YKP Yürütme Kurulu üyesi Alpay Durduran denizlerdeki son durumu değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Denizlerimizde kritik durum Türkiye’nin tehditlerine azaltma yapması ile daha az tehditkâr olmaya başladı. Askeri önlemler olarak donanma hareketleriyle iş ciddi boyutlarını koruyor. Derin deniz araştırma platformunu Kıbrıs Cumhuriyeti ile antlaşma yapmış olan Noble şirketi sularımıza getirdi ve sondaja başlanacağı açıklandı. Lakin Türkiye de kendi gemi yollama hazırlığını sürdürüyor ve askeri gemilerle sondajını korumaya alacağı izlenimini veriyor.
İngiltere Kıbrıs’ın münhasır ekonomik alan olarak komşularıyla antlaşma hakkının olduğunu açıkladı ve ABD Türkiye’nin bu konudaki iddialarının bilindiğini açıklamakla yetindi. AB daha açık olarak Kıbrıs’ın haklarını tanıdığını açıkladı ve itidal tavsiye etti. Bu arada ise Türkiye NATO füze savunma sisteminin radarlarını Türkiye’ye konuşlandırma antlaşmasını imzaladı.
Gelişmelere göre Türkiye adaların kıta sahanlığı ve MEA (MEZ) hakkının olmadığı iddiasına dayanan haklarını kullanmak için girişimlerine devam edecek ve ilerde askeri müdahale dâhil siyasi girişimlerini sürdürecek. Tabii Kıbrıs’ta meşru bir hükümet yok Kıbrıslı Türkler ortak hükümete girip de meşru bir idare kurmadan MEZ tespit etmekten vazgeçilmesini de iddia etmeğe devam edecek.
Bizim idare ise buna sadece çözümü beklemelidirler demekten öte bir iddiada bulunmuyor. Muhalefet de ayni söylemi sürdürüp milli birlik beraberlik görünümü vermeye çalışıyor.
Esas dikkate almamız gerek şey bunların birlik ve beraberliklerinin Kıbrıs’ın lehine olmamasıdır. Hiç tartışmaya izin vermeden ve YKP’nin eleştirilerini görmezden gelerek tartışma açtırmayan iktidar ve muhalefetin meclis kanadı Türkiye’ye, adaların denizlerde üç mil karasuları dışında hak vermeyen iddiaya uygun olarak kuzeydeki denizdeki hakları üç mil dışında Türkiye’ye veren paylaşıma onay verdi. Haritaya bakan bu skandal paylaşımı görür. Kıbrıs’ı Meis adası gibi üç mile hapseden bu haritaya onay verenlerin ortak hükümet kurulsa Kıbrıs’a ne yapacakları bellidir.
Kıbrıs’ta çözüm olacak da bu dertler bitecek diye demeç veren ve çözüm olsun da ortaklaşa denizlerdeki servetleri Kıbrıslılar paylaşsın iddiasında olan CTP ve TDP dâhil sözde muhalefet ve diğer meclis partilerinin çözüm ile Ada’nın tümünü Türkiye’nin denetimine verecek olduklarını kanıtlamaktadırlar. Bunlarla Kıbrıslı bir çözüm hayal etmek öküz altında buzağı aramak demektir.
Tavizlere rağmen hala görüşmelerin devam etmesinin sürpriz olmadığı ortadadır.
Halkımız bunu görmeli ve ona göre hareket etmelidir.