Şike vardı yoktu,
Yaptıydı yapmadıydı,
Yasa değişirdi değişmezdi derken,
Etleri düdüklü tencerede bile kaynamayan siyasi partiler;
AKP, CHP ve MHP bir araya gelip,
Meclis’te yasayı değiştirdi!
Bu kez Köşk imzalardı imzamalazdı namesi mırıldanırken,
Abdullah Gül yasayı imzalamayıp,
Meclise gözden geçirmesi için iade etti.
Ortalık karışınca Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
“Bir daha yasanın değiştirilmesi için kimse teklif dahi edemez” dedi.
AKP karıştı!
Olurdu olmazdı derken,
Takiyyenin baba ustası Erdoğan’ın,
Hasta yatağından Yasanın aynen geçirilmesi için talimat vermesi,
Vekillerin üzerinde soğuk duş etkisi yaratmakla kalmadı,
TC’nin bir numarasının kim olduğunu da bir kez daha teyid etti…
Bülent Arınç “Öyle bir söz söylememeliydim” deyip günah çıkarttı!
Son söz hakkının Parlamentonun olduğunu söyledi.
Kamuoyuna da “N’apalım eski yasa insan hakları mahkemesinden döner”,
Masalı okundu ve yasa aynen korunup ikinci kez Köşke gönderildi.
Vekiller “İmzamızın arkasındayız” dedi ve,
8 ay önceki yasanın kendileri tarafından çıkarıldığını unuttu.
Bir önceki yasayı nenem yapmış gibi sanki de!
Türk siyasetçesi böyledir işte,
Sürekli hafıza kaybı yaşar…
Köşk’ün patronu Gül imzalamazdı imzalardı kavgası sürerken,
Anayasanın nasıl emrettiğini herkese izah ettikten sonra,
İmzayı bastı,
Herkesi de ters köşeye yatırdı.
Anlayacığınız o da bir nevi şike yaptı…
Yeni yasayla birlikte,
Tahliyeler başladı.
Federasyonun 58’nci maddeyi değiştirirek,
Küme düşmeyi kaldıracağı dedikodusu ortalığa yayılarak nabız yoklandı.
Ardından FB’nin Başkan Vekillerinden Nihat Özdemir,
58’nci madde değismezse Ligin tadı kaçar,
Sonu olur gibi tuhaf açıklamalar yaptı…
Cezamız varsa da çekmeye hazırız dedi ama,
6-7 takım düşürüleceği için,
Türkiye Ligi biter fetvasını,
Dosta düşmana duyurdu…
Teselli bulmak için de TC’deki iddianamelerin,
%57 sinin mahkemelerde bozulduğunu söyleyip,
Züğürt tesellisi buldu.
Derken bir sabah erken:
GS Başkanı “Bize yani Külüpler Birliğine böyle bir öneri ile kimse gelmesin” dedi.
FB “Bu yasa değişmelidir” diye bastırdı.
İşte bu noktada şike yaptığı da açıkca tescil oldu…
Yaşananlardan sonra FB mahkeme kararı olmasa da,
Vicdanlarda küme düştü…
Siyasi Partiler küme düştü…
Cumhurbaşkanı küme düştü..
En mühimi baba usta da siyasi şikeye başvurunca,
O da küme düştü.
Şike yapan yapana olunca,
Futbol severler de küme düştü…
Küme düşmek böylelikle kaçınılmaz oldu..
UEFA’dan gelen uyarı üzerine,
Federasyon 58’nci maddenin değiştirilmeyeceğini açıkladı.
Kararın da sezon sonu mutlaka verileceğini,
Söylemek zorunda kaldı…
İşin aslı Federasyonun gönülsüz davranıp,
Kararlarını zamana yayıp ertelemesi olunca,
Herkesce onun da küme düşmesi olarak algılandı!
Anlayacağınız 2010-2011 sezonunda,
Küme düşmeyen kalmadı!
Türkiye insan hakları mahkemesinde,
Avrupa’da ilk sıraya yerleşti…
Gazetecileri toptan içeri tıkıp,
Küme düşme şampiyonu oldu…
Son olarak,
BM Kalkınma Programı İnsani Gelişmişlik Endeksinde,
92’nci sırada alt sıraları işgal etti ve bir kez daha küme düştü…
E daha ne yani?
Hamiş: KIBRIS Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar yazdığı köşe yazısında, yılbaşı arifesinde Rum şirketlerinin tam sayfa renkli reklamlar vermek istediklerini ancak Kıbrıslı Türk Esnafın ticari kayba uğramaması ve vatandaşın güneye kaymaması için bunları reddettiklerini açıkladı. Ticaret dünyasından pek çok arkadaşımın söylediği ise şuydu: 13. Maaş beklentisinden dolayı Kıbrıslı Türk tüccarlarımızın yoğun reklamlarından dolayı KIBRIS gazetesinin sayfalarında yer bulabilmek zaten mucizeydi. O nedenle geçiniz bunları Bay Akar. İhtiyacınız yoktu, onun için almadınız. Bizim tüccarımız da adam olsun, kendine güveniyorsa da Rum gazetelerine reklam versin. Haa, Rum gazeteleri reklamlarını almazsa da o zaman teşhir edersiniz, biz de sizi alkışlarız.
Tüm okurlara sıhhat, afiyet, mutluluklar diler yeni yılda her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle mutlu yıllar…