yaklaşımlarAlpay DurduranHesap sormadan ilerleme olmaz – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Hesap sormadan ilerleme olmaz – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

İşimiz ipek. Öyle der insanlarımız ama şimdi bir de işimiz çiçek ifadesi kullanılmaya başlanıldı. Neden her sektör devletten yardım almadan ayakta duramıyor sorusuna yanıt vermeden bu durumdan kurtulmak olası değil.

Türkiye IMF politikaları ile ekonomik gelişme gösterdiğinden beri halkı başka yollara sokmak zor olduğu gibi buraya Türkiye hakim olduğundan başka yollar için fırsat bulmak da zor. Kıbrıslı isyan bayrağını çekti ama isyanı idare edecek birisinin gücü eline geçirmesine izin verilmeyecek gibi.

Tabii askeri bir operasyonla idarenin Türkiye tarafından devrilmesi düşünülemez ama herkesin dediği gibi seçimlerde müdahaleler olacak ve başarılı olmazsa halkın ay sonu maaşların ödenemeyeceğini bilmesi zaten en büyük caydırıcı unsur ve maaşlar ödenemezse öyle bir hükümete ayakta durma şansı sendika ve diğer devlet destekli sektörler tarafından esirgenecek.

Muhalefetin şanslılarının bunu bilerek Türkiye ile ilişkileri normalleştirmesi yani müdahalesine karşı çıkması beklenmiyor. O nedenle isyancılar onlara güvenmiyor. İçlerinde yeni bir parti olma iddiası taşıyan DTP’nin durumu da başkanlarının kızmasına rağmen diğerlerinden farklı değil. O istediği kadar bağırsın mecliste Kıbrıs politikası üzerine Eroğlu’na deste olmakta olduğu kendini ele veriyor.

Ancak gene de siyasi partilere gereksinim açıktır. Büyük mitingleri düzenleyen ve yanına partileri alma gereği duyan sendikalar ve diğer sivil toplum örgütleri bunu bilerek denetleyebilecekleri ve Türkiye’nin dayatmalarına direnebilecek siyasi parti arayışını da sürdürdüler ama bulamadılar. Onun için sonunda bir birlerinden uzaklaştılar ve eylemler söndü.

Öfke devam etmektedir lakin bundan sonra ne olacağı kararlaştırılamamıştır.

Sonunda iş Türkiye’ye rağmen bir çözüm dayatmasının çözüm olamayacağı ama onun da kedinin boynuna bir zil takacak fare bulmaya benzeyen zorlukla karşılaşıldı.

Görüşmelerde Türkiye’nin garantörlük hakkı salt bir varılacak antlaşmayı ihlal etmeye kalkacak Rum liderliği nasıl durdurulabilir veya durdurulabilir mi sorusuna yanıt vermek olarak görüldüğü için çözüm umudu da başka bahara kaldı. Buna garantörlüğe gerek yoktur demeden ne içte ne de dışta adım atılamayacak bir noktaya gelindi.

Bize göre garantörlük normalleşecek bir Kıbrıs’ta bir fanteziden ibarettir. Lakin tıkanıklık da ortadadır ve bu sorun çözülmeden ilerleme yoktur.

Birincisi ayaklanan Kıbrıslılar hem Türkiye olmadan yaşayamayacağına inanır hem de Türkiye’nin yaptıklarına karşı çıkarlarsa bunu sineye çekecek bir Türkiye idaresi bulmaya bakmalıdır.

İkincisi isyanı yönetecek bir siyasi parti yaratmalıdır. Onun için de siyasi partilerin iddialılarının gücün menfaatleri için seçim şansını elde tutuma taktiklerini terk etmelerini sağlamaları gerekir ve terk edenin seçimi menfaat dağıtmadan seçim kazanması için menfaat sağlayanlardan hesap sorulmasını garanti etmesi şarttır. O zaman birinci şarta gerek kalmaz ve isyan bozuk düzeni alaşağı eder ve Kıbrıs sorununun çözümünde de anahtar olur.

Yerim kısıtlı olduğuna göre yapılması gerekenleri sıralayamam. Ancak bir ikisine değineyim.

Birinci menfaat sağlama kadrosu var yok personel atamadır. Çalışanların başarı göstergelerini değerlendiren kurmay hizmetleri birim içinde ve bağımsız organlar tarafından verilmeli olduğu için kamu görevlileri yasalarında ve anayasada değişiklik sağlanmalıdır. Personel ihtiyacını bakan veya başbakanın değil en alt birimdeki kurmay hizmeti olan iş değerlendirmesinin raporuyla ortaya çıkması ve daire gibi birimin üstündeki tarafından rapora dayalı bilgi ve talep formuyla belirlenmesi şart olmalıdır. Üst kademeyle çalışanın ilgisi kesilmelidir.

İkincisi ana birimlerin yöneticilerinin yıllık etkinlik programlarının ve iş tanımlarının yani hedeflerinin yıl başında belirlenmesidir. Onun için tüm şef, müdür ve müsteşarlar yılbaşı rapor sunmalı ve başarı göstergeleri ortaya çıkmalı ve yıl sonunda ne yaptıklarının değerlendirilmesi gerekir. Kurmay hizmetler sonucunda yöneticiler başarı oranlarını kendileri değil yerlerine geçmeye aday kişilerin raporlarıyla kanıtlamak zorunda kalmalıdır. Öyle ki iş çıkarmayan hatırlılar deşifre olmalıdır. Yani her yıl siyasi maksatlarla atam yapan ve başka partiye gönül vermiş kimselerin sabotajlarından bahsedenler atadıkları yandaşlarının başarı için didindiklerini ispat etmelidirler.

Birisi şuraya gölet yapın demişse yapılan göletin bir hayrı olmalı yoksa hesap vermelidir.

Kurumlarda iç denetim ve poliste yolsuzluklara karşı savaşacak kadroların kurulması ve işlevleri de hesap sormada ele alınmalıdır ama yerim bitti.

Bilin ki hesap sorma devri açılmadan iyi idare olmaz ve ekonomi asla düzelmez. İyi birileri gelecek de işler düzelecek hayali asla gerçekleşmez.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
362AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin