Kıbrıs Postası’ndan Şermin Sarro 17 Eylül tarihinde bir haber yaparak daha önce bilinen bir konuya bir kez daha dikkat çekmişti. Haber aslında daha önce KKTC vatandaşlığı bilinen Alp Yalman ile ilgiliydi. Haber şöyleydi:
“Türkiye spor camiasının tanıdık isimlerinden Galatasaray Spor Kulübü Eski Başkanı ve İşadamı Alp Yalman’ın KKTC vatandaşı olduğu ve KKTC kimliğinde belirtilen ikamet adresinin Jasmine Court Girne olduğu ortaya çıktı. Dünya Medeniyetler Kraliçesi güzellik yarışması için jüri üyesi olarak adada bulunan Alp Yalman’ın, KKTC kimlik kartında ikamet adresinin Jasmine Court olduğunun ortaya çıkması, KKTC devleti tarafından ciddi bir yasa dışılığa göz yumulduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Güzellik yarışması için bugün YDÜ’de basının karşısına geçen Alp Yalman, esprili bir dille KKTC vatandaşı olduğuna değinerek, kimlik kartında belirtilen ikamet adresinin güzellik yarışmasının yapılacağı yer olan Jasmine Court Otel olduğunu kaydetti. Alp Yalman’ın basının karşısında böyle bir durumu açıklaması, basın toplantısında bulunan diğer organizatörler ile jüri üyelerinin tedirginlik yaşamasına neden oldu. Kimlik kartının verildiği tarih 4 Şubat 1992 olarak görülüyor.”
Ancak Alp Yalman’ın vatandaşlığı daha önce, 18 Nisan 2004 tarihli Hürriyet Gazetesinde zaten yayınlanmıştı. Yani yeni bir şey değildi ama konunun yeniden gündeme gelmesi açısında önemli…
Bakanlar Kurulu Sekreterliği itirafı: “verilen vatandaşlıkları sakladık”
Bu vatandaşlık dağıtımı konusu dediğimiz gibi yeni değil. YKP daha önce konuyu AİHM götürmüştü. Ancak Ergenekon konusunu mecliste tartışılırken konu verilen bir resmi yazı ile bir kez daha hatırlanmıştı. Yeniçağ Gazetesi Ocak 2011’de yayınladığı haber ile konuya bir kez daha dikkat çekmişti:
“Türkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla Oluşturulan Meclis Araştırma Komitesi” soru sordu, Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Şifa Zeki imzası ile cevap verdi. Cevap aslında vatandaşlık konusunda durumu net olarak anlatmakta; irade verilen vatandaşlıkları resmi gazetede yayınlanmamasıydı…
Evet, yazıda aynen bu cümle bulunmakta… Mustafa Özbek’in “kktc” vatandaşlığı ile ilgili “Bakanlar Kurulu kararı 1992 yılında alınmış olup o dönemdeki yürürlükte bulunan yasal mevzuatta yurttaşlığın kazanılması veya kaybedilmesine ilişkin kararların Resmi Gazetede yayınlanması zorunluluğu bulunmamaktaydı. Ayrıca ilgili dönemin Bakanlar Kurulu üyelerinin iradesi söz konusu kararın Resmi Gazetede yayınlanmaması yönündeydi. Keza 25/1993 sayılı yurttaşlık Yasasının yürürlüğe girdiği 1993 yılına kadar genel uygulama da bu yöndeydi. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu kararı ile yurttaşlığa alınan ve yayınlanmayan başka yurttaşlık örnekleri de bulunmaktadır.”
Bu yazıdan sonra hala Kıbrıs kuzeyinde nüfusu bilen, vatandaşlıları tam olarak bilen biri var mı diye sormaya gerek kalır mı?
Bu olaylar ilk kez ortaya çıkmıyor. Daha önce Sinan Aygün de bir şov yapmış, bir konferansta “Yarım saat içinde vatandaş oldum” demişti. Hürriyet Gazetesi 2007 açılan davada 156 kişinin aldığı vatandaşlığın iptal edilmesi üzerine bir haber yapmış, o haberde “Avukat Emine Erk, 241034 kimlik numaralı Sinan Aygün’ün adres olarak gösterdiği “Selçuklu Sokak. Bakanlıklar Yolu. Gelibolu / LEFKOŞA” adresinin de sahte çıktığını belirterek “Noter huzurunda yapılan yoklamada, bu kişinin bu adreste oturmadığı da tespit edildi” da dediği belirtilmişti.
Ata Atun 2009 yılında yazdığı bir makalede “Jak Kamhi’nin ve Kamhi ailesinin KKTC’ye yaptıkları hizmetler nedeni ile dönemin KKTC Cumhurbaşkanının da desteği ile 29 Ocak 2003 tarihinde, iktidarda bulunan Derviş Eroğlu liderliğindeki UBP-DP koalisyon hükümeti Bakanlar Kurulu, vatandaşlık yasasının Bakanlar Kuruluna verdiği yetki ile Jak Kamhi’ye ve Kamhi ailesinden Tüli Kamhi, Şinasi Kerim Kamhi ve Hayati Kamhi’ye KKTC vatandaşlığı verilmesi kararını almıştı. (Bakanlar Kurulu Karar No. E-235-2003 Tarih: 29/1/2003)” bilgisini de vermişti.
Atun’un yazının devamında; “Vatandaşlıkları iptal edilen bu 156 kişinin içinde, Jak Kamhi (KKTC Kimlik Kartı No. 242968) ve Kamhi ailesinden üç kişiye ilaveten, ATO Başkanı Sinan S. Aygün (KKTC Kimlik kartı NO. 241034), Vatan ve Alman hastanelerinin sahibi, Universal Hospitals Group Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu’da (KKTC Kimlik Kartı No. 246681) bulunmaktaydı” bilgisi de verilmekteydi.
Atun’un yazısında olayın gelişimi ile ilgili de bilgi verilmekteydi; Bakanlar Kurulunun aldığı kararın üzerinden daha 1 hafta bile geçmeden 5 Şubat 2003 tarihinde dönemin ana muhalefet partisi CTP tarafından, listede kimlerin olduğu iyice incelenmeden ve getirisi ile götürüsü hesaplanmadan açılan dava 4 yıl sürdü ve Yüksek İdare Mahkemesi KKTC Bakanlar Kurulu’nun 2002-2003 döneminde verdiği vatandaşlıklarda usulsüzlük yapıldığını hükme bağladı. Dava sonunda haklarında dava açılan 223 kişiden 156’sının vatandaşlıkları iptal edildi.”
Ancak iptal edilmeyenlerle ilgili Hürriyet haberinde “Tibuk da dava edilenler arasında yer aldı. Ancak CTP ve Talat 2 yıl önce Tibuk’un da aralarında bulunduğu 67 kişi hakkında açtıkları davayı geri çekti. Bu nedenle Tibuk’un KKTC Bakanlar kurulu kararıyla verilen vatandaşlığı geçerliliğini korudu” bilgisi yer alıyordu…
Yani Besim Tibuk hala “vatandaş”(!)…
Ergenokan sanıkları da “vatandaş”!
Ergenekon davası sanıklarından bazı da KKTC vatandaşlığı alanlardandı…
Akın Birdal’ı vuran tetikçi Semih Tufan Gülaltay’ın vatandaşlığı iptal edildiği haberi 18 Temmuz 2008 tarihli Yenidüzen gazetesinde yayınlandı.
Haberde “Vatandaşlık kararının 20 Mayıs 1993te alındığını söyleyen Usar, ilgili bakanın herhangi bir önerisi olmadan vatandaşlığa alınan Gülaltayın KKTCye ilk kez 25 Temmuz 1993te geldiğini ve 26 Temmuzda vatandaşlık belgesini aldığını belirtti” denmekte…
Radikal Gazetesi, 10 Nisan 2009 tarihinde “tam listeyi”(!) yayınlamıştı:
Mustafa Özbek: Eski Türk Metal Sendikası Başkanı. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu. KKTC vatandaşı.
Sinan Aygün: Ankara Ticaret Odası Başkanı. Ergenekon davası sanığı. KKTC vatandaşı oldu. Daha sonra yüksek mahkeme kararıyla vatandaşlığı iptal edildi.
Semih Tufan Gülaltay: Ergenekon davası sanığı. Akın Birdal’a suikasttan hüküm giymişti. KKTC vatandaşlığı iptal edildi.
Muzaffer Tekin: Eski yüzbaşı. Ergenekon sanığı. O da KKTC vatandaşı.
Mecit Hazır: 26 Mart 1997’de KKTC vatandaşı oldu. Türk Metal Sendikası yöneticisi. Ergenekon’dan gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı.
Pevrul Kavlak: 16. 10. 2002’de KKTC vatandaşı oldu. Mustafa Özbek’in genel başkanlığa aday gösterdiği Kavlak Ergenekon’dan gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı.
Süleyman Erdinç: 18.10.2002’de KKTC vatandaşı oldu. O da Ergenekon’dan gözaltına alınıp serbest bırakıldı.
“KKTC” vatandaşı İtalyan Senatörler
17 Kasım 2010 tarihinde AA geçtiği haberde şu bilgi veriliyordu; “Hüseyin Özgürgün, Girne’de Mercure Otel’de düzenlenen basın toplantısında, geçen yıl KKTC vatandaşlığı için başvuran İtalyan Senatör Paolo Amato‘nun, Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararla KKTC vatandaşı olduğunu açıkladı.”
Yenidüzen 18 Şubat 2010 tarihinde yayınladığı TAK’ın haberinde “Mehmet Ali Talat, İtalya’daki temasları çerçevesinde bazı İtalyan milletvekilleri ve senatörlerle bir araya geldiği öğle yemeği sona erdi. Yemek sonrasında yemeğe katılan, İtalyan hükümetini oluşturan Özgürlükçü Halk Partisi’nin Senatörü ve KKTC vatandaşlığı talebinde bulunan Pietro Paolo Amato ile İtalyan Ana Muhalefet Partisi Demokrat Parti’nin Senatörü ve KKTC vatandaşı Marco Perduca” ile toplantısının haberi veriliyor…
İşin komik tarafı 23 Temmuz 2007 tarihinde AA’nın bir haber daha yayınlandı gazetelerde; “başvuru belgelerini dün KKTC Dışişleri Bakanı Turgay Avcı’ya sunan İtalya Parlamentosu üyesi ve eski Avrupa Parlamentosu milletvekili Maurizio Turko ile Transnational Radikal Parti Genel Konseyi üyesi Marko Pedruka” diye verilmişti haber…
7 Ekim 2007’de Cumhuriyet Gazetesi haberi ise şöyleydi; “Parlamenter Turco ile Radikal Parti Genel Başkan Yardımcısı Perduca, İtalya Temsilciler Meclisi’nde düzenlenen törenle KKTC pasaportlarını aldılar. İtalya’daki hükümetin ortaklarından, Radikal Parti Genel Başkan Yardımcısı Marco Perduca ile parlamenter Maurizio Turco artık KKTC vatandaşı…”
2007’den 2010’a giden bir vatandaşlıklar hikayesi ve İtalya’da başkasına verildi mi bilinmiyor ama bilinen senatör İtalyanlar da “vatandaşlık” listesinde!
Çinlilere de vatandaşlık
Hatırlanacağı gibi Kenan Akın da Çinlilere vatandaşlık verme konusunda karışmıştı. 12 Mayıs 1999 tarihinde Sabah Gazetesi haberi şöyleydi:
“KKTC’nin eski Tarım ve Orman Bakanı Gazimagosa Milletvekili Kenan Akın Çinli bir aileye 10 bin dolar karşılığında pasaport vermekle suçlanıyor. KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) pasaport skandalı ile sarsılıyor. Tarım ve Orman eski bakanı ve Demokrat Parti (DP) Gazimagosa Milletvekili Kenan Akın hakkında ortaya atılan Çinli bir aileye para karşılığı, ”vatandaşlık ve pasaport” teklif ettiği iddiası kıyameti koparttı. Kenan Akın, Kıbrıs FM radyosunda canlı yayında ağladı. Kanada’da bulunan Vigor Time Ltd direktörü Murat Özen ile Mersin’den Uysal Altuğ’u suçlayan Akın, ”pişman” olduğunu söylerken gözyaşlarını tutamadı. Programa telefonla katılan Murat Özen Çinli ailenin KKTC vatandaşı yapılması için, Uysal Altuğ’a 10 bin ABD doları verdiğini, ailenin vatandaş yapılmadığı gibi parasını da geri alamadığını söylerken. Özen’in açıklamaları üzerine telefona sarılan Uysal Altuğ parayı masraflar için aldığını, daha sonra işe mafyanın girdiğini ve parayı zorla kendisinden aldıklarını iddia etti.
Kimler yok ki?!
18 Nisan 2004 tarihli Hürriyet Gazetesindeki listede birçok farklı isim daha açıklanmıştı. İşte haberden bazı isimler:
YALIM EREZ (eski Sanayi Bakanı) – Referandumda ‘evet’ vereceğim
1986 yılında dört arkadaş Kıbrıs’ta inşaat malzemeleri üzerine ilk yatırımımızı yaptık. Daha sonra işimizi Girne, Magosa ve Lefkoşe’ye yaydık 1988 yılında yatırım plaketi alınca, o zamanki KKTC hükümeti bize vatandaşlık teklif etti, seve seve kabul ettik. Önce bize, sonra ailelelerimize vatandaşlık verildi. Seçimlerde oy kullanmaya gideceğim ve ‘evet’ oyu vereceğim. Kıbrıs vatandaşlığından çıkmayı düşünmüyorum.
RASİM KARA (Eski BJK antrenörü) – Oy konusunda şimdilik kararsızım
1976’de Türk Milli Futbol takımının adadaki ilk milli maçı için KKTC’ye gitmiştim. Daha sonra antrenör kurslarına gittim, seminerler verdim. Bu kurslarda yetiştirdiğim futbolcuların bazıları daha sonra milletvekili, bakan oldu. 1997’de onların ısrarı sonucu KKTC vatandaşı oldum. Bugüne kadar oy kullanmamıştım. Referandumda adaya gitmeyi, oy kullanmayı düşünüyorum. Evet oyu kullanaktım, fakat Denktaş’ın son açıklamalarından sonra düşünmeye başladım. Şu anda kararsızım.
MİTHAT YÜMLÜ (Perpa Başkanı) – Biz de yabancıya vatandaşlık verelim
Kıbrıs’a yatırımı teşvik için götürülen heyetlerde bulunduğum sırada bana ve birçok işadamı arkadaşıma vatandaşlık teklif edildi. Gurur duyarak kabul ettim, hiçbir biçimde çıkmayı düşünmüyorum. Referandum konusundaki düşüncelerime girmek istemiyorum ama o dönem KKTC yönetiminin yaptığı bu uygulama son derece doğrudur ve Türkiye de aynı KKTC gibi yabancı işadamlarına vatandaşlık vermelidir. Bu hem yatırımı artırır, hem de lobicilik faaliyetlerine katkıda bulunur.
NAZLI ILICAK – Ev aldım, seçmen kaydımı yaptırdım
1995’te Girne’de Bellapais dedikleri bir manastırın yanında, eskiden ev olan bir lokantada yemek yedim. Adı Abbeyhouse olan bu lokantayı İngiliz eşcinsel bir çift işletiyordu ve ayrılacakları için lokantayı devretmek istiyorlardı. Fiyatı da Türkiye’ye göre düşük olduğu için burayı ev olarak satın aldım. İkametgahım olunca vatandaşlık için de başvurdum ve kabul edildim. Muhtara seçmen kaydımı yaptırdım, referandumda Kıbrıs’ta olacağım ve oyumu kullanacağım. Kıbrıs’ın AB’ye girmesini olumlu bulduğum için oyum ‘evet’ olacak.
“PARA KARŞILIĞI YABANCILARA PASAPORT VE VATANDAŞLIK TEKLİFİNDE BULUNULUP BULUNULMADIĞI HAKKINDA MECLİS ARAŞTIRMA KOMİTESİ (M.A.NO: 1/1/99)”NİN KONU HAKKINDAKİ RAPORUDUR
Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünün 120’nci maddesi uyarınca para karşılığı yabancılara pasaport ve vatandaşlık teklifinde bulunulup bulunulmadığı konusunda kurulan Komitemiz, konu ile ilgili araştırmalarını yapmak amacıyla 28 Mayıs 1999 tarihinde ilk toplantısı ile çalışmalarına başlamış, 8 Haziran 1999, 22 Haziran 1999, 29 Haziran 1999, 23 Ağustos 1999, 25 Ağustos 1999, 27 Ağustos 1999, 31 Ağustos 1999, 22 Eylül 1999, 1 Kasım 1999, 8 Kasım 1999, 11 Kasım 1999, 21 Ocak 2000, 3 Şubat 2000, 18 Mayıs 2000 ve 30 Mayıs 2000 tarihli toplantıları ile çalışmalarına devam etmiş ve 5 Haziran 2000 tarihli toplantısı ile de çalışmalarını tamamlamıştır.
Komitemiz, konu ile ilgili olarak yapmış olduğu toplantılarda öncelikle Polis Genel Müdürlüğü Müfettişinin hazırlamış olduğu dosyayı detaylı bir şekilde incelemiş ve verdiği bilgileri değerlendirmiştir. Dosyanın incelenmesi sonucunda ilgili Bakanlıklar ve Kurumlarla yazışarak gerekli belgeleri temin eden Komitemiz, konu ile ilgili olarak sırasıyla Renfrew Security Bank Müdürü Sayın Kamran Zaheer’i, vatandaş olan Çinlilerden Sayın David Chen’i, Sayın Tong Zheng Rong’u, Göçmen Yatırımcı Programı ile ilgili New Generation Consultancy Ltd. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali Demirağ’ı, Muhaceret Dairesi Müdürü Sayın Mustafa Miralay’ı, KKTC Başsavcısı Sayın Akın Sait’i, yine Göçmen Yatırımcı Programı ile ilgili Sino-Cyprus Tourism Yöneticisi Sayın Bümen Şefik’i, Demokrat Parti Genel Başkanı Sayın Serdar Denktaş’ı, Demokrat Parti Gazi Mağusa Milletvekili Sayın Kenan Akın’ı, Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Sayın Mehmet Akyerli’yi, Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri Sayın Caner Sarphan’ı ve Başbakanlık Müsteşarı Sayın Mustafa Tokay’ı dinleyerek kapsamlı bir çalışma sonucunda görevini tamamlamıştır.
Komitemiz, çalışmalarını “Olayların Gelişimi”, “Tespitler”, “Tavsiyeler” ve “Sonuç” olmak üzere dört başlık altında kaleme almayı uygun bulmuştur.
I- OLAYLARIN GELİŞİMİ:
A- Birinci Göçmen Yatırımcı Programı ile İlgili Gelişmeler:
Bakanlar Kurulu, 3 Temmuz 1996 tarihinde Ek:1’de sunulan A-944-96 sayılı kararla New Generation Cosultancy Ltd.’in sunduğu göçmen yatırımcılarla ilgili prosedür program ve anlaşma beyanı ile ilgili tekliflerini prensip olarak uygun bularak, sözkonusu tekliflerinin Ekonomi ve Maliye Bakanlığınca Başsavcılıkla bilaistişare incelenerek gerekli işlemleri yapmak ve sonucunu Bakanlar Kuruluna sunmak üzere Ekonomi ve Maliye Bakanlığını yetkili kılmıştır.
Bakanlar Kurulu, birinci kararla ilgili prosedürü yerine getirmeden Ek:2’de sunulan E-567-96 sayılı ve 18 Aralık 1996 tarihli yeni bir karar alarak Sino-Cyprus Ltd. isimli ikinci bir şirketi de yetkilendirmiştir.
Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, Bakanlar Kurulunun birinci kararını 18 Şubat 1997 tarihinde Başsavcılığa göndermiş ve görüş istemiştir. Başsavcılığın konuya yanıtı herhangi bir protokol veya anlaşma olmadığı için olumsuz olmuştur.
Bakanlar Kurulu izlediği bu yöntemle suç unsurlarının yeşermesine zemin hazırlamıştır.
New Generation Cosultancy Ltd. program gereği belirtilen kırk kişilik grubu tamamlayamadığı için hiç göçmen yatırımcı getirmemiştir.
B- Sayın Kenan Akın Olayı ile İlgili Gelişmeler:
Sn. Kenan Akın yakın arkadaşı hem T.C. hem de K.K.T.C. vatandaşı olan Sn. Uysal Altuğ ve ismini ısrarla söylemediği T.C.’li Avukat ile Tarım ve Orman Bakanlığı görevini yürüttüğü bir zamanda göçmen yatırımcı programından esinlenerek göçmen yatırımcı getirtmek amacıyla devlete ait resmi bir belge niteliğinde bir belge hazırlarlar.
Uysal Altuğ ile işbirliği yapan Murat Özen ile eşi Maggie Lai Siu Ling’e ait Vigor Time Limited (Hong Kong) ve Vigor Time Enterprises (Canada)’a hitaben ingilizce olarak yazılan ve Tarım ve Orman Bakanlığı amblemli 25 Kasım 1996 tarihli Ek:3’de sunulan belgeyi Sn. Kenan Akın imzalar ve Uysal Altuğ’a verir. Bu yazı ile sözkonusu şirket göçmen yatırımcı getirmek için yetkili görülür. Ayrıca göçmen yatırımcılara bir ay içerisinde Türkiye Cumhuriyeti pasaportu alma garantisi veriliyor.
Sn. Kenan Akın’ın Uysal Altuğ’a verdiği belge sözü edilen ve Türkiye’de avukatlık yapan ve isminin Sn. Kenan Akın tarafından ısrarla söylenmemesi düşündürücü olan avukat tarafından yazılmış olup bu belgenin Tarım ve Orman Bakanlığında da kaydı bulunmamaktadır.
Tedavüle sunulan belgeyi Sn. Kenan Akın’dan alan Uysal Altuğ, Murat Özen’e gönderir ve bu belgedeki taahütlere inanan Chen Chenke, Weifeng Zeng ve Weimin Zeng isimli çocukları ile Murat Özen ve eşi Maggie Lai Siu Ling’le birlikte 29 Nisan 1997 tarihinde Kıbrıs’a gelirler.
Sözkonusu Şahıslar 30 Nisan 1997 tarihinde Sn. Kenan Akın’ı makamında ziyaret ederler. Bu ziyarette getirdikleri parayı gümrüğe deklare etmediklerini öğrenen Sn. Kenan Akın, bir gün sonra Gümrük Dairesi Müdürünü arayarak gerekenin yapılmasını rica eder ve Chen Chenke’nin getirdiği 100 bin ABD Doları gümrüğe deklare edilir. Ayrıca Sn. Kenan Akın’ın odasında Murat Özen, Uysal Altuğ’a 10 bin ABD Dolarını makbuz karşılığı verir.
Haziran 1997 tarihine kadar müteaddit defalar yurtdışına gidip gelen sözkonusu şahıslar vatandaşlık işlemlerinin yapılmadığını görünce kendilerine yardımcı olması için dönemin Dışişleri ve Savunma Bakanı Sn. Taner Etkin’i ziyaret ederler. Sn. Kenan Akın’ın verdiği belge uyarınca yatırım yapmak için KKTC’ye geldiklerini; Sn. Kenan Akın ve Uysal Altuğ ile temasları olduğunu, vatandaşlık masrafları için 10 bin ABD Dolarını Uysal Altuğ’a verdiklerini ancak dolandırıldıklarını ve bugüne kadar işlemlerinin yapılmadığını anlatırlar. Sn. Taner Etkin de olayı Demokrat Parti Genel Başkanı ve dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sn. Serdar Denktaş’a aktarır.
Sn. Serdar Denktaş mağdur olduklarını belirten kişilerle Demokrat Parti Binasında görüşür ve mağduriyetlerini dinler. Ancak Sn. Kenan Akın’ın Tarım ve Orman Bakanlığı amblemli yazısı yanlarında olmadığı için Sn. Serdar Denktaş’a gösteremezler. Sn. Serdar Denktaş’ın Murat Özen ve beraberindekilere Tarım ve Orman Bakanlığının göçmen yatırımcı konusunda yetkili olmadığını belirtmesi üzerine Murat Özen, Uysal Altuğ’a işlemler için 10 bin ABD Dolarını Sn. Kenan Akın’ın makam odasında verdiğini büyük bir ihtimalle kandırılmış olduklarını söyler. Sn. Serdar Denktaş, Sn. Kenan Akın’ı çağırarak neler olduğunu sorar. Sn. Kenan Akın da Sn. Serdar Denktaş’ın yanında Uysal Altuğ’u arayarak parayı geri ödemesini ister. Ancak Uysal Altuğ masrafları olduğunu parayı geri ödeyemeyeceğini kendileri ile görüşüp anlaşacağını söyler.
Birkaç gün sonra Cumhuriyet Meclisine gelen Murat Özen Ek:3’de sunulan Tarım ve Orman Bakanlığı amblemli ve Sn. Kenan Akın imzalı belgeyi Sn. Serdar Denktaş’a gösterir. Sn. Serdar Denktaş da aynı belgeyi Sn. Kenan Akın’a göstererek ne olduğunu sorar. Ancak Sn. Kenan Akın önce bu belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını söylemekle birlikte Sn. Serdar Denktaş’la yalnız kaldıkları zaman bunu kabul etmiştir.
Konunun Bakanlar Kurulunda görüşülmesinden sonra İçişleri ve Köyişleri Bakanlığı 20 Haziran 1997 tarihinde Polis Genel Müdürlüğüne hitaben gönderdiği yazıda konu ile ilgili inceleme ve araştırma yapılmasını istemiştir. Ancak konu ile ilgili kişilerin yurtdışında olması nedeni ile polis herhangi bir sonuca ulaşamamıştır ve konu böylece kalmıştır. 9 Mayıs 1999 tarihli yerel bir gazetede çıkan haberler sonucu olaylarla ilgili polis tahkikatı 11 Mayıs 1999 tarihinde yeniden başlamıştır.
C- İkinci Göçmen Yatırımcı Programı ile İlgili Gelişmeler:
Birinci şirket ile ilgili Bakanlar Kurulu kararının neticesi alınmadan Sino-Cyprus Ltd.’de göçmen yatırımcı getirtmek için Bakanlar Kurulundan yetki ister ve 18 Aralık 1996 tarihinde E-567-96 sayılı Ek:2’de sunulan karar ile yetkili kılınır. Bu şirket program gereği belirtilen kırk kişilik gurubu tamamlayamamasına rağmen beş kişiyi getirip vatandaş yaptırtmıştır.
Sino-Cyprus Ltd., yöneticilerinin aynı olduğu Renfrew Security Bank & Trust (Off-Shore) Ltd. ile çalışıyordu. Şirketin Çin’den getirttiği Tong Zheng Rong ile David Chen göçmen yatırımcı programında belirtilen ve bankaya yatırılması gereken 50 bin ABD Dolarının sadece 18 binini bankaya yatırdılar geriye kalan 32 binini de bankadan borçlandılar. Bankadan 50 bin ABD Dolarını yatırdıklarına dair belge aldılar ama aslında sadece 18 bin ABD Dolarını yatırdılar. Programa göre bu para devlet tarafından gösterilen bir alanda kullanılacak ve üçüncü yılın sonunda kişiye geri ödenecekti. Ancak para halen sözü edilen bankada kişilerin hesabında duruyor.
Çinli Tong Zheng Rong, David Chen ve David Chen’in eşi ile iki çocuğu 18 Mart 1998 tarihli ve E-498-98 sayılı Ek:4’de sunulan Bakanlar Kurulu Kararı ile güvenlik soruşturması yapılması ve olumlu rapor alınması kaydıyla vatandaş yapılmışlardır. Bu vatandaş yaptırılan kişilerin hangi kriterden ve kim tarafından önerilerek vatandaş yapıldıklarını tespit etmemiz mümkün olamamıştır.
II- TESPİTLER:
Komitemiz;
1. Ek:5’de sunulan Yurttaşlık Yasasının ilgili maddeleri uyarınca kişilerin vatandaş olabileceğini, göçmen yatırımcı programının kurallarının Yurttaşlık Yasasında yer almadığını;
2. Yurttaş yapılan beş Çinli için çeşitli ifadeler bulunmasına rağmen Göçmen Yatırımcı Programı çerçevesinde Kıbrıs’a getirilip Yurttaşlık Yasasının Bakanlar Kurulunu yetkilendiren 9’uncu maddesinin (1)’inci fıkrasının (B) bendi uyarınca yurttaş yapıldıklarını;
3. Sn. Kenan Akın, Uysal Altuğ ve ismini vermedikleri T.C.’li avukatın “Göçmen Yatırımcı Programından” esinlenerek bu çerçevede iş yapmak üzere ittifak kurduklarını;
4. Sn. Kenan Akın’ın görevini kötüye kullanarak ve yetkisi olmadığı halde resmi belge tanzim ederek tedavüle sürdüğünü ve suç unsurlarının meydana gelmesine yardımcı olduğunu;
5. Vatandaş yapılan Çinliler’in Sn. Kenan Akın olayı ile ilgili kişiler olmadıklarını;
6. Bir kişinin Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaş olabilmesi için Yasa gereği ilgili bakanlığın ki bu bakanlık İçişleri ve Köyişleri Bakanlığıdır önerisi gerekmektedir, ancak ilgili bakanlığın önerisi olmadığını;
7. Bakanlar Kurulunun yurttaşlığa alınma ile ilgili kararlarında belirtilen güvenlik soruşturmalarının yapılmadığını;
8. Sn. Kenan Akın’ın, Chen Chenke ve çocuklarına ait yurda girerken gümrüğü deklare ettirtmeleri gereken ve ettirtmedikleri parayı, sonradan Gümrük Dairesi Müdürünü arayarak deklare edilmesini rica ettiğini ve Müdürün de ilgili memura yurda girerken deklare edilmiş gibi deklare ettirttiğini;
9. İçişleri ve Köyişleri Bakanlığının 20 Haziran 1997 tarihinde Polis Genel Müdürlüğünden soruşturma istediğini ancak konuyu takip etmediğini; polisinde Bakanlığa bilgi vermediğini ayrıca Bakanlar Kurulunun da konuyu takip etmediğini;
10.Yapılan suç duyurularında Başsavcılığın çok ağır hareket ettiğini;
11.Vatandaş olan Çinliler’in bankaya yatırdıkları paradan devletin yararlanamadığını ve mağdur olduğunu;
tespit etmiştir.
12.Mevcut olgular meskûr suçların unsurlarını oluşturmaktadır.
III- TAFSİYELER:
Komitemiz;
1. Yurttaşlık Yasasının ivedilikle ele alınıp günün koşullarına uygun hale getirilmesini;
2. Hiç kimsenin görev alanına girmeyen konularda işlem yapmamasını ve ilgili kuruma bilgi vermesini;
3. Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaş yapılacakların sadece yasa gereği ilgili bakanlık tarafından önerilmesini ve önerinin ilgili dosyada bulunmasını ayrıca alınan kararların gereğinin yapılmasını;
4. Türkiye Cumhuriyetine kaçan ve özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olan (çift uyruklu) suçluların Türkiye Cumhuriyetinden iadelerini sağlayacak gerekli yasal girişimlerin ivedilikle ele alınmasını;
5. Siyasi Makamların töhmet altında kalmamaları için özel veya tüzel kişilerin sunacakları telkin, teklif ve menfaatlere itibar etmemelerini;
6. Bakanlar Kurulunun bir göçmen yatırımcı programına verilen izin ile yapılan işlemleri izlemeden ve bu program gereği hiç bir faaliyet yapılmadığı halde yeni bir göçmen yatırımcı programına izin verilmesinin anlaşılır bir davranış olmadığını ve bu durumların tekrarlanmamasını;
7. Emir veya rica kimden gelirse gelsin memurların yasal olmayan işlemler yapmamalarını;
8. Kurumlar arası yapılan yazışmaların zamanında takip edilerek sonuçlarının öğrenilmesini;
tafsiye etme kararı almıştır.
IV- SONUÇ:
Komitemiz, yaptığı kapsamlı çalışmalar sonucunda elde ettiği tesbitlerin sonuçlanması için ilgili tüm makamların üzerine düşen görevi süratle yapmalarını tavsiye eder.
Komitemiz, Raporu oybirliğiyle Genel Kurulun bilgi ve değerlendirmesine sunar.
Kemal HAVALI
(Başkan)
Hasan HASİPOĞLU
(Başkan Vekili)
Sonay ADEM
(Üye)
Gülboy BEYDAĞLI
(Üye)
Yusuf ÖZKUM
(Üye)