kıbrıs haberKıbrıslı Rum Basın ÖzetleriKIBRISLI RUM BASIN ÖZETLERİ 23/9/2011
yazarın tüm yazıları:

KIBRISLI RUM BASIN ÖZETLERİ 23/9/2011

Yeniçağ podcastını dinleyin

FİLELEFTEROS gazetesinin bugünkü ana haberi Türkiye’nin Doğu Akdeniz bölgesinde yaratmaya çalıştığı yeni oldubittiler. Gazeteye göre, Türkler, Erdoğan-Eroğlu “anlaşması” sonrası yeni oldubittiler yaratma ve bunları genişletme politikası izlemeye başladılar. Ankara, yasadışı devleti kullanarak Kıbrıs ile Türkiye arasındaki deniz bölgesinde araştırma başlatıp, devamında bunu belli bir süre önce uluslararası topluma verdiği koordinatlar temelinde adanın batısına doğru genişletmeyi hedefliyor. Bölgede Türkiye’nin bu araştırmalarını haklı kılacak yeraltı kaynaklarının olmadığının görülmesine rağmen, bölgede oldubittiler yaratma ana hedefiyle Kıbrıs’ın batısına platform kuracakları görünümü veriyorlar. Türkiye bu yönde politika geliştirirken dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas “Olası hidrokarbonların bulunmasının ve çıkarılmasının Kıbrıs sorununda adil, işler ve yaşayabilir bir çözüme kısa sürede varmamızda Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler için güçlü bir motivasyonu daha teşkil edeceği görüşündeyiz” dedi. Cumhurbaşkanı bu arada Kıbrıslıtürklere koşullardan bağımsız olarak olası hidrokarbonların bulunması ve değerlendirilmesinin sonuçlarından yararlanacaklarının güvencesini de verdi. Cumhurbaşkanı, Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüşmesinin ardından da, Türkiye’nin çözüm için iyi niyet göstermemesi durumunda çözüm öncesi doğal kaynaklardan gelir elde edilmesi halinde bunun her iki toplumun da yararına nasıl kullanılabilineceğinin yollarını araştıracağı görüşünü ifade etmişti.

 

Gazetenin diğer haberlerinden bazıları

– Sondaj çalışmalarında dün denizin altında 300 metre derinliğe inildi ve herhangi bir sorun yaşanmaksızın her şey normal akışı içinde seyretti. Türklerin Çarşamba günü yaptıkları bazı müdahaleler dün tekrarlanmadı. Araştırma şirketinin helikopteri platform ile Limasol arasında üç uçuş gerçekleştirdi ve herhangi bir müdahale ile karşılaşmadı. Ticaret Bakanlığı Enerji Dairesi Müdürü Solonas Kasinis’in yaptığı açıklamaya göre, yarın sondaj çalışmalarında 940 metre derinliğe inilecek. Jeolojik bazı incelemeler için bu derinlikten örnekler alınacak. Bu örnekler incelenmek üzere Amerika Birleşik Devletleri’nin Huston kentine gönderilecek. Kasinis’e göre Aralık ayında ise 2,5-3 kilometre derinliğe inildiğinde, Afrodit platformundan gaz kokusu alınmaya başlanacak. Sondaj çalışmasında 5,800 metreye kadar inilecek. Bunun ilk 1700 metresi deniz. Bu arada Kasinis’e göre, Afrodit parseli kaynak açısından iyi bir alan ancak yapılan ön değerlendirmelere göre yeterli oranda kaynak bulunan daha başka parseller de var. Kasinis yaptığı açıklamada, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik alanındaki bazı parsellerde Afrodit’ten de daha iyi kaynakların var olduğu izlenimini de verdi.

 

SİMERİNİ gazetesinin bugünkü ana haberi Türk profesörlerin Mersin ile Girne arasındaki bölgede doğal gaz yataklarına ilişkin değerlendirmeleri. Gazeteye göre, Türkiye’deki profesörler Türkiye ile yasadışı devlet arasında varılan ve adanın kuzeyinde araştırma yapılmasını öngören anlaşmaya şüphe ile yaklaştılar. Profesör Cengiz Aktar bu anlaşmayı gülünç olarak niteledi ve Mersin ile Girne arasındaki bölgede petrol olduğuna dair herhangi bir göstergenin olmadığını vurguladı. Aktar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adanın güneyinde araştırma yaptığına da dikkat çekerek Türkiye’nin gerginlik yaratma hakkının olmadığı görüşünü de savundu. Sadece yasadışı devlet adına bunu yapabileceğini ancak yasadışı devletin de uluslararası alanda tanınmadığına dikkat çekti. Aktar, Türkiye’nin politikasızlığı nedeniyle bölgeye donanmasını gönderdiği değerlendirmesinde de bulundu. Türkiye ise buna rağmen maceracı politikasına devam ediyor ve Kıbrıs’ın parsellerinin bazıları üzerinde de hak ileri sürüyor.

 

Gazetenin diğer haberlerinden bazıları

– Limasol Belediye Başkanlığı konusu DİKO için açık. Aralık ayında yapılacak belediye seçimleri için partiler arası temaslar devam ediyor. EVROKO liderliği dün DİKO ve EDEK yöneticileriyle bir araya geldi. Hangi partinin hangi belediye başkanlığı için aday göstereceğinin ele alındığı bu görüşmeyi daha başka görüşmeler de izleyecek. EVROKO’nun dünkü temaslarında bir ilk görüş alış verişi yapıldı ve yerel kriterler temelinde bazı işbirliklerinin yapılabileceği görüşü ortaya konuldu. DİKO bu konuya ilişkin kesin tavrını önümüzdeki hafta belirleyecek. Bu arada Limasol Belediye Başkanlığı’na DİKO’nun aday göstermesi konusu henüz kapanmadı. Parti Genel Sekreteri Kenevezos’un geniş bir ittifak temelinde aday olması için adı masada olmaya devam ediyor. Bu konuda top Kenevezos’ta ve kararı kendisi verecek.

– Kıbrıs’ta yaşlılar evlerinde bulunanların %50’si altzhaymer hastası. Kıbrıs’ta yaklaşık 7-8 bin altzhaymer hastası olduğu tahmin ediliyor. Bu alanda uzman doktor İrini Yeorgiyu’ya göre, 65 yaş grubunda %1-2 oranında olan altzhaymer hastalığı 85 yaş ve üstünde ise %11-14 oranına, 90 yaş üstünde ise %21 oranına ulaşıyor. Bu hastalığın başlangıcı ise 50–60 yaş arasında görülüyor.

 

POLİTİS gazetesinin bugünkü ana haberi “Kıbrıslıtürklere açılım tehditlere kontra” başlığı altında Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’ın dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma. Gazeteye göre, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğal gaz arama çalışmalarına yönelik Ankara’nın gündeme getirdiği politikalara karşı Lefkoşa Kıbrtıslıtürklere açılım yaptı. Türkiye ile yasadışı devlet arasında kıta sahanlığı anlaşması imzalanmasından birkaç saat sonra, Kıbrıslıtürklerin hakları ile ilgili olarak Türkiye’nin bahaneleri de ortadan kaldırmak için Cumhurbaşkanı Hristofyas Birleşmiş Miletler Genel Kurulu kürsüsünden Kıbrıs sorununun çözümü öncesinde dahi, bulunması durumunda Kıbrıslıtürklerin de doğal zenginliklerden yararlanacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında  “Olası hidrokarbonların bulunması ve değerlendirilmesinin sonuçlarından, koşullardan bağımsız olarak, yararlanacaklarının güvencesini Kıbrıslıtürk yurttaşlarımıza vermek istiyorum” dedi.

 

Gazetenin diğer haberlerinden bazıları

– Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik tehditlerinin Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda ele alınması bekleniyor. AKEL’in Avrupa Parlamentosu üyeleri Takis Hacıyeorgiyu ile Kiryakos Triandafillidis’in girişimleri sonrası Avrupa Parlamentosu siyasi grup başkanları bu konuyu Genel Kurul’a götürmeyi kabul ettiler. Elde edilen bilgilere göre, bu tartışmanın önümüzdeki Salı günü yapılması bekleniyor. Bu tartışma sırasında Avrupa Komisyonu’nun dış politika sorumlusu Aston’un da Parlamento’da bulunması öngörülüyor. Tartışma sırasında her gruptan milletvekilleri söz alacak. Komisyon ile Konsey’in temsilcileri de konuşacak. Bu arada Türkiye’nin Kıbrıs’a yönelik tehditlerinin Komisyon’un yıllık raporuna girmesi için de Brüksel’de uğraş veriliyor. Bu yılki raporda Kıbrıs ile ilgili olarak geçen yıla göre ciddi bir değişik yaklaşım beklenmiyor.

 

HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana haberi Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’ın dün Birleşmiş Miletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma. Gazeteye göre, Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na seslenirken Türkiye’nin yasadışı devlet ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin münhasır ekonomik alanında araştırma yapma anlaşmasını kınadı. Cumhurbaşkanı bu anlaşmanın sadece Kıbrıs Cumhuriyeti için değil, uluslararası toplum için de tahrik teşkil ettiğini söyledi. Türkiye ve Kıbrıstürk liderliğinin müzakerelerde Kıbrıs sorununun kısa sürede çözümüne katkıda bulunacak yapıcı bir tutum içerisinde olmaya odaklanmak yerine, gerginlik ve yeni yasadışı oldubittiler yaratmaya çalıştıklarına da dikkat çekti. “Yeni Türk tehditleri Avrupa Birliği üyesi bir devlete karşı yapılmaktadır ve aynı esnada Türkiye AB üyesi olmak için müzakerelerinde yeni başlıkların açılmasını arzulamaktadır” dedi. Türkiye’nin bu tavrı karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi ve daimi olmayan üye devletlerinin ve Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakkını kullanmasını savunarak tutumlarını çok net bir biçimde ortaya koymalarından duyduğu memnuniyeti de ifade eden Cumhurbaşkanı Hristofyas konuşmasının devamında “Güvenlik Konseyi’ni, Genel Sekreterliği ve genel olarak Birleşmiş Milletleri tehditlere, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğinin ihlal edilmesine, uluslararası hukukun ve Avrupa hukukunun ihlal edilmesinin devam etmesine katlanmayacaklarını Türk liderliğine net bir şekilde göstermeye çağırıyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı konuşmasında Kıbrıs sorunu ile ilgili sürece değinirken de iyi niyet misyonu çerçevesinde verdiği uğraşılar için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne teşekkür etti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin yakın bir zamanda iki toplumun liderleriyle gerçekleştirdiği görüşmelerde, müzakerelerin zeminini iki tarafın da tekrar teyit etmesini ısrarla istemesinin yerinde olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas, Kıbrıslıtürk liderin bazı önemli konularda üzerinde anlaşmaya varılmış olanlardan maalesef geri adım attığına da dikkat çekti ve “İlerleyebilmemiz ve kısa sürede çözüme ulaşabilmemiz için yegâne yolun, Genel Sekreter önünde iki tarafın üstlendikleri taahhütlere uymaları olduğuna inanıyoruz. Müzakereler geri adımlar ve geri çekilmeler olmadan ve net bir zemin üzerinde yapılmalıdır” dedi. Cumhurbaşkanı üzerinde anlaşmaya varılmış olan çerçeve içerisinde ve üzerinde anlaşmaya varılmış olan prosedür temelinde mümkün olan en kısa sürede Kıbrıs sorununun çözümü için çalışmaya devam edeceğine tam bağlılığını ifade etti. Çözüm çabasını güçlendirecek koşulların yaratılması için Türk işgali nedeniyle 1974’ten itibaren boş bir şekilde tutulan Avrupa kenti Mağusa’nın Birleşmiş Milletler Örgütü yönetiminde yasal sakinlerine iade edilmesi için yaptığı öneriyi de hatırlatan Cumhurbaşkanı Hristofyas “önerimiz Avrupa Birliği’nin gözetimi altında kentin limanının Kıbrıslıtürkler tarafından kullanılmasını içermektedir. Önerimizin uygulanması müzakereleri ve iki toplum arasında güven ortamını azami derecede güçlendirecektir. Böylesi bir şey ayrıca Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş süreciyle ilgili olan Türkiye’nin müzakere başlıklarının dondurulmasının sona ermesine de yol açacaktır. Mağusa’nın boş tutulan kentinin Birleşmiş Milletler idaresine verilmesinin ve kentin yasal sakinlerinin geri dönüşünün Güvenlik Konseyi’nin 1984 yılında aldığı ve Türkiye’nin uygulamayı reddettiği 550 sayılı kararla istenmekte olduğunu hatırlatıyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Hristofyas Orta Doğu sorununa da değindiği konuşmasında, Kıbrıs’ın uluslararası toplumun aldığı kararlarla belirlediği ilkeler zemininde barış sürecinin yeniden başlamasını hayati önemde gördüğünü de belirterek “Kıbrıs, müzakerelerin yeniden başlamasını desteklemekte ve iki tarafı toprak üzerinde yeni oldubittiler yaratılmasından kaçınarak, samimiyet ve iyi niyetle müzakerelerde yer almaya çağırmaktadır. İki bağımsız devlet çerçevesinde istikrar ve güvenlik koşullarında barışçıl bir geleceği hem İsrail halkı, hem Filistin halkı hak etmektedirler. 1967 sınırlarında İsrail devletinin yanında özgür ve bağımsız bir Filistin devleti hakkındaki ilkeli tezimizi koruyoruz. Buna paralel olarak, henüz çok yakın bir zaman önce İsrail’de masum insanların ölümüne neden olan faaliyetleri mahkûm ediyoruz” dedi.


 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
357AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin