yaklaşımlarÖzkan YıkıcıDünyadan görünüm ve cehalete oynayıp egemen olmaya devam duruşu - Özkan Yıkıcı...
yazarın tüm yazıları:

Dünyadan görünüm ve cehalete oynayıp egemen olmaya devam duruşu – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Klasik bir söz vardır; “Perşembenin gelişi Çarşambadan belli”; Oysa ben makaleyi yazarken bunun da uzağı oluyor: Çarşambadan yazılan Cuma okunacaktır. Üstelik Çarşamba sabahı yazınca işler bir daha arkadaşın dediği gibi “çok vahim” oluyor. Böylesi bir girişten sora devam edelim; Bir Gün gazetesinin devamlı okuduğum yazarlarından İbrahım Varlının bu haftaki makalesindeki benzetmeyi çok tutum: Hele de şu “Balinayı görmezlikten gelmeyin” ifadesi bana bu hafta yazacaklarıma adeta “Şap” diye oturan ifade oldu. Öyle ya herkes denizdeki Balıkların bir birini yutmasına dalarken, temel güçlü olan Balinayı unutmaları oldukça kolayca yapılan kandırma oluyordu. Bunu siyasete ve daha genel dünyaya taşıyınca da Emperyalist genel kuramı ve devlet olarak Amerika’yı göz ardı etme demektir. Tamda bu rüyalara dalarken de bir anda kükreyen nice kahramanın Aslanın Kediye dönüşü gibi Amerikan gerçeği ve daha geneli emperyalist yüzleşmesine bizi taşımaktadır. Bunlar bana yine kısa Dünya görünüm makalesi yazmama yeter ve artar: Bunu bilerek yazıyorum; Tüm gerçeklere karşın yokmuşcasına bizdeki silikleşen ve sis perdeleriyle örtülen yaşamın gerçeğinin de varlığını kabullenerek konuya giriyorum.

Dünyadaki Görünümü öyle uzun uzun anlatmaya fazla çaba gerekmez; Yeter ki insanlar kapitalist gerçeği, Emperyalist siyaseti şöylesine ezberlerle deyil de kuramsal yaşamsal olarak bellekte tutsunlar. En güzel itirafı da OECD son raporu açıklıyor. Hani kimisi Lale devri nutukları artar “refah” umut yalanı salgılarken, bize yayınlanan belge “işte” size kapitalist Neoliberal siyasal sonuçlar resmi oluyor. Ülkelerde gelir dağılım daha da uçurumlaştı. Bunun anlamı; Milli gelirden pay alma farklılaşması daha da derinleşti. Sloganlaşıp kolayca kabullenen “Y.1 büyük payı alıyor” haykırışı sistemin bizzat resmi kuruluşunca açıklanıyordu. Daha yüzleşilmesi gereken gerçek ise bizde atılan yalanları da bir anda yerle bir ediyor: En çok gelir pay dağıtım dengesi bozulan 2 ülke Türkiye ve Amerika olmaktadır. Tüm dünyada gelir dağılımı daha dengesiz olup yoksulaşma artıp zenginler daha zenginlerken, en çok bozulma bu iki ülkede oldu. Birisi sistemin temel gücü ötekisi ise bizim içselleştiğimiz devlet olmaktadır. Dahası durmadan “istikrar, örnek ve gelecek güç” diye yutturulan Türkiye’de oldukça gelir dağılım dengesi bozuluyordu. İşte tüm zamanımızda durmadan iyi sözler ve örnek gösterilen ülkelerin basit ama çok acıtan sonuçlarından biri:

Kapitalist sistemde artık sıcak çatışmalar ve ekonomik kriz olguları yaşamın bir gerçeği ve gelecek şekillendirme araçları oldular. Krizden ve çatışmalardan yeni Kapitalist açılım kuralları aranıyor. Dikkat edin hep sermaye karı, bankaları kurtarma ve dinin daha da afyon gibi siyasalaşmasından söz edilmektedir. Hiç yoksulluk veya insanın insanca yaşamasından, daha dengeli paylaşımdan, sosyal adaletli olgulardan söz edilmez. Üstelik sermaye paydaşlıklarla “özgürlük demokrasi” dersleri uydurmaları eklenip gidiliyor. Tamda bu noktada çarpıcı bir örnek verelim;

Orta doğu kendilerine göre “baharı” olayında finansör eden ülke Katar; Öyle bir Katar ki bölgeye Barış, Demokrasi ve özgürlük getirecekmiş? Oysa Katar bırakın Demokrasi kelimesini harfi dahi olmayan bir ülke: Ama bu ülke petrol piyasa kaynakları Orta doğu olaylarında kullanılarak yeni siyasal ayarda harcanıyor. Buna en son hani bildik olan ama şimdilerde Şok tedaviyle unutulan İMF de bölgeye girmeye daha doğrusu direk tavır almaya başladı. Bunlar hepimize Sistemin Orta doğusunu açıklamaya yeter ve artar. Başka eklenecek nokta ise şudur: Orta doğuda bir yanda Dinin daha siyasalaştırılarak yeni dönemin yapısal gücü olurken, diğer yandan yabancı sermaye daha köklü piyasal modeli yeniden kurgulamaya yerleştirmeye başladı.

Maddem Orta doğuya girdik o zaman şöylesine bazı bilgiler daha ekleyelim; Bu hafta Şii halkın Aşure günü veya daha geneli Hüseyin in katledilmesinin yıl dönümü oluyor: B Bakın Afganistan, Pakistan ve ıraktaki örneklere; Onca saldırıyla yüzleri ifade eden insan katledildi. Bu örnek dahi Orta doğuda tarihsel Mezhep ayrımının günümüzdeki siyasal sonuçlarını ortaya seriyor. İşin ironisi ise Afganistan Zirvesinin Almanya’da yapılması ve yıllardır süren işgalin devamı için nasıl ayarların yapılması gerektiği yol arayışının olduğu süreçte oluyor. Daha simgesel gerçek; Afganistan’da ilk kez böylesi Mezhepsel saldırı oldu.

Afganistan genel Orta doğu projesinin ilk halkası olup Afganistan ile Pakistan da bu sürece sokuldu. Oysa Afganistan krizinin temel halkası Pakistan dahi konferansa katılmıyor. Amerikan insansız uçaklarından ajanlı askerlere dek bölgede cirit atıp katliam üstüne katliamlarda devam ediyor. Bunlar ardı ardına gelip İran eksenine oynanma devam ederken yine projede olan Belucistan konusu da gündeme geliyor. Bu bir anlamda İran Pakistan tavsiye uzun ölçekli siyasetin bir halkası oluyor. Lübnan ise hazır dinamit iken arada tutuklanan Amerikan ajanları veya bulunan İsrail dinleme araçları da orda nasıl oyun hazırlandığını şimdiden haber veriyor. Yalnız Lübnan gibi konular özelikle Amerikan Aleyhtarlı bilgiler pek haber yapılmaz. Çünkü belli ki Suriye konusu her an Lübnan eksenine kaydırma aracı hazırlanıyor.

Orta doğuda mezhepsel silah çok acımasızca kullanılırken şu gerçek bizi yüzleşmeye taşıyor: Orta doğu denilip özelikle direk işkal veya tetiklenen iç savaşlarla devam ederken, Orta doğunun temel sorunu Filistin veya İsrail olgularına “Bahar” gelmiyor. Arap Dünyasında ayrışma ayarlar mezhepsel eksende dolaşıyor. Türkiye de model ve din eksenle bölgede kullanılıyor. Budan dolayı başta Amerikan İngiliz basınından siyasetcisi hep Türkiye’yi örnek gösterip dolduruyorlar. Oysa Türkiye’de olanların da durumu ortada: Ama Füze kalkanı yerleşiyor, en modern silahlar veriliyor ve Kürt kartı bir başka oynanıyor. Ama kendi meslektaşları dahi tutuklanan gazeteciler batıda Türkiye demokratik örneği ile Orta doğuyu bağdaştırıyor. Ekleyelim; Orta doğu projesinde Kürt kartı da vardır ve yavaş yavaş Belucistan ve Kürdistan konuları gündeme taşınarak konuşulmaya çalışılıyor. Boşuna Arınç 3 aylık yeni stratejik başarısından söz ediyor:

Bir dünya görünümüne daldık: Ama daha orta doğu eksenini dahi anlatmadan, Avrupada’ ki sarsıcı krize uğramadan herhalde makalenin köşesini aştık. O zaman tekrar edelim; Kapitalistsiz dünyayı yorumlamak imkansızdır.En basit nüfus sayımını dahi beceremeyen Kuzey Kıbrıs’a bu bilgilerin bir değeri var mı?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin