YKP, “Maraş’a yeniden dönüş hemen şimdi!” başlığı ile düzlendiği kampanyası çerçevesinde 21 Ağustos Pazar, saat 18:00’de Şht. Zeki Salih İlkokulu’nda buluşup Kapalı Maraş’ın dikenli tel örgüleri önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Kitlesel basın toplantısına Mağusa İnisiyatifi de destek verdi. Basın toplantısında YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı kampanyanın içeriğine yönelik bilgiler verdi ve destek olan teşekkür etti. Kanatlı, eylem çağrısının da YKP Gençlik tarafından yapıldığının altını çizdi.
Basın toplantısında okunan açıklama şöyle:
27 Temmuz 2007 tarihinde Maraş’taki Palm Beach Otel sahilinde dikenli teller boyunda düzenlenen basın toplantısında “Maraş’ı da kapsayacak Mağusa, geleceğin birleşik Kıbrıs’ına örnek olabilecek model bir kent olabilir” diye söze başlamıştık…
Liderlerin görüşme sürecinin tıkanması ve diyalogların bir yere gitmediği 2004 sonrası dönemde ‘çözüme giden süreçte güven artırıcı önlemler’ çerçevesinde üç net somut öneri geliştirip kampanyalara başlamıştık: “Askersiz Lefkoşa”, “Maronitlerin evlerine hemen yeniden dönüşü” ve “Mağusa’nın birleştirilmesi”. Bizlerin Kıbrıs’ın her iki yanından örgütlerle ve bireylerle bir araya gelip tekrar ve tekrar kamuoyunun gündeme taşıdığımız bu kampanyalar artık kitleler tarafından da bilinmekte ve desteklenmektedir.
Bugün gene bir kez daha bu defa, bir ayrım hattının, bu ayrım hattının önündeyiz… Maraş’ı geniş kitlelerin dikkatine taşıyan gazetelerin gösterdiği birçok fotoğraftan farklı bir açıdan Maraş’a bakıyoruz. Buralarda bir zaman on binlerce Kıbrıslı yaşamaktaydı, ancak şimdi yolun bir yanı yaşam diğer yanı ölüm! Burayı seçerken Maraş’a yalnız finansal çıkar olarak bakmadığımızı, insani değerlerle de yaklaştığımızı vurgulamak için seçtik ve şu an buradayız. Çünkü burada çifte trajediler var; bir yanda her gün çatışmayı ve savaşın izlerini görerek yaşayanlar, diğer yanda evini bırakıp gitmek zorunda kalanlar. On binlerce Kıbrıslı için bu görüntü içlerinde her gün bir şeyleri kanatmakta… Bu nedenle Maraş yalnızca turizm, yalnızca deniz ve güneş değil, insan acısıdır ve bu acıyı “hemen şimdi sonlandırmak gerek” demek için de buradayız…
1974 öncesinde Kıbrıslı Rumların yaşadığı Mağusa’nın Maraş bölgesi, günümüze dek maalesef bir pazarlık unsuru olarak tutulmuştur. Burada ne insanlar yaşamaktadır, ne de kent kullanılmaktadır. “Hayalet kent” olarak nitelendirilegelen bu yer, belki de Kıbrıs’taki çatışma geleneğinin ve bölünmüşlüğün en çarpıcı simgesidir.
1974 öncesi zengin bir tarihe, oldukça renkli ve canlı bir yaşama ev sahipliği yapmış Maraş gibi bir yerleşim yerini harabeye çevirmek, defalarca da söylediğimiz gibi uluslararası hukuğun açıkça ihlalidir.
İki tarafın siyasi elitleri, burayı insanların yararına somut kullanıma sunacak gerçek bir ortak zemin aramaksızın, Maraş konusunu bir baskı aracı olarak kullanmakta ve bu da Mağusa’da yaşamış olan ya da halen yaşamakta olan tüm insanları, oyunun kaybeden tarafı konumuna sokmaktadır. Ama unutulan gerçek şudur ki, Mağusa’da yaşayan herkes Maraş’a bakarak savaşı, savaşın izlerini ve onun yarattığı depresyonu her gün görerek hatırlamakta, çatışma travması bu şekilde kuşaktan kuşağa taşınmaktadır.
Maraş’ı da kapsayacak Mağusa, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasında çeşitli düzeylerde işbirliği, iletişim ve etkileşimi sağlayacak çığır açıcı yeni bir model yaratma fırsatı sunmaktadır. Bu bölgede böylesi bir modelin yaratılması, geleceğin yeniden birleştirilecek Kıbrıs’ına da ciddi bir örnek teşkil edecektir.
Maraş’ın yeniden iskâna açılması ve eski Mağusalıların topraklarına geri dönmesi Kıbrıs sorununun çözümüne ciddi katkı sağlayacaktır. Çözüme giden süreçte, bölgenin askersizleştirilerek Mağusalıların geri dönüşüne imkân sağlanmasıyla birlikte, Kıbrıslılar Maraş’ın yeniden inşasıyla ortak iş yaparak ekonomik çıkar elde edebilecek, Maraş’ın 74’teki nüfusunun 40 bin olduğu düşünüldüğünde, ciddi sayıda yer değiştirmiş Kıbrıslı da eski mülküne geri dönebilecektir. Bu bile başlı başına, Kıbrıslıların yeniden birleşmeye olan inancını güçlü şekilde motive edecek bir durumdur.
Bunun yanında Mağusa, bir yanında askeri kışlalarla, diğer yanda tel örgülerle kapatılmış Maraş ile, ciddi bir kuşatılmışlığı yaşamaktadır. Mağusa’nın gelişebilmesi ve çağdaş bir kent olarak tasarlanabilmesi, denizin yanında olmasına rağmen denize küs halinden kurtarılması için “Askersiz Mağusa” bir fırsattır ve bizler “askersiz bir Mağusa’nın mümkün” olduğuna inanmaktayız…
Böylesi koşullar altında çözüme giden sürece ciddi bir ivme katacak Maraş’ın, eski sahiplerine iadesini ve hemen şimdi açılmasını bir kez daha talep ettiğimizi vurgularız.
“Maraş için yarın, dönüş günü olsun”