habergüncel haberKıbrıs’ın Bağımsızlığının İlanının 51. Yıldönümünde Dimitris Hristofyas’ın Mesajı
yazarın tüm yazıları:

Kıbrıs’ın Bağımsızlığının İlanının 51. Yıldönümünde Dimitris Hristofyas’ın Mesajı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yurttaşlar,

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının yıldönümü vesilesiyle Kıbrıslırumları, Kıbrıslıtürkleri, Maronitleri, Ermenileri ve Latinleri, tüm Kıbrıs halkını saygıyla selamlıyorum.

Bağımsızlık yıldönümünü gururla ama aynı zamanda kaygılı ve düşünceli bir şekilde kutluyoruz.

Ülkemizin ve halkımızın kazanımları ve başarılarından gurur duyuyoruz.

1974’te Atina cuntasının ve EOKA-B’nin faşist darbesinin ve Türk istila ve işgalinin vatanımızda yol açtıkları trajik durumdan dolayı kaygılı ve düşünceliyiz.

Bağımsızlık, halkımızın doruk kazanımını teşkil etmektedir. Bunun başarılabilmesi için pek çok fedakârlık yapıldı. Savunulması için gereken fedakârlıklar daha da çok oldu. Yurdumuzun toprak bütünlüğünün korunması için, demokrasinin ve ülkede yasallığın savunulması için pek çok fedakârlığın yapılması gerekli oldu.

Halk ve vatan için mücadele etmiş olan herkes, her türlü şerefe layıktırlar. Kıbrıs sorununda çözümün sağlanması için, Türk işgaline ve yasadışı bir şekilde nüfus taşınmasına son vermek için, kalıcı barış ve güvenlik koşullarında ülkeyi ve halkı yeniden birleştirmek için verdiğimiz mücadelelerle halkımızın mücadelelerini somut bir biçimle onurlandırıyoruz.

İşgalin devamı, vatanımız için sürekli bir tehdittir. Halkımızın kazanımları, ilerleme perspektifi ve refahı için tehdittir.

Kıbrıs sorununun çözümü hepimiz için hayati önemdedir ve bunun için de çözüm önceliklerimizin zirvesinde bulunmaktadır.

Türk tarafının geciktirici tutumunun yol açtığı zorluklardan ve engellerden bağımsız olarak, biz çözüm için çalışmaya devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler Örgütü’nün kararlarına, uluslararası hukuka ve Avrupa hukukuna, Kıbrıs’ın iki toplumunun liderlerinin üst düzey anlaşmalarına tutarlı bir biçimde bağlı kalarak çözüm için çalışmaya devam edeceğiz.

Onurlu bir uzlaşı için tamamen hazırız. Kısa zamanda çözüm için tamamen hazırız. Ancak her hangi bir çözüm için değil. İlkelere dayanan bir çözüm için. Mevcut koşullarda olabildiğince adil, yaşayabilir ve işler bir çözüm için. 1977 ve 1979’da iki toplumun liderleri arasındaki yüksek düzey anlaşmalarında öngörülenleri benimseyen BM’nin Kıbrıs’la ilgili kararlarına dayanan bir çözüm için tamamen hazırız. Bu çözüme bağlı kalmaya devam ediyoruz. Çerçevesinde, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin tekrar birlikte yaşayabilecekleri ve işbirliği içerisinde olabilecekleri, herkes için daha iyi bir geleceği birlikte tekrar inşa edebilecekleri iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüne ulaşmayı hedefliyoruz.

Çatışmalar ve gerilimler olmaksızın. Ayıran tel örgüler olmaksızın. Hiçbir yabancı güç vatanımızın iç işlerine karışmaksızın, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin memleketimizin gerçek efendileri olarak yaşayabilecekleri bir çözüme ulaşmayı hedefliyoruz.

Tekrar ediyoruz, taksim çözüm olamaz. Çünkü tehlikeleri sürekli kılmaktadır. Çünkü Türkiye’nin adadaki varlığını sürekli kılmaktadır. Çünkü 1974’ten beri Türkiye’nin ihlal ettiği halkımızın özgürlüklerini ve insan haklarını kesin bir biçimde elinden almaktadır.

Uzlaşıya hazır olmamız, devletimizin egemenlik haklarımızı koruma ve savunmamızda kararlılığımızı azaltmıyor.

Ülkemizin egemenlik haklarını uluslararası hukuk temelinde hareket ederek ve yoğun bir biçimde uluslararası faaliyet geliştirerek kullanıyoruz. Halkımızın çıkarlarını sorumluluk ve basiretle öne çıkarıyoruz.

Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesindeki hidrokarbonların bulunması ve değerlendirilmesi için araştırmalar bu politikanın sonucudur ve bunu yaşama geçirmeye devam edeceğiz. Kıbrıs’ın bu hakkından şüphe duyan herkese şunu tekrar vurgulamak istiyorum: ülkemizin egemenlik hakları müzakere konusu değildir, müzakere edilemez.

Nasıl Kıbrıs Cumhuriyeti her ülkenin ve her halkın yasal haklarına saygı gösteriyorsa, ülkemizin ve halkımızın haklarına da aynı saygının gösterilmesini talep ediyoruz.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası hukuka gösterdiği saygıyı herkesin göstermesini talep ediyoruz. Ve her şeyden önce uluslararası hukukun her kavramını ve ilkesini işgal ile ihlal eden, tehditlerde bulunan ve bölgede gerilime yol açan Türkiye’nin bu saygıyı göstermesini talep ediyoruz.

Türk liderliğinin hedefi açıkça bellidir. Bu tavrıyla Kıbrıs’ın belli bir egemenlik hakkını kullanmasını engellemeye çalışmaktadır. Buna paralel olarak, yasadışı devleti yasal devletle eşitlemeye çalışmaktadır.

Türkiye’nin bu tahrik edici tavrına kapılmamız söz konusu olamaz. Her tür tahrike, yoğun siyasi ve diplomatik faaliyetle karşı koymaya devam edeceğiz. Türkiye’nin gürültüsü, tehditleri ve müdahaleleri yok yeredir. Bunlar Kıbrıs aleyhine yayılmacı emellerini ele veren bahanelerdir.

Türkiye, yıllardır haksızlık ve istismar ettiği Kıbrıslıtürk yurttaşlarımıza atıfta bulunmaya devam etmektedir. Şimdi de bunu tekrarlamaktadır. Kıbrıslıtürk yurttaşlarımıza şunları duyurmak istiyorum. Ülkemizin münhasır deniz bölgesinde bulunması olası hidrokarbon kaynakların kazanç getirecek bir şekilde değerlendirilebilmesi daha birkaç yılı alacaktır. Bu kazançtan birlikte yararlanabilmek için, o zamana kadar eğer Kıbrıs sorununu çözmezsek, içinde bulunacağımız duruma müstahak olacağız. Liderlikler olarak toplumlarımıza hesap verme, tüm Kıbrıs halkına hesap verme durumunda olacağız. Hidrokarbon kaynakları konusu başa çıkılması gereken bir meseleyi, Kıbrıs sorununun kısa zamanda çözümü için bir fırsatı teşkil etmektedir.

Türkiye tahriklerde bulunma yerine, çözümün sağlanması çabalarına dikkatini yönlendirmelidir. Maalesef, çözüm hakkında tartıştığımız esnada Türk tarafı yasadışı bir şekilde nüfus taşınmasına devam etmektedir. Mülkiyet ve toprak konularını tartışırken, Kıbrıslırumların mülklerinin gaspı ve yeni dağıtımı yönünde hareket etmektedir. Kıbrıs sorununun çözümü sürecinden söz edilirken, Sayın Erdoğan hakaret ve tehditlerle müzakere zemininin altını oymaktadır.

Uluslararası toplumu Türkiye’ye yönelmeye ve Türkiye’yi uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırmaya davet ediyoruz. Bölgede tehlikeler yaratan tahriklerine son vermeye çağırmaya davet ediyoruz. Çözümün sağlanması için işbirliği yapmaya çağırmaya davet ediyoruz. Uluslararası toplum ve başta Birleşmiş Milletler Örgütü böyle bir faaliyeti üstlenmelidir.

Güvenlik Konseyi’nin daimi ve daimi olmayan üyesi ülkelerin ve çeşitli ülkelerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni egemenlik haklarını kullanmasında net bir biçimde desteklemelerinden duyduğumuz memnuniyeti ifade ediyoruz. Ülkemiz için zor anlarda yanımızda olmaya devam eden, samimiyetle bizi destekleyen ve bizimle dayanışma içinde olan Yunanistan hükümetine, siyasi liderliğine ve halkına özel teşekkürlerimizi ifade ediyoruz.

Yurttaşlar,

Ülkemiz, karşı koymaya çalıştığımız büyük bir güçlükle, ülkemizi ciddi olarak etkileyen küresel ekonomik krizle karşı karşıyadır. Bu, küresel ekonomik kriz nedeniyle ülkemiz ekonomisinin büyüyen sorunlarına karşı koyma güçlüğüdür. Bu sorunlar kamu ekonomisiyle ilgili ve yapısal nitelikteki sorunlardır. Hükümetimiz, kamu ekonomisinin sorunlarına karşı koymak için yükleri mümkün olduğunca daha dengeli bir biçimde dağıtarak önlemler almaktadır. On yıllardır birikmiş olan yapısal sorunların çözümü için önlemler almaktadır. Bu önlemleri çalışanların kolektif kazanımlarına saygıyla, sosyal diyaloğa saygıyla almaktadır.

Bu sorunlara karşı koyabilmek için herkesin katkıda bulunmasının, herkesin ortak çabasının gerektiğini herkes anlamalıdır. Popülizmden ve her şeyi yerle bir eden yaklaşımlardan, yıkıcı söylemlerden ve tehlike tellallığından uzak bir şekilde hareket etmenin gerektiğini herkes anlamalıdır. Vakit ülkemizin iyiliği için sorumlu bir şekilde ve sorumlulukla davranma vaktidir.

Yurttaşlar,

Bu güçlüklere karşı koyabilmemiz için iç cephemizde mümkün olan en büyük birliğe ihtiyacımız vardır. Türkiye’nin tahrik ve tehditlerde bulunduğu koşullarda, iç cephemizde bölünme, olabilecek olan en kötü şeydir. İç cephemizde bugün var olan durumdan memnun olamayız. Özellikle Mari’deki yıkıcı patlamanın ardından kurumlara ve özellikle devletin yaşamı ve faaliyeti açısından çok önemli olan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı kurumuna zarar verici bazı tavırlar ortaya kondu. Birlik hâkim olmalıdır. Karşılıklı saygı ve kurumlara saygı hâkim olmalıdır. Hükümet, siyasal güçler ve halk olarak hep birlikte “Birlik içindeki halk asla yenilmez” mesajını gönderelim.

Yurttaşlar,

Ülkemiz için, sevgili vatanımızda çocuklarımızın geleceği için en iyi koşulları yaratabiliriz. Mari’deki patlamanın yıkıcı sonuçlarına kısa zamanda ve sonuç alıcı bir şekilde karşı koyduk. Küresel ekonomik krizin sonuçlarına karşı koymak için gerekli önlemleri sosyal duyarlılık ve çalışanlara saygıyla alıyoruz. Olası hidrokarbon kaynaklarının değerlendirilmesi için ortaya koyduğumuz çabayla ülke için yeni perspektifler yaratıyoruz. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda yerini güçlendiriyoruz. Kıbrıs sorununun doğru çözümüne bağlı olmaya devam ediyoruz. Avrupa Birliği Başkanlığı’nı üstlenmeye hazırlanıyoruz. Birlik içinde ve ortak çabayla, yurdumuz ve halkımız için önemli pek çok şeyi başarabiliriz.

Daha iyi ve güzel bir gelecek umuduyla Kıbrıs’ın bağımsızlığının yıldönümünü kutluyoruz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin