YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlı, YDÜ olayları, Ülkü Ocakları faaliyetlerini ve Türkiye’nin son askeri operasyonunu değerlendirdi. Konu ile ilgili açıklama şöyle:
Kıbrıs’ın kuzeyinde kaygı verici olaylar yaşanmaktadır.
Polis teşkilatının gözaltına aldıklarına işkence yaptığı, kötü muamele uyguladığını ve bunu 14-16 ve 17 yaşındaki çocuklara da yaptığı geçen hafta bir kez daha yaşayarak hatırladık…
Geçen hafta kamuoyunda ‘Sarris davası” olarak bilinen süreçte çocuklarının mahkemede kendilerine işkence ve kötü muamele yaptığını söyledikleri polisler Ali Gürpınar, Tukay Alper, Barış Mahmut Sel ve soyadı öğrenilemeyen Aykut hakkında ne mahkeme ve polis teşkilatı hiçbir açıklama yapmamış, polis ve mahkeme işkenceci polisleri korumaya devam etmiştir. Bu utanç duyulması gereken bir durumdur.
Polis teşkilatı ayni zamanda siyasi olarak da taraf tutmaktadır. 1 Mayıs’larda, 1 Eylül’lerde Kıbrıs’ın kuzeyinde Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler olarak düzenlemek istediğimiz eylemlere en kaba şekilde müdahale edip, “yalnız yurttaş olanlar Kıbrıs’ın kuzeydi eylem yapar, eylemlere katılır” deyip durdurmasının politik bir tercihi olduğunu YDÜ ve ülkenin diğer yerlerindeki ülkücülerin eylemleri ile bir kez daha hatırladık. Ancak gazeteler, sendikalar ve politik partilerin önünde eylem organize eden Türkiye orijinli Ülkü Ocaklarına, bu eylemlere katılan özellikle Türkiyeli öğrencilere hiçbir müdahale yapılmamakta hatta adeta teşvik edilmekteydi.
Türkiye’de yaşanan savaş ortamını kullanarak faşist bir sloganlarla Ülkü Ocakları son bir haftadır Kıbrıs’ın çeşitli yelerinde eylemler düzenlemektedir. Kimse onlara “yalnız yurttaş olanlar Kıbrıs’ın kuzeydi eylem yapar, eylemlere katılır” hatırlatması yapmadı, çünkü polis teşkilatı politik tercihini kullanarak hangi eyleme yalnız yurttaşların katılabileceğine, hangisine yurttaş olmayanların da katılabileceğine karar verebilme hakkını elinde bulundurmaktadır. Polis teşkilatı politik olarak taraf tutmakta ve politik tercihleri temelinde keyfi davranmaktadır.
Ülkü Ocaklarının bu eylemlerini sanki meşru gibi göstermeye çalışanlar YDÜ’deki olayı da maalesef taraf tutarak vermişlerdir. YDÜ’de üzücü olaylar yaşanmıştır ama bu olayların tek sorumluluğu medyada bahsedildiği gibi “Kürt” öğrenciler mi? Kendi kendilerine mi kavga ettiler? Ülkü Ocaklarının kavga sonrasında eylemlerinde attıkları “Kıbrıs’ta katliam yapacağız” sloganları bizlere ne tür provokatör slogan attıklarını göstermeye yetmiyor mu? Provokasyonu yapanlar, olaylara sebebiyet verenlerin eleştirilmediği, YDÜ içinde “katliam yapacağız” sloganları ile yürüdükleri koşullarda yalnızca Kürt kökenli 4 öğrencinin gözaltına alınması ve mahkemede 3 gün daha gözaltına kalmaları kararı alınması rağmen sınırdışı edilmiş olmaları Polis teşkilatının diğer bir politik tercidir.
YKP, provakatif, “katliam yapacağız” sloganları ile düzenlenen başka toplumları şiddet uygulamakla tehdit eden, polisin ısrarla bize hatırlattığı “yalnız yurttaş olanlar Kıbrıs’ın kuzeydi eylem yapar, eylemlere katılır” iddiasına aykırı Ülküm Ocakları tarafından düzenlenen bu eylemlerin durdurulması çağrısı yapar. Bu eylemler Kıbrıs’ın kuzeyinde başka olaylarında yaşanmasını getirecektir. Bu temelde yarınki YDÜ içinde Ülkü Ocaklarının düzenleyeceği eylemden ciddi kaygı duymaktayız. “Yurttaş” olmayanların düzenleyeceği bu provokasyona, gerginliğe açık, toplumsal barışı tehdit eden eyleme Polis bir kez daha seyirci mi kalacak?
YKP, keyfi şekilde mahkeme kararı olmaksızın sınırdışı edilen 4 öğrencinin adaya dönüşüne ve eğitimlerini tamamlamalarına olanak verilmesi, diğer olası sınırdışıların durdurulması çağrısı yapar.
YKP, polis teşkilatını politik taraf tutan davranışlardan uzak durmaya çağırır.
YKP, Türkiye’de, Mezopotamya’da süren savaşın hiç kimseye yarar sağlamayacağına inandığının altını bir kez daha çizer. Tüm tarafları bir kez daha silah bırakmaya, silahsız, şiddetsiz çözümlerin aranması için daha fazla çaba sarf etmeye çağırır.
YKP, savaşların çözüm olmadığını, Kıbrıs’ta, Türkiye’de, Kürdistan’da geleceği güven içinde kurmada tek yol barış olduğuna inanmaktadır…