yaklaşımlarÖzkan Yıkıcı MISIRDA İKİLİ YOLDA GÜNDEM - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

MISIRDA İKİLİ YOLDA GÜNDEM – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Mısır hafta başı itibarıyla yeni ikili yola girdi. Bir yanda başlayan seçimlerle oluşacak meclisin atayacağı yüz kişilik kurucu meclisle yapılacak anayasa, diyer yandan hala süren Tahrir meydanı eylemeler birlikte yürüyor. Sanki yeni yılın başında başlayan hareketin yeni ayrışma ve gelecek belirleme parçalanması oluşuyor. Şu basit gerçek sırıtıyor; Ne kadar bağırır ve mücadele ederseniz edin, sonuçta damgasını vuran örgütlü olan kesimler oluyor. Mısırda bu bir kez daha yaşanıp kanıtlandı. Müslüman Kardeşler hareketi başlangıçta öne çıkmadı ve ikincil kaldı. Sora ayarda direk rol aldı ve son Tahrir tepkilerine katılmadı. Ama seçimlerdeki tahminler en başarılı hareketin onların olacağını ortaya koyuyor. Bir anlamda örgütlü ve alternatif olan kesim ikincil kalsa da kitlesel gerçeği son Mısırda olduğu gibi siyasal damgasını vurur. En çok mücadele edenler ise “Devrim elimizden kayıyor” yakarışlarla yakınma ötesine gidemez duruma gelirler: Nitekim Mısırda hareketin bedelini ödeyen Tahrir bir yanda boykot protesto eylemleri ile devam ederken kırka yakın ölü verirken, halk yeni yöneticileri için sandıklarda kuyruk oluyorlar.

Mısırdaki seçimi izlerken istemeden son dönemi yeniden şöylesine bir gözden geçiriyorum. Çok deyil, sadece senenin başına gidiyor ve hızla olanlarla yeni siyasal ayara bakıyorum. Tunusta olaylar patlıyor; İslamcılar ikincil duruyor. Önderlik yapmıyorlar; Hatta açığa çıkan belge ile İslamcı lider Raşit Ganuri batılılarla yaptığı anlaşma ile onların çıkarlarına dokunmayacağını ve yabancı sermaye akışına devam edeceğini onayladı. Derken Tunusta diktatörler gider. Sokaklar sistemi deyiştirme eylemleriyle mümkün olduğu kadar devleti arındırma çabasındayken, İslamcılar kitleselleşmeye devam etti. Derken seçim yapıldı ve solun parçalanması kadar örgütlü olan AKP çizgili İslamcılar seçimde birinci oldular. Böylelikle ilk taşta başlangıçta gafil avlanan sistem soradan ılımlı İslam yani AKP çizgisiyle siyasal boşluğu kapatıyordu.

Fas ise geçen hafta seçimini yaptı: Orda da yine İslamcılar kazandı: Gariptir Fasta sokağa çıkan 20 Şubat hareketi boykot etmesine ve yapılanın demokrasi olmadığını belirtmesine karşın halk dikkate almadı. Fas çok daha uyanık davranıp, sene başında daha olaylar başlayınca, hemen Kıral reforum  adıyla bazı yetkilerini parlemento hükümete verir gibi yapıp kendini kurtarıp siyasal hazırlıksız olan hareketi de teslim aldı. Yapılan seçimle de resmen yandaşı İslamcıları ve Liberaleri parlementoya koyarak adeta monarşiye devam ediliyor.

Son Mısır olayı da yeni taşlanma gibi oyluyor; Herkes izlerken neden tüm batının Türkiye modelini öne çıkardığının kanıtlarını anlar. Mısırda da yeni dönem belli ki Mubarek yanlıları, ağırlıklı İslamcılar ordu üçgeninde devam edecektir. Tahrir meydanında gördüğümüz devrimci kesimler şimdilik ikincil oluyor. Şu anda başardıkları önemli durum, Mısır ordusu epey zaman geçiş dönemi ilan ederken, tepkiler bunu gelecek yıl Hazirana çektirdiler. Yalnız şu aldatıcılık yine Tahrirde kırıldı. Kırktan fazla kişi öldürülürken dünya kamu oyu ilk tepkiyi vermedi. Örnek olarak Erdoğan mikrofon elinde söylem vermedi, Obama destek beyanından uzak durdu. Aksine Mısır demokrasisinden dem vurdular.

Mısırda şimdi seçim ve Tahrir ikilemi yaşanıyor. Protesto ve sandık kyrukları ikilemleri içinde yol bulma rotası izleniyor. Hareketi örgütleyen kesimlerden 6  Nisan hareketi en azından ordusuz seçime girme ve daha demokratik taleplerini kabullendiremedi. Fırsatı İslamcılar kulandı. Öyle kulandı ki son eylemlere katılmayıp bir anda sandıkla belirleyici duruma gelme silahını kulandı. Cemaati inancı ve camisiyle kitleselleşen Amerikancı gerçeği ile yeni dönemin önemli siyasal aktörü haline geldi.

Ben Kuzey Kıbrıstan güney denizli komşumuz Mısırı izlerken, ayni siyasal kuralın burada nasıl uygulandığının da uyarısını dün yazdığımı anımsarım. Din siyasalaşmasıyla eğitimden inanca nasıl kuşatılmakta olduğumuzu görüyorum. Bir de sosyal tepkilerin örgütsüz olunca nasıl kaybedildiğini yeniden yaşadık. Mısır dersi bundan dolayı öğretici ve uyarıcı olarak önemli derstir.

Mısır diğer bakımdan patlamaya hazır provokasyon bombası olmaktadır. Hristiyan İslam, mezhepsel ayrımalar, derinleştirme çabalı laik İslam ve ordunun yönetim gerçeği ile Amerikan direk bağımlı ilişkisi hepsi çekilince veya istenince nasıl sosyal patlama yaratmaya hazır malzemeler olduğunu haykırmaktadır. Dinin siyasalaşması bunun ek silahı olarak karşımızdadır. Şu anda oluşan seçim Tahrir ikileminde yeni gündem yaratmaya aday siyasal kartlar olmaktadırlar.

Mısırda sandıklar ve meydanlarla dolu günlerden geçiyoruz. Söyletilmeyen aşırı tutuklamalar ve diyer olumsuz gelişmelerde vardır. Yeni rayına oturtulacak Mısırın mutlaka bölgesel bazı taşları oynatması kaçınılmazdır. Ancak unutanlar için Emperyalist Orta doğu projesinde dinin siyasal gerçeği ve piyasal yabancı sermaye durumu her zaman akılın yorum bölümünde olması şarttır. Bu unutulursa o zaman şu yanılgıya hemen takılıp gideriz; Türkiye modelinin Orta doğu gerçeği ile başlar ve “Bahardan, demokrasiye” gelişmeleri sıkıştırırız. Hele de algılarla pohpohlaşmaya hazır olanların tekrarlarında boğulup kalırız.

Kısaca Mısır her yönüyle ders olacak gelişmelerle çalkalanıyor. Tepkiler, gençlik hareketleri, yoksul halk ve daha niceleri; Mısırda yoğun yoksulluk, cehaletin sarmalı ve baskılarla örülü devletin içinde aydınların veya devrimcilerin kolay kolay bu kabusu yırtmaları kolay deyildir. Dinin kuşatılmışlık inancı ve kültürleşmesi ile emperyalist sömürme uydulu Mısır şimdi yeni ayar veya deyişim arasında yolunu bulmaya çalışıyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin