Basın-Sen Başkanı Kemal Darbaz’ın açıklaması şöyle:
Kıbrıs Türk halkı ve Basın emekçileri; okumakta olduğunuz basın açıklamasını, iki yılı aşkın bir süre sonrasında tüm uyarıları, iyi niyetli yaklaşım ve feryatlarımıza karşın, neredeyse çalışanların tümünün, kurum müdürü tarafından mobbinge maruz bırakıldığı bir dönemde ve ortamda yapıyoruz.
Bayrak Radyo Televizyon Kumu (BRTK) çalışanlarının çok önemli bir bölümünü “hasta” etmeyi başaran kurum Müdürü Özer Kanlı, çalışanlara karşı açmış olduğu psikolojik savaş ortamında, kurumun ita amirliğini yapmayı sürdürüyor. Hatta bu ortam içerisinde, kurumu ileriye taşıdığını ve/veya taşıyacağını iddia edecek kadar da ileri gidebiliyor/kendini kaybedebiliyor.
Tek derdi işini en iyi şekilde yapıp, evine, çocuklarına ekmek götürmek olan basın emekçisi çalışanlar, bırakın işini iyi yapmayı, mobbinge maruz kalmamak, uygulanan baskı ortamına girmemek için işe gelmemeyi bile düşünür hale getirilmiştir.
Kurum çalışanlarının iş ortamında konuştukları tek şey, Sayın Kanlı’nın önceki gün, dün, veya o gün içerisinde kimi nasıl haşladığı, kime nasıl hakaret ettiği, kimi nereye sürdüğü ve benzerleridir.
Ülkemizde yaşanan birçok olumsuz gelişmenin, gelecekle ilgili belirsizliklerin altında ezilen çalışanlar, kendi çalışma ortamlarında da ezilmekte, kurumu kendi çiftliği gibi gören Sayın Özer bey tarafından aşağılanmaktadır.
Çoluk çocuğa karışmış, evlat evlendirmiş, torun sahibi olmuş çalışanlar, yaşanan süreçten son derece rahatsız ve çıldırma noktasına gelmiş bulunmaktadır. Bir diktatör gibi davranan, istemediği sürece kimseye söz hakkı tanımayan, söylenenler gerçek bile olsa, gerçekliğin kendi doğrularından ibaret olduğunu sanan Kurum Müdürü Özer Kanlı, sık sık kendini kaybetmekte, etrafına zarar vermektedir.
Geçtiğimiz günlerde, müdürlük görevindeki ikinci yılını da dolduran Özer Kanlı, ne şekilde olursa olsun, görevden alınması durumunda, müşavirliği garantilemiş bulunmaktadır. Bu gerçekliğin de verdiği rahatlıkla hareket eden Özer Kanlı, son zamanlarda mobbing’in dozunu artırmış bulunmaktadır. Kendisine hedefler seçmekte, “Allah yukarıdan inse dediğim olacak” diyerek, korku salmakta, çalışanı çalışana kırdırmaktan çekinmemektedir. Sonuç olarak kurumumuzda Huzurun H’si kalmamıştır.
Kurumdaki amirlerin neredeyse tamamı, getir götür işleri yapar konuma sokulmuş, amirliklerin görev yetki sorumlulukları pratikte ellerinden alınmış, birtakım amirliklerin daha çok olmak üzere altları boşaltılmış ve amir konumundaki çalışanlar, gereksiz kişiler durumuna düşürülmüştür. Odaları bile ellerinden alınan, alınmak istenen amirler bulunmaktadır. Bu duruma direnen, kendi düşüncelerini ifade edenler ise, Sayın Kanlı’nın hedefi haline dönüştürülmüş, onlarca yıllık çalışmışlıkları hiçe sayılarak, baskıya maruz kalmış/kalmaya devam etmektedirler.
Bayrak Radyo Televizyon Kurumu binası, Müdür Özer Kanlı tarafından bir açık hava hapishanesi olarak, çalışanlarsa her an suç işlemeye hazır potansiyel birer suçlu olarak değerlendirilmektedir.
Sık sık, sıranın BRTK’ya geldiğini ima eden ve kendisine itaat etmeyenlerin, kendisiyle hareket etmeyenlerin işten durdurulacağını, çeşitli yöntemlerle dolaşıma sokan Sayı Kanlı, kendisine bir kalkan oluşturmaya çalışmakta, kilit noktalara yerleştirdiği yandaşları aracılığıyla, çalışanlar üzerinde “terör” estirmektedir. Her geçen gün bir hapishaneye daha da benzeyen Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nda kendisi “hapishane müdürü”, kilit noktalara yerleştirdiği yandaşları ise “gardiyan” gibi davranmaktadırlar.
Yıllar içerisinde Kurum’da yaratılan çarpık yapı sonucu, BRTK çalışanlarının yaklaşık dörtte üçü güvencesiz çalıştırılmakta ve bu çalışanlar her şeye rağmen işlerini kaybetmemek uğruna, yapılan her türlü insanlık dışı muameleyi, insan haklara evrensel beyannamesinde ortaya konan insan haklarının ihlalini içlerine atmaktadırlar. Ancak bilinmesi gerekir ki, dayanmanın da bir sınırı vardır ve bu sınırın aşıldığı bu günlerde, çalışanların ayağa kalkması, insan hakları evrensel beyannamesinde de yerini bulan adil olmayan yönetimlere başkaldırması kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.
BRTK Müdürü Sayın Kanlı, çeşitli ortamlarda sendikamızın ve yönetici arkadaşlarımızın adını ağzına almaya ve yıllardır sürdürdüğü karalama kampanyasına devam etmektedir. Sayın Kanlı’nın bilmediği ve/veya unuttuğu şey Kıbrıs’ta hiçbir şeyin gizli kalmadığı gerçeğidir. Sendikamıza üye birtakım çalışanları sendikamızdan tehdit yoluyla nasıl kopardığını ve koparmaya çalıştığını da bilmekteyiz.
Basın Emekçileri Sendikası, konuyla ilgili bilgilendirdiği tüm yetkililerden, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nda yaşanan ve kabul edilemez bu sürece müdahale etmesini beklemektedir.
Bunun yapılmaması halinde doğabilecek hiçbir yasal ve/veya yasadışı ama meşru sonuçtan ne çalışanlar ne de sendikamız sorumlu olmayacaktır.