YKP Yürütme Kurulu üyesi Alpay Durduran BM Genel Sekreterin raporunu değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
BM Genel Sekreterliği Güvenlik Konseyine görüşmelerin vardığı nokta hakkında raporunu dağıttı. Genel Sekreter varılan nokta hakkında ‘çok uzadı’ dedi. Görüşmecilerin işi uzattıklarını hala esas noktalarda aralarında uçurum olduğunu belirtti.
BM raporunda gene çok taraflı konferansa gidilebilecek kadar ilerleme beklendiğini belirten Ki Moon hızlanmayı tavsiye etti. Ancak raporun Kıbrıs ziyaretinde tehditler savuran ve görüşme çerçevesini reddeden açıklamalarıyla tepkiler yaratan Erdoğan’ın ve arkasından ona destek olan yetkililerin açıklamalarına değinmedi. Çünkü Mart sonunu kapsayan bir rapor idi. Zaten tepkilerden ürken Türkiye yetkilileri de Türkiye’nin Kıbrıs politikası değişmemiş diye demeçlere sünger çekmişti.
Biz bu döngüyü hep yaşıyoruz. Görüşmelerde açıklanmış politikalarda bir çözüm hedeflenmediği için sonuç alınamıyor ve karşılıklı suçlamalarla zaman kaybediliyor. Türkiye artık kararını vermeli yoksa verdirilmelidir. Kıbrıs Türkiye’nin değildir. Bu Türkiye halkına açıklanmalı ve çözüme desteği sağlanmalıdır. Yoksa Rum tarafı da çözüme zorlanamayacak ve iki toplumun arası düzelmeyecektir.
Kuzeydekiler açıkça çözümü desteklemektedir ama seçilmiş bir idare varmış gibi görülse de halka rağmen Türkiye’nin zikzaklarını izleyen bir tutum sürdürülmekte ve sonuç alınmamaktadır.
Hala daha her tarafta gençlere kırsal alanda asra dağıtmalarından bellidir ki görüşmelerin en zor kısmını oluşturan toprak ve yönetim bölgelerinde emrivaki yaratılmaya çalışılmaktadır. Nüfus yapısı üzerinde de kabulü olanaksız emrivakilere devam edilmektedir.
Bu halde sürdürülen görüşmelerden hayır çıkmaz.
Kim olursa olsun doğal yollardan saparak uzlaşma getiremez. BM’nin uluslar arası konferansa işaret etmesi bunun kanıtıdır. BM’nin takvimi olmak zorundadır. Ona da işaret edilmektedir. Kim ne derse desin bunlar olacaktır ve BM bıkınca konferans çağırmaya çalışacaktır. Onun için de AB’yi devreye sokacaktır. Ancak geçen zaman kuzeyde tahribata yol açmakta olduğu için acının kuzeyde yaşayanlar çekecektir. Türkiye’yi buraya yolladığı ve burada yaşamaları için desteklediği insanlarına olsun insaflı olmalıdır.
Kıbrıs sorunu kapattım deyip de kapatılacak bir sorun değildir.
Şakşakçıları kaldıysa görüşmelere destek olma cesareti göstermeye davet ederken AB’yi ülkesinin sorunlarını çözmek için dikkate çağırırız.