünü” söyledi.
Meslektaşlarının maruz bırakıldığı muameleyi kabul etmelerinin, sindirmelerinin mümkün olmadığını ifade eden Darbaz, gazetecilerin halkın habere ve bilgiye ulaşma hakkını onlar adına kullanan ve kamusal bir görev yerine getiren emekçiler olduğuna dikkat çekerek, “Bizlerin bu görevi yerine getirirken karşılaşacağımız her türlü engel, Kıbrıs Türk insanının bilgilenme hakkının önüne konulmuş bir engeldir, bir takozdur” dedi.
Darbaz, ülkelerin demokratik gelişkinlik düzeyinin en önemli göstergesinin basın özgürlüğü ve özgür gazetecilik koşullarının ne kadar geliştiğiyle doğru orantılı olduğunu belirterek, ülkede basın özgürlüğü vardır diyenleri eleştirdi ve basın özgürlüğünün ne denli zayıf ve gelişmemiş olduğunu birebir yaşadıklarını ifade etti.
“BELLİ DÖNEMLERDE NÜKSEDEN BİR HASTALIK”
Basın alanında onlarca faili meçhul katliam ve olaya işaret eden Kemal Darbaz, demokratik haklarını kullanan insanlara ve eylemleri izleyen gazetecilere karşı polisin sergilediği kaba kuvvetin, belli dönemlerde nükseden bir hastalık halini aldığını söyledi.
Basın-Sen Başkanı Kemal Darbaz, hak arayan eylemcilere ve basın emekçilerine karşı sertleşen ve kabul edilemez şekle bürünen polis tavrını geçmişte de defalarca uyardıklarını belirtti.
Siyasi otoriteyi elinde tutanların yüzlerini Ortadoğu’ya mı, yoksa dünyanın aydınlık yüzüne mi çevireceğine karar vermesini isteyen Darbaz, basın emekçilerinin ve Kıbrıs Türk halkının, yasaların değil hukukun egemen olduğu, insan haklarının sonuna kadar kullanıldığı, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nde de yer alan haksızlığa karşı direnme ve başkaldırma hakkının kullanılmasının garanti altında olduğu, demokratik bir Kıbrıs’ta yaşamak istediklerini söyledi.
Darbaz, böyle bir düzene ulaşmanın yolunun özgür basından geçtiğini ifade ederek, bu yoldaki mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
Hukuk devleti yerine polis devleti davranışlarının sergilendiği görüşünü belirten Kemal Darbaz, Kıbrıs Türk halkına, “tüm alanlarda ülkemize ve bizi biz yapan değerlere sahip çıkmak için harekete geçiniz” çağrısı yaptı.
“Bu adada yaşayan ve ülkesini seven her insanımızın yapabileceği bir şey mutlaka vardır” diyen Darbaz, basın emekçilerinin Kıbrıs Türk halkının yanında yer almaya devam edeceğini vurguladı ve yönetenlere de “Tek varlık nedeninizin bir bütün olarak Kıbrıs Türk insanının mutluluğu olduğunu bir an bile unutmayınız” çağrısı yaptı.
ELCİL: “BENZER ANLAYIŞ YILLARDIR SÜRÜYOR”
Sendikal Platform adına konuşan KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de, toplumun sömürüyle baskı altına alınmaya çalışıldığını, gazetecilerin tartaklandığını, insanların tutuklandığını söyledi.
Elcil, yıllardır benzer anlayışların sürdüğünü ve değişmediğini kaydederek, “Demek ki yürünecek daha çok yolumuz var. Verdiğimiz mücadele hiçe sayılıyor” dedi.
Şener Elcil, meydanları daha fazla doldurarak, dayatılanlara karşı çıkmak gerektiğini belirterek, “Bu bize bir derstir, biz dersimizi gayet iyi biliyoruz. Dersini almayanlar bellidir. 80 binler meydanlara toplanırken, ‘bu halk sizi istemiyor’ diye haykırırken hala koltuklarında oturup saltanat sürmeyi marifet sayanlar, emir alıp toplumun siyasi iradesini ipotek altına koyanlar bunları hala duymazlıktan geliyorlar” diye konuştu.
Mücadelenin süreceğini ve uluslararası alana taşıma kararlılıklarının da devam ettiğini söyleyen Elcil, önümüzdeki Salı ve Çarşamba günleri Avrupa Komisyonu’ndaki görüşmelerde aktarılacağını kaydetti.
“Bilinmelidir ki burada yapılan her şey dünya tarafından izlenmektedir” diyen Şener Elcil, Sendikal Platform’un yapılanları kınadığını ve kararlı mücadelelerinin süreceğini ifade etti.
HABER KAMERAMANLARI BİRLİĞİ: “BASIN TARAF DEĞİL, ÖZGÜRLÜĞÜN SEMBOLÜDÜR”
Bu arada Haber Kameramanları Birliği de Çarşamba akşamı yaşanan olaylardan ders çıkarılarak tekrarının yaşanmamasını diledi.
Darp edilen, fotoğraf makinesi ve kameraları zarar gören gazetecilere geçmiş olsun denilen birlik açıklamasında, yaşananların bazı polis amirlerinin fevri davranmasından kaynaklandığı görüşü ifade edildi.
Soğukkanlı davrananlar yanında, kendini kaybeden idarecileri görmenin üzücü olduğu belirtilen açıklamada, yorgun ve gergin polislerin de hedef şaşırarak basına güç kullandığı kaydedildi.
Haber Kameramanları Birliği açıklamasında, böyle tatsız olaylar yaşanmaması için Polis Genel Müdürü’nün üst düzeydeki polisleri uyaracağına inanç belirtilerek, basının taraf değil, özgürlüğün sembolü olduğunun unutulmaması istendi.
