arşivUlus IrkadÖNCELİKLE GİRNE’DEKİ KONUT SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR! - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

ÖNCELİKLE GİRNE’DEKİ KONUT SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR! – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Geçen gün Girne’de oturdukları evlerin parasını ödemelerine rağmen, müteahhit veya ilgili şirket bankaya borcunu ödeyemediği için evlerini kaybetme tehdidi altında olan bir grup Kıbrıslıtürk ve İngiliz kökenli vatandaşımızla  karşılaştım. Oldukça rahatsızdılar. Rahatsızlıkları sadece konutlarının kaybedilme tehlikesi altında olmasından değil, Kuzey Kıbrıs’taki ilgisizlik ve vefasızlılardan da dolayıydı. Sosyal hukuk devleti anlayışında, o ülkede yaşayan vatadaşların bir konuta sahip olmasına saygı gösterilmeli ve o konut ve yaşam hakkının her vatandaşa eşit şekilde sağlanması gerekmektedir. Uluslararası hukukta da, hukuk devletinde de bu şart kalıcı ve vazgeçilmez bir şarttır.  2004 sonrasında, sırf kendi gelirlerimiz ve müteahhtilerin kazançları artsın diye hararetle bu insanları Kuzey Kıbrıs’a davet  etmeye ve devlet güvencesi vermeye başladık. Sankide o patlamanın uzun bir müddet devam edeceğini sandık. Ama sonuçta nasıl hararetle gözü kapalı yaratılan bu ortamın, yanlış uygulamalara da yol açtığını gözlemlemeye başladık. Bu evleri, İngiltere’den gelen vatandaşlarımıza veya Kıbrıslıtürklere sattık ama, müteahhit,  bankalardaki borcunu ödemeyince, ve de  parası ödenen konutları da ipotekte gösterince , bu konutların paraları ödenmesine rağmen kabak konutlarda yaşayan insanların kafasında patladı. Burada suçlu olanlar, maalesef işin içinden sıyrılırken, bu evleri alıp, Kıbrıslıtürklerle birlikte yaşamak isteyen, Kıbrıs’ı çok sevip devlet güvencesine güvenen insanlar sonuçta zarar gördü. Hala daha bu vatandaşlarımız mahkeme kapılarında beklerken, mahkeme  kapılarını bırakın , buradaki yasaklamalardan dolayı, konuşamaz, dertlerini tepki koyarak protesto edemez  bir halde, büyük travmalar içinde kendilerini bulmuş oldular. Çünkü bankaların bu insanların evlerini ipotek olarak borca karşılık sayması, her an için evlerinden atılmaları tehlikesini de doğurdu.

Hani bu insanlara devlet güvencesi olduğu söyleniyordu? Devlet bu insanları şimdi nasıl telafi edecek? Eğer bu insanlar evlerinden şöyle veya böyle atılırlarsa dünya kamuoyuna bunu nasıl izah edeceğiz? Hiç bu olumsuzlukların sonucunu düşündünüz mü beyler? Konutzadeler en  başta muhakkak oldukça kırılacaklar buradaki hukuk sistemine. Bu kırılma dış ülkelerde ülke aleyhinde imajlara da güç katacak. “Biz size böyle bir ülkeye gitmeyin, dememiş miydik?” diye kulağımıza gelen azarlamalar vardır Büyükelçiliklerde… Ülkenin zaten normal bir yaşantısı, normal bir ekonomisi yoktu, şimdi var olan, ve yeni kıpırdanmakta olan turizmden tutun birçok hayat belirtisini de ortadan kaldıracaklar. Kim kaldıracak? Kayıtsızlar…Bu olayların birçok zararları olacağını en ince detaylarına kadar düşünmeyenler… Bu insanların, İngiltere’de akrabaları, eşleri, dostları yok mu? Bu insanlar buradaki karşılaştıkları zorlukları onlara söylemeyecekler mi sanıyorsunuz? Zaten çoktan da söylenmiştir. Veya hiç düşünmüyor musunuz? Buradaki İngilizler Kuzey’e Güney’den geçerek yeni ve ucuz bir hayat buldukları ve de fazla nüfusu olmayan bu bakir topraklarda, Akdeniz’in doğal güzelliklerini yaşamak için ülkemize gelmişilerdir. Kıbrıstürk halkını, misafirperverliğini beğendikleri, halkımızı kendilerine çok yakın görükleri için buralara gelmişlerdir. Şu anda ipotek olaylarıyla, ve de karşılaştıkları birçok anti demokratik baskı ve gayri hukuki olaylar nedeniyle bu ülkeden ve bu toplumdan buz gibi soğutulacakları hiçkimsenin aklına gelmiyor mu? Bu imaj görüntüsünün ve de olumsuzluğunun ülkenin zaten mevcut politikasını, turizmini ve de ekonomisini oldukça önyargılarla zora düşürdüğü bilnmemekte midir? Şu anda Kuzey Kıbrıs’ın doğal müteffiki olan bu insanları kaybedip, yeni bir olumsuz vizyon yaratıldığının farkında mı yetkililer.? Hükümet ve bakanlar, içişleri bakanlığı, turizm Bakanlığı ve de tüm ilgililerle meclistekiler niye bu soruna karşı kayıtsız kalmaktadırlar? Bu insanlar bu olumsuzluklara tepki göstermek istediklerinde niye baskı ile karşılaştılar? Burası nasıl bir demokrasi ülkesi? Her protesto gösterisi yapanı ezecek miyiz? Kendi insanımızı zaten eziyorsunuz ama demokrasimizi ve ülkemizi  bu kadar imaj bozukluğu  yaratacak baskılara niye başvuruyorsunuz? İlgililer dış dünyada hangi müttefikleriyle birlikte haklarımızı öne sürecekler? Yanıbaşımızda bize dost olanları da şu anda kaybederken, kendi insanlarımızı da bize karşı bir cephe olarak karşımıza almıyor muyuz? “Tanınma, tanınma “ diye bağırıp çağıranlar bu konuda daha hassas niye düşünmüyorlar?  Birkaç kişinin menfaati mi daha önemli yoksa Kuzey Kıbrıs’ın imajını, demokrasisini, insanlığını ve doğasını dışta yardım ve söylemleri yle destekleyecek olan binlerce vatandaş mı önemli? Bize kapkara  olumsuz konut sorunuyla yaratılacak vizyon mu önemli, yoksa Kuzey Kıbrıs’ı demokratik, sosyal ve hukuk devleti olarak tanıtacak ve dünya insanlarının ülkemize gelerek finansmanına katkıda bulunacak vizyon mu önemli?

Sizin için hangisi önemli? Benim için insanlık, insan hakları, Kuzey Kıbrıs’ın demokratik ve hukuk mevcudiyetini gösterecek bir vizyon daha da önemli. Eğer bu hataysa kapılarımızı kapatalım ve oturup yağmur duasına çıkalım. Ama bu bizi kurtaramayacak. Girne’deki konut olayına, ilgisiz, ihmalkar ve vefasız kalmayalım lütfen…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
323AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin