Seçimden sonra yeni bir sayfa açılacaktı. Erdoğan’nın seçim sonra yapacağı işleri anlatırken söylediğiydi.
Türkiye’nin Kürt sorunundan bahsederken Anayasal düzenlemeler ile bu olguyu sorun olmaktan çıkarıp, devleti ileri demokrasi devleti yapacağı idi.
Kendi tabanındaki Kürtlerinde ortak paydası haline gelen etnik hakimiyetin sonlandırılması talepleri AKP tarafından üstüne şal çekilmeye çalışılmaktadır.
Şiddetlerin ortaya çıkarmış oldukları gerginliklerin yumuşatılması gerekirken, barışın dili topluma egemen kılınmaya çalışılması gerekirken; TC devletinin imha ve inkar politikalarına yeni bir hız verilmeye çalışılmaktadır.
Cumhuriyet tarihinin aynı zamanda Kürtleri imha ve inkar etme tarihi olduğunu, bunun içinde şiddetin en üst düzeyde uygulandığı, bunun bir devlet politikası olarak uygulandığının unutulduğudur.
Çeyrek asırlık yakın tarih bile elli bini bulan ölümler yaşandığını, ama buna rağmen şiddetin Kürt sorununu çözemediğini oldukça gerçek olarak ortada durmaktadır.
Devletin açık-kapalı görüşmelerini bu sorunu çözmek için kullanmak yerine, sorunun taraflarını etkisizleştirmeye çalıştı.
Son dönemde yaşananları kendi açısından sorun eden AKP hükümeti, eski uygulamalara yeni konseptler vererek kendince sorunu çözeceğini sanmaktadır.
Her şeyden önce Türkiye’nin Kürt sorunu geldiği yer olarak; şiddetin sonuç vereceği konumda olmaktan çoktan çıkmış bulunmaktadır. Ülke içinde ve dışında yapacağı şiddet operasyonları şimdiye kadar toplumda, Kürt toplumunda karşılığı olmayan ayrı yaşayalım düşüncesini hafızalara getirecekti. Özellikle kırsal kesimde ve sınır ötesinde yapılacak olan operasyonlar kendisini şehirlere taşıyacak, buda Türklerin ve Kürtlerin birbirlerine karşı durmalarına sebebiyet verecektir. Türklerle Kürtler arasındaki böyle bir toplumlu kavgaya dönüşmesi geleceğe taşınacak en büyük tehlikedir. Bu durum, toplumların bölüntüler halinde durmalarının yapı taşlarını döşeyecektir.
Böyle bir durum, şu ana kadar yaşanmışlıklar bir yana; çok derin bir kırılma yaşanmasına vesile olmuş olacaktır. Meydana gelebilecek bu tip derin kırılmalar toplum belleğinde kalıcı izler bırakacaktır.
Otuz yıllık yaşanmışlıkları ve Kürt özgürlük hareketinin toplumsal karakterini ve enerjisini bir tarafa koyalım; farz edelim ki yeni savaş konsepti başarıya ulaştı.
Ne olacak.
Savaşın yarattığı ekonomik yıkılma, bir arada yaşama kültürünün yıkılması, ortaya çıkacak yığınla ölümler.
Sonuç.
Savaşı kazananın bile yenilen kadar güçsüzleşmesi olacaktır.
Savaş devlete Pirus Zaferi getirir.