Türkiye’deki seçimlere iki gün kaldı,
Pazar akşamı Erdoğan ve ekibi bir kez daha iş başında olacak,
Osmanlıdan bu yana ne kadar olumlu şey varsa hepsini Erdoğan ve ekibi yaptı ya, onun için yüzde ellilere varan oy oranı ile yeniden göreve gelmesi doğal!
‘ Hayaldi, gerçek oldu’ diyor ya, bu dönem milletin hayal edemediği pek çok şey de gerçek olacak,
Muhtemelen insanlık yeni bir ‘astığı astık, kestiği kestik’ insanla karşılaşabilir,
Türkiye’nin her tarafını donatmışlar Tayyib’in boy boy posterleri ile,
Yüksek binaların cephelerin kaplamış dev posterler,
Bir kişi toplumun üstüne bu kadar çıkarsa, ve bu kişinin toplumun üstüne bu kadar çıkmasına müsaade edilirse sonunda o kişi de kendini o ülkenin her şeyine muktedir kişisi görür,
Ve bugün sözde eleştirdiği Arap ülkeleri baskıcı rejim liderlerinden beter olur,
Baksanıza önüne gelene saldırıyor,
Kendisini eleştiren herkese saldırıyor, tehdit ediyor,
İnan Kıraç düşüncesini , belki de gönlünden geçeni söylemiş: CHP birinci parti çıkacak diye,
Vay sen misin bunu söyleyen. Sen söyleyemezsin!
İşadamı isen konuşamazsın, konuşacaksan da Erdoğan’ı destekleyen şeyler söyleyeceksin,
Kıraç’a, ‘ ben sana seçimden sonra yapacağımı bilirim’ imalı tehditler savuruyor,
Gazeteci Nuray Mert eleştirmiş Erdoğan’ı
Ona da mertlik, namertlik içeren tehditlerle yanıt vermiş.
Bir yabancıyı getirin ve söyleyin okusun şehirlerdeki poster manzaralarını:
Size bu tür süslemelerin diktatörlüklerin olduğu ülkelerde yapıldığını söyler,
Neyse önümüzdeki dönemde hem Türkiye halklarını hem de bizleri zor günler bekliyor,
Daha da şımarmış bir vaziyette saldıracak Kıbrıslılara,
Bu saldırılar karşısında buradaki acentalardan birşey beklenmediğine göre sivil topluma iş düşmektedir,
Muhalefet geçinen meclis içindeki siyasi partilerden de birşey beklemek saflık olur,
Onlar şimdi acenta olmak için can atıyorlar,
Bakmayın siz böyle horozlandıklarına, bütün bu horozlanmaları, artan sorunlar karşısında toplumda kaybeden UBP’nin yerine geçmektir.
Önümüzdeki günlerde pek çok saldırıyla karşılaşacağız,
Ama bütün bu saldırıların en acımasızı hiç kuşkusuz Kıbrısın kuzeyindeki nüfus yapısını değiştirmek için yapılan hazırlıklar olacaktır,
Zaten ta başından bunun için yola çıkmamışlar mı?
Süreç içinde, her şey meydanda,
Şu anda dahi, yurttaşlık oranında da ikiye, üçe katlamadılar mı bizi,
Yetmedi, daha fazla yurttaşlık lazım,
Onun için şimdi sırada bekleyen 200 bin civarında bir nüfusu daha yurttaş yapma hazırlığı içindedirler,
İşte Kıbrıslılar için, tüm sorunlardan daha önemli bir sorun haline gelmiştir bu yurttaşlık işi,
Bu gidişe dur demek sadece bizlerin direnmesi ile mümkün olmayacak,
Çünkü içimizde acenta durumunda olanlar ve olmayı bekleyenlerin ne zaman ve nerede kıvıracaklarını kestirmek güç,
Dolayısı ile Kıbrıs Türk toplumunun varlığını koruma mücadelesinde mutlaka uluslararası desteğe ihtiyaç vardır,
Gerçi şu anda BM, AB vs bu ilere ilgisiz durmaktadır ama onları harekete geçirmek gerekmektedir,
Bu konuda ısrarcı olmak kaçınılmazdır,
Göz göre göre bir toplum yok ediliyor,
Bir kültür yok ediliyor,
Buna, bu alanda mangalda kül bırakmayanların sessiz kalması kabullenir bir durum değildir,
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de buna seyirci kalmaması gerekmektedir,
Kıbrıs Cumhuriyetinin bir kısım yurttaşları yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır,
Bu durumda yurttaşlarının haklarını koruması için tedbir alması, meseleyi uluslarası platforma götürerek aktif hareket etme zamanıdır,
Bu olayın sıradan bir göç olayı olmadığını, bir savaş sonrası işgal edilen topraklara nüfus taşıyarak o ülkedeki yerli halkın etkinliğini yok etmek olduğunu bilerek hareket edilmelidir,
AB üyesi bir ülkenin, yine AB üyesi bir kısım yurttaşlarının varlığının tehlikede olduğunun bilinci ile AB kurumlarını uyarmalıdırlar,
Türkiye bu davranışı ile insanlık suçu işlemektedir,
Sessiz kalmak bu suça iştirak etmektir,
Sadece Kıbrıslı Türklerin yok olmamak için direnme yönündeki isyanlarına sempati duymakla bu sorun çözülmez,
Bu bakımdan Kıbrıslı Rumların da hem hükümetleri hem cumhurbaşkanları ve hem de sivil toplum örgütleri ile bu mücadeleye destek vermeleri gerekmektedir,
Bil ki de Rum fanatiklerin, Kıbrıslı Türklerin yok edilmesi işine gelmektedir ama Hala daha Kıbrıs’ta barış isteyen Kıbrıslı Rum çevrelerinin bu gidişe dur demek için devreye girmesi gerekmektedir,
Varlığımızı koruma mücadelesinde, iç dinamiklerin direnmesine, bu güne kadar bizimle birlikte olduklarını söyleyen dış müttefiklerin artık kımıldamalarını bekliyoruz!