arşivUlus IrkadMARAŞ’IN AÇILMASI VE KISIR DÖNGÜ İÇİNDEKİ KIBRIS HALKLARI - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

MARAŞ’IN AÇILMASI VE KISIR DÖNGÜ İÇİNDEKİ KIBRIS HALKLARI – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Esasında bize özgü sorunlar yanında sorunlarımızın büyük bir kısmı da başka ülkelerdeki sorunlarla elbette benzemektedir. En yakınızdakilere bile derdimizi anlatamamışız veya onlar bizi anlıyamıyorlar. Belki de onlar bizdeki hayat şartlarını bilemedikleri için yanlış analizler de yapabiliyorlar. Ama gerçek şu ki bizi şu anda Güney Kıbrıs’ta anlayacak olanlar da oldukça az. Eğer insan belli bir hayat standardında yaşıyorsa ve komşusunun ekonomik pozisyonun bilmiyorsa, komşusu hakkında yanlış önyargılara da girmez değil. Mesela onları çok iyi kazandıklarını bildiği için azdan çoktan iyi durumda bilirken, komşusunu günün birinde cami avlusunda dilenirken görürse ne olacak veya ne diyecekl? Elbette belki bu konuda da önyargılar ortaya çıkacak. “Adama bak”, diyecek, “çok iyi kazanıyor ama gelip de cami avlusunda dileniyor, yazıklar olsun böyle aç gözlü insanlara!”. Tabi bunu söyleyecek ama gerçekler acıdır ve çok iyi durumda olan komşusunun şu anda çok kötü ekonomik koşullar geçirdiğini bilmediği için böyle konuşacak.Yani diyeceğim insanların iyi komşuluk veya iyi vatandaşlık gereği birbirlerini çok iyi tanımaları gerekmektedir. Kıbrıs’ta bu 1963-64 yılından beri ortadan kalkmıştır. Toplumlar birbirlerini tanımaktanm oldukça uzaktırlar.

Güney Kıbrıs’ın şu andaki ekonomik durumu belki de geçmiş senelerden de kötü. Hoş, bizimkisi de hiç iyiye gitmedi, son altı-yedi yıldır daha da kötüye gitmekte. Güney’deki  iniş son Yunanistan kriziyle de başlamış olabilir. Bir sendikacı öğretmen arkadaşa bu yönde yöneltmiş olduğum bir soruda bana yanıtladığına göre Kıbrıslırum işadamlarının çoğu Yunan bankalarından hisse senetleri almıştı, Yunanistan’daki iflaslarla bu krizin Güney’e de yansıyacağı bekleniyordu. Zigi’deki santral ve cephane patlamasından sonra bu durumun hızlanacağı da artık bekleniyordu. Son zamanlarda vergiler de alınmaya, hatta maaşların birkaç sene dondurulmasının da düşünüldüğü yazılmaktadır. Şimdi tüm bu iddialar gerçek olmasa bile görülüyor ki, hem Global kriz hem de Güney’de ve Yunanistan’daki kriz Güney Kıbrıs’a artık etki etmekte ve bize benzer kısıtlamalara gidiliyor. Onu da bırakın, AKEL, çalışanlara karşı saygı ve koruma önlemleri almasına karşın, bundan sonra başa gelecek olan sağ iktidarların, aynen bizdeki gibi sol ve çalışan kesimler üzerinde saygılı olmayacağı ve söylemedikleri halde çalışanlara karşı sert önlemler alacakları da belli olmuştur. Güney’in kaderi de bizim tarafa benziyecek. Çünkü Sağ, dünyanın heryerinde hep çalışanların kazandıklarını kısmayı hedeflemiş ve onların hayat damarlarını kesmiştir. Güney’de de böyle olacağı kesindir. DİSİ veya diğer Sağ partilerin etkin olmaları çalışanların zararına olacaktır. UBP seçimleri kazanmadan önce çalışanların maaşlarını keseceğini, onlara el koyacağını niye söylememişti? CTP’nin yanlış icraatlarını kullanıp başa gelmeyi ve sonra da “Elini taşın altına sokma” (!) politikasıyla halkı ezmeyi sinsi olarak planlıyordu da onun için.

En kötü ihtimalle bir çözüme gidilse inanın hem Güney’de hem de Kuzey’de ekonomik kımıldamalar olacak ve şimdiye kadar çalışmayan birçok atıl kapasite çalışmaya başlayacaktı. Örneğin fır hatlarının açılmasından ötürü muhakkak turist sayısında artışlar olacaktı, bunun yanında Kıbrısrum gemilerinin Türkiye limanlarına girişi de Güney’de yeni bir gelir yükselmesine yol açacaktı. Dünya turizmine kapalı kalan Kuzey Kıbrıs’ın tanınması elbette aynen Güney’deki gibi bir patlamayı getirecektir.

Kapalı Maraş Bölgesi’ndeki yatak sayısı şu andaki Kuzey Kıbrıs’taki yatak sayısına eşit. Çeşitli turistik tesisin yanında bölgede 45 Otel ve 60 apartman otel mevcut. Kapalı Bölge içerisinde 3000 civarında işyeri ve çeşitli eğlence merkezi bulunmakta. Maraş içerisinde 4461 ev ve 143 resmi daire bulunmakta.Kıbrısrum turizm sektörü’nün %53.7 sinin geliri bu bölgeye aitti. Senede Kıbrıs’ı ziyaret eden bir milyon turistin yediyüz bini bu bölgeyi ziyaret etmekteydi. Şehir açık ve kapalı bölgeleriyle 39,000 nüfusluydu.1974 öncesi Kıbrıs’taki limanların %50 konaklamasına yine bu şehrin limanı sahipti. Şu anda konaklama, tüm Kıbrıs itibarıyle Kuzey’de %7’dir. Maraş’ın açılmasıyla Mağusa suriçi’nin de uluslar arası tanınması gerekeceğini belirtilmektedir. 2010 yılında yapılan bir araştırmada Kıbrıslırumların %67.7 ‘sinin Türk Yönetimi altındaki topraklara dönmek istemediklerini Güney’de yapılan bir anket göstermiştir. Dolayısıyla bir çözüm gerekliliği de mevzubahis olarak karşımızda durmaktadır. Maraş açılırsa Mağusa çarşısında normale girecek olan ekonomik hayatın şu anda getireceği karlar oldukça büyüktür. Orada on bin kişilik yatak kapasitesi çalıştığı zaman bunun Kıbrıstürk kesimine getireceği kar oranı da büyük olacaktır. Bölgede turizmin iyileşmesiyle Dubrovnik tipi bir patlamanın görülmesi de hiçtendir. Binlerce teşebbüs, yüzlerce işyeri ve kültür merkezini barındıran Maraş’taki canlılık elbette Mağusa Kale içini de canlandıracaktır.

Öncelikle her halukarda toplumlararası görüşmelerde de bir yol alınması gerekmektedir. Fakat görülen odur ki bu görüşmeler de hızını çoktan kaybetmiştir. Her iki tarafta da yavaş yavaş dinamizm kaybolmaktadır. Bu konularda her iki tarafın da egemenleri samimi olmadıkları için halktaki motivasyonu edilgenleştirmek başlıca amaç olmuştur. Çözüm ve barışta samimi olunsaydı her iki taraftaki halk kitleleri motive edilecek , bu arada eğitimden başlayarak her iki taraftaki genç nesiller geleceğe yani barışa hazır hale getirilecekti. Aksine böyle çalışmalar yoktur ve aksine genç nesiller daha fazla dogmatizmin batağına savrulmaya çalışılmaktadır. Gerçekten çözüm ve barış eğilimi olsaydı kitlelerin buna hazırlanması bilinçli olacaktı.

Kitlelerin çözüme ve barışa hazırlanmaları başladığında gerçekten bir değişime doğru gidildiğini anlayacağız. Bu olduğu zaman barış da arkasından çok kolay gelecektir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin