Biz kadınların evde, işte, okulda olmadığı gibi sokakta da can güvenliği yok. Yüzyıllardır bizlerin dört duvar arasında yaşaması isteniyor, bu koskoca dünyanın sokakları bize kapatılmaya çalışılıyor. Tenha bir sokakta yürürken, hele de geceleri, arkamızı sağımızı solumuzu kolaçan ederek ürkek ve olabildiğince sessizce yürümek zorunda bırakılıyoruz, her ayak sesinden, ıslıktan yüreğimiz ağzımıza geliyor. Günün belirli saati belirli bir bölgede olmamız, kıyafetimiz, yürüyüşümüz tacize tecavüze uğramamızı haklı çıkartıyor!
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün kamuoyu önünde sarf ettiği son sözler bu eril düşüncenin yeni kanıtlarını sundu.
Başbakan İrsen Küçük’ün onayı ile “kimse sokağa çıkmazsa sorun çözülür, elin geri zekalıları” diyen Özgürgün, bireyin vücutsal bütünlüğünü ihlal eden tecavüz, şiddet ve tacizin kadının kamusal alana çıkmasından dolayı suç saymaktadır.
Özgürgün daha da ileri giderek zihinsel engelli kişilere aşağılayıcı bir biçimde yakıştırılan ‘geri zekalı’ terimi ile sokağa çıkma ‘suçunu’ işlemişlere hakaret etmeye çalışarak, baskıcı, küçük düşürücü erkek egemen zihniyetini ortaya sermiştir.
Bunu söyleyen ve onaylayan kişilerin gerçek yüzlerini bizlere açıkça gösterdiklerinden dolayı bu olayın aslında talihsiz değil tam da aksine talihli olduğunu düşünüyoruz. Özgürgün ve Küçük gibi düşünenler bilsinler ki engelli ya da engelsiz, kadın ya da erkek geceler de sokaklar da meydanlar da bizimdir..
Bunu kabul etmek istemeyenlere istifa yolu açıktır…
