anti-militaristanti-militarist haberSavaşı ve hazırlıklarını reddedenlerin davası 29 Eylül’de

Savaşı ve hazırlıklarını reddedenlerin davası 29 Eylül’de

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi basın açıklaması şöyle:

2009 yılından beridir vicdani reddini açıklayarak seferberliğe gitmeyi reddeden Murat Kanatlı 15 Haziran tarihindeki Askeri Mahkemedeki ilk davası öncesi yaptığı açıklamada dünyadaki hiçbir savaşta taraf olmayacakları için savaş hazırlıklarında yer almayı reddettiğini söyleyerek, bu davranışlarının savaşın insan kaynaklarını kurutma çabası olduğunun altını çizmişti. Dava önce 5 Temmuz’a sonra 26 Temmuz’a ertelenmişti. Bir sonraki dava tarihi 29 Eylül

 

ÇAĞRI

Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi dava ile ilgili çağrısı şöyle:

Kıbrıs, savaşın acılarını çok yaşadı… Bundan sonra, bu coğrafyada ve dünyada daha fazla savaşlar olmasın diye sesimizi yükseltiyoruz, savaşın insan kaynaklarını kurutmak için vicdani ret hakkımızı kullanıyor, savaşı ve hazırlıklarını reddediyoruz…

Savaş hazırlıklarını reddediyoruz derken her şeyi ile reddettiğimizi açıklıyoruz yani zorunlu askerlik yanında seferberlik adı altında her yıl yeniden ve yeniden bir gün, bir saat, bir dakika da olsa askeri kamplara toplanıp, savaş hazırlığı yapılmasını da reddediyoruz, çünkü Kıbrıs’ta ve dünyada yapılacak bir savaşta taraf olmayacağımızı açıkladık, savaş hazırlıklarına katılmak da bu nedenle anlamsızlaşmaktadır…

Bu düşüncelerle Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi olarak, 29 Eylül, Perşembe günü askeri mahkeme önünde, savaş hazırlıklarına yani seferberliğe katılmayı reddeden Murat Kanatlı’nın yargılanmasının izlemek ve dayanışmamızı ortaya koymak için 13:30’da askeri mahkeme önünde olacağız…

Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, Avrupa Vicdani Retçiler Bürosu (EBCO) ve destek veren diğer örgütlerle birlikte kitlesel bir de kitlesel basın açıklaması yapacağız…

Tüm anti-militaristleri ve barış aktivistlerini 29 Eylül, Perşembe günü saat 13:30’da Askeri Mahkeme önündeki (Asal Şube yanı) buluşmaya çağırırız…

 

BASIN TOPLANTISI

29 Eylül’deki Murat Kanatlı’nın vicdani ret davası ile ilgili 28 Eylül, Çarşamba günü saat 14:00’de KTÖS’te basın toplantısı düzenleniyor.

Davayı izlemek için adaya gelecek olan Vicdani Ret için Avrupa Bürosu (EBCO) Başkanı Gerd Greune, Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi aktivistleri ve davanın avukatlar dava süreci ve vicdani ret hakkında basın toplantısında görüşlerini açıklayacaklar…

 

SOHBET TOPLANTISI

Vicdani Ret için Avrupa Bürosu (EBCO) Başkanı Gerd Greune katılacağı vicdani ret hakkı üzerine sohbet toplantısı ara bölgedeki Ledra Palace Oteli yanındaki Cyprus Community Media Centre (CCMC)’de 29 Eylül, Perşembe saat 19:30’da gerçekleşecek. Sohbet toplantısında Kıbrıs’ta ve dünyada vicdani ret hakkı ve bu hak için mücadeleler konuşulacak…

 

Vicdani Retçiler Mezopotamya Sosyal Formunda buluştu

Mezopotamya Sosyal Formunun son gününde Vicdani Retçiler Buluşması gerçekleştirildi. Buluşmaya Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi’nden Murat Kanatlı, Barış İçin Vicdani Ret Patformunan Ercan Aktaş, Kürt Vicdani Ret Hareketinden Kemal Acar ve Ahmet Demirsoy, Ankara İHD’den Gökçe Otlu katılırken; panelde Vicdani Retçi Kadınlar adına da Merve Arkun konuşma yaptı.

Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi adına konuşma yapan Murat Kanatlı, Kıbrıs’ta bilindiği ya da yanlış bilindiği üzere 1974’den beri adına barış harekâtı denilen bir işgalin varlığının sürdüğünü ve harekâttan günümüze adada altı ordu olduğunu, bunlardan birinin T.S.K bir diğeri olan Kıbrıs Türk Silahlı Kuvvetlerinin de üst kademelerinde TSK’dan oluştuğunu belirtti. Kıbrıs’ın kuzeyinde iki kez vicdani red açıklandığını belirten Kanatlı bunlardan birinin eşi Kıbrıslı Rum olan Salih Askeroğlu olduğunu ve Salih’in düşmanın kim olduğunu sorgulayıp elinde silahla eşine ya da eşinin ailesine karşı nöbet tutmayı, savaşmayı reddettiğini ancak baskılara dayanamayıp bir yılın sonunda askere girip ondan sonra da zorunlu askerlik hizmetini bitirmeden ülkeden kaçtığını anlattı. Bir diğer vicdani retçinin de kendisi olduğunu kaydeden Kanatlı, Kıbrıs’ta savaş koşullarının devam ettiği ve bu nedenle zorunlu askerlik hizmeti sonrasında bireylerin seferberliğe çağrıldığın, kendisinin de 2009 yılından beri seferberliğe gitmeyi taraf olmayacağı bir savaşın hazırlıklarını reddettiğini söyledi. Bundan dolayı şu anda askeri mahkemede yargılanan Kanatlı Kıbrıs’ın kuzeyinde vicdani ret hakkının tanınmadığını güneyinde ise alternatif hizmet seçeneğinin olması ile beraber bunun süresinin caydırıcı olduğundan bahsetti.

Gökçe Otlu kendisinin bir vicdani retçi olmadığını ancak bir vicdanı retçi ile dayanışma için gittiği eylemde tutuklandığını söyledi. Yürütülmekte olan kirli savaş politikalarına ve 2000′li yılların sonlarından bu yana yükselmekte olan vicdani ret mücadelesine değinirken; Kürt Vicdani Ret Hareketi’nden Kemal Acar ve Ahmet Demirsoy sürmekte olan savaşa karşı vicdani reddin ne denli önemli ve etkili bir eylemlilik olabileceğine değindi. Vicdani reddin bireyin ahlaki, dini ve politik nedenlerden dolayı askere gitmemesi olduğunu vurgulayan Otlu, bu tanımın toplumun birçok kesimi tarafından bilinmediğinin, bu nedenle tanımın yayılmasının gerektiğinin altını çizdi.

Barış İçin Vicdani Ret Platformu’ndan konuşan Ercan Aktaş ise, kısaca vicdani reddin tarihinden bahsettikten sonra savaş-anti militarizm-vicdani ret değerlendirmesi yaptı. Herkesin vicdani ret tanımının farklı olduğunu ve hepsinin de kabul görmesi gerektiğini söyledi.

Vicdani Retçi Kadınlar adına konuşma yapan Merve Arkun konuşmasında militarizm ve şiddet kavramlarını ele aldıktan sonra, kadınların da bu noktada görünen/görünmeyen öznesi oldukları bu savaşa ve militarizme karşı vicdani retlerini açıklamalarının önemli olduğunu vurguladı. Militarizmin yalnız savaş olmadığının altını çizen Arkun, bunun yaş ve cinsiyete dair hiyerarşilerin somutlaştığı ailede başladığını, eğitimle temellendirildiğini yani ant, sıra, tarih ve milli güvenlik dersleri ile öğrencilerin birer askere çevrildiğini, itaatkâr algının kabullendiğini belirtti. Kadının hayatını da hem savaşta hem de barışta gasp eden militarizm, barış zamanında kadını korunması gereken pasif özne haline getirirken aynı zamanda da erk şiddete mahuruz bırakıyor, savaş zamanında ise ölmeye ve öldürmeye hazır erkek evlatlar yetiştirmesini ve ‘vatan sağ olsun’ demeye zorluyor dedi. Arkun, savaşların yalnızca iktidarların savaşı olabileceğini söylerken ezilenlerin direnişinin ve öz savunma güçlerini oluşturmasının meşruluğunu vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.

 

http://www.reddet.org/

http://www.ebco-beoc.eu/

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin